Bugün 9 Eylül, okulların açıldığı ilk gün. Bu günde öğrenciler meraklı, enerjik, heyecanlı ve biraz da buruk olarak okullara gelecek. Okulun ilk günü hem öğrenciler hem de öğretmenler için önemli. Bu ilk günde öğretmenlerin öğrencinin okul ile olan tüm ilişkisini belirleyecek şeyler yapması mümkün. Öğrencilerin geri kalan günlerde de okula aynı heyecan, istek ve merak duygusuyla gelmesini isteyen öğretmenlere, okulun ilk gününde şunları yapmaktan uzak durmalarını önemle rica ediyoruz.
Kitapları öğrencilere verin, onunla neler yapacağınızı anlatın, öneminden bahsedin, eve gidip aileleriyle kitabı incelemelerini söyleyin hepsi bu. Daha ilk günden kitabı açıp ilk üniteyi işlemeye başlamak çok merak uyandıran, istek kamçılayan bir davranış olmayacaktır.
Okulda ve hatta sınıfta uyulması gereken tek bir önemli kural vardır: Herkese, kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davranın. Bunu yaptığınızda yıl içerisinde er ya da geç saygılı, ilgili ve merak uyandıran bir sınıf ortamı elde edeceksiniz. Konuşmayın, dönmeyin, koşmayın, bakmayın, kıpırdamayın, vb. uygulanması zor ve yıpratıcı birtakım kurallar silsilesinin kimseye bir faydası olmayacaktır.
Bunu yapmak için önünüzde çok uzun zamanınız olacak, okulun ilk günü bunu yapmanıza hiç gerek yok. Daha eğlenceli, daha rahatlatıcı, daha ilgi çekici şeyler bulabilirsiniz eminiz ki.
Öğrencilerinizi pek tanımıyorsunuz, belki de geçen yıldan çoğunu tanıyorsunuz; belki içinizde boy sırasına göre ya da alfabetik olarak bir sınıf düzeni yapmak için dayanılmaz bir istek duyuyorsunuz. Bunu unutun, sınıfa girer girmez öğrencilerinize istedikleri yerlere oturabileceklerini söyleyin. Uzun bir tatilin ardından okula dönen isteksiz, buruk, gergin, vs. öğrencileri bir de bu zorlama oturma planı ile iyice germenin hiç manası yok. Nasıl olsa onları tanıdıkça kafanızda bir oturma planı oluşacak ve bunu uygulamak için bolca vaktiniz olacak.
Öğrencileri biraz rahat bırakmaktan, eğlenceli ve keyifli bir sınıf ortamı oluşturmaktan kimseye zarar gelmez. Nasıl başlarsa öyle gider diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Aksine ilk günden rahat bir ortam yaratmanız sizin öğrencilerin gözündeki yerinizi sağlamlaştıran ve saygınlaştıran bir tutum olacaktır.
Pek hoş bir konu olmadığı malum, hem öğretmen hem de öğrenci için. O halde neden ilk günden böyle bir konuya giresiniz ki?
Gayet mümkün, onlarca öğrencinin ismini ilk günden öğrenmenizi kimse beklemiyor zaten sizden, ancak bunu söylemenizin de bir anlamı yok. Öğrencilerin hiç aklında olmayan bir şeyi söyleyerek bir rekabet ortamı, bir beklenti oluşturmanın hiç gereği yok. İsimlerini öğrendikçe öğrenciler bunu fark edecektir zaten rahat olun.
Öğrencileri ve dahi kendinizi rahatlatmak istediğinizin farkındayız, ancak zorlama espriler bunun tam aksi bir etki oluşturabilir. Olayları akışına bırakın, yıllardır işe yaradığını düşündüğünüz kalıp esprilerinizi sakince bir kenara bırakın ve kendiliğinden oluşan ortamın keyfini çıkarın. Sırf esprinize zemin hazırlamak için giriştiğiniz çaba hepinizin dikkatini dağıtacak ve sıkıcı bir sınıf ortamı oluşturacaktır.
İyi ya da kötü, diğer meslektaşlarınızla ilgili olarak ilk günden konuşmanın anlamı ve gereği yok. Zaten her öğretmen öğrencilerin kendisi hakkında bilmesi gerekeni söyleyecektir. Öğrencilerin bu konuda merakı olabilir, kulaktan dolma birtakım bilgilerle sizden bir şeyler öğrenmek isteyebilirler, ama hiç gereği yok. Bu tür sorulara kulağınızı tıkayın ve herkese kendini ifade etme şansı tanıyın.
Mantıklı bir yol gibi görünebilir, herkesin birbirini tanıması için iyi bir tercih gibi durabilir ama değil. Özellikle utangaç ve gergin öğrenciler için durumu daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramaz. Her öğrencinin kişiliği farklıdır, kimisi ilk günden herkesle kaynaşırken kimisi için haftalar gerekebilir. Bunlara o şansı verin, zaman içinde zaten birbirlerini tanıyacaklar. İlk günden zoraki olarak bunu yapmanıza gerek yok.
Belli başlı şeyleri açıkladıktan sonra öğrencilerin konuşmasına, anlatmasına hatta birbirleriyle konuşmalarına izin verin. Ders işleme şeklinizi, sınavları, ödevleri, projeleri, ders programını anlatmak için dakikalarca konuşmanın hiç gereği yok, çünkü zaten sizi bir süre sonra dinlemiyor olacaklar. Bırakın onlar konuşsun.
İyi bir öğretmenin asla yapmayacağı bir şey bu, ilk günden ödev vermek. Evet, okul bir öğrenme yeri, öğrencilerin belli sorumlulukları var ve bunları yerine getirmek zorundalar. Ancak ilk günden ödev vererek her iki taraf için de iyi bir şey yapmış olmuyorsunuz. Ha, öğrenciler beni sevmesin istiyorsanız bunu yapabilirsiniz elbette karar sizin.
Öğrencilerin çoğu zaten okula korku, endişe ve merak içinde gelmiş olacak. Karşılarında gülümseyen, rahatlatıcı ve sakin bir öğretmen görmeleri onların bu tür olumsuz duygulardan arınmaları için çok önemli. Onlara güvenli ve mutlu bir ortamda olduklarını hissettirin. Somurtan, sert bakışlı, gergin bir öğretmen olmak size hiçbir şey kazandırmaz, ama çok şey kaybettirir.