Çelik, çocuklarda ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların araştırılması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonuna bilgi verdi.
"Okullardaki şiddet olayları gerçeğimiz, ancak hiçbir zaman tercihimiz olmamalı" diyen Çelik, çocukların, şiddetle ilk aile ortamında karşılaştığını söyledi. Çelik, daha sonra okulda öğretmenden, toplumsal olaylarda polisten, askerde komutandan dayak yenildiğini belirterek, "Neredeyse bir ömür boyu dayak atma ve dayak yemeyle karşı karşıya bir toplum olduk. Buna layık değiliz" dedi.
Çelik, 1-2 yıldır toplumun gündeminde yer alan okullardaki şiddetin, global uzantıları olan, küresel bir sıkıntı olduğunu kaydetti.
Şiddetin sadece Türkiye'de olmadığına işaret eden Çelik, Türkiye'de şiddetin; ABD, Japonya, Almanya ve kalkınmış Batı ülkeleriyle kıyaslanamayacak kadar az olduğunu belirtti. Çelik, olayın başlangıcında müdahale etmeleri ve bunu asgariye indirmeleri gerektiğini dile getirdi.
Şiddetin, "vahamet boyutunda" olmadığını kaydeden Çelik, 60 bin okulda her yıl 1 olay meydana gelmesi halinde bunun 60 bine ulaşacağını söyledi. Çelik, okulların açık olduğu 6 aylık dönemde 2 bin 990 olay meydana geldiğini bildirdi.
Bakan Çelik, okullarda cep telefonu kullanılmasına yasak getirmediklerini, bir ülkede "telefon sapıkları" var diye telefonun yasaklanmadığını belirtti.
Çelik, "Olumsuz davranışlarıyla okul ortamında sıkıntılar yaratan öğrenciyi örgün eğitimden alıp, yaygın eğitime kaydırmak gibi bir önlemi, en son getireceğiz" diye konuştu.
"Ne yapacağız, bunları polise mi teslim edeceğiz?" diye soran Çelik, "Eğitimden kopmaması için, okuldan atmak gibi bir yolu tercih etmiyoruz. Örneğin bütün çabalara rağmen lisede zapturapt altına alınamayan bir öğrencinin, açıköğretim lisesine kaydını yaptırıyoruz" dedi.