İSTANBUL (İHA) - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, 6 Mart olaylarının kabul edilir bir yanı olmadığını belirterek, "Polisin tahriklere kapılmaması lazım" dedi.
İstanbul'da inceleme yapan TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış başkanlığındaki komisyon üyeleri, İstanbul Valiliği'nde düzenlenen basın toplantısında bir araya geldi. Yaptıkları incelemelerin sonuçlarını açıklayan Elkatmış, İstanbul ziyaretleri kapsamında bir çok kuruluş, hastane, karakol, cezaevini ziyaret ettiklerini belirterek, "Ziyaretlerimiz kapsamında 6 Mart'taki olaylarla ilgili bilgi aldık. Görüş alışverişinde bulunduk. Bizim çalışmalarımız ağırlık olarak insan hakları boyutuyla ilgili. Bu arada diğer konularda da bilgiler aldık ve memnun olduk" dedi.
6 Mart'taki olaylarda polisin takındığı tutumun üzüntü verici olduğunu ifade eden Elkatmış, "Bu konuyu yetkililerle görüştük. O olayların olmasını hiçbirimiz istemezdik. Yetkililer de üzüntülerini dile getirdiler. Gerekenin yapılacağını söylediler ve gerekenin yapılacağına biz de inanıyoruz. İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden görevlendirilen müfettişler olaya el koydu. Bunları söylerken, polisi tamamen iş göremez hale getirmek hiçbirimizin yararına olmaz. Polisimiz her zaman görev yapacak. Hepimizin güvenini sağlamak polisin görevi. Onlar görevlerini yapacaklar ama görev yaparken çok dikkatli olmak zorundalar. 6 Mart olaylarını kabul etmek mümkün değil. Polisin tahriklere kapılmaması lazım" diye konuştu.
"POLİSİN DE SIKINTILARI VAR"
Mehmet Elkatmış, polisin de sıkıntıları olduğunu belirterek, geçmiş yıllara oranla polis sayısında düşüş yaşandığını söyledi. Tecrübeli polislerin, bir takım ekonomik ve sosyal sıkıntılar nedeniyle İstanbul'dan ayrılmak istediğini ifade eden Elkatmış, "Polisin, görev yapmaktan alıkonulmaması lazım. Orada büyük tahriklerin olduğu ifade edildi. Bunu da kabul etmek mümkün değil. Eylemin 6 Mart'ta olması manalıdır. Bu olayı aklı selim hiç bir insanın kabul etmesi mümkün değil. Polis, olaydan tecrübe kazanmıştır. Dün de yasak olmasına rağmen Taksim'de açıklama yapıldı ama polisimiz hiç müdahalede bulunmadı. Polise de haksızlık edilmemeli. Eylem için belirlenen meydanlar var. Bir takım örgütler, "biz orada yapmayız, keyfimiz nerde isterse orada yaparız" diyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Kamu düzeninin sağlanması lazım" açıklamasında bulundu.
Elkatmış, şunları söyledi:
"Geçen yıl bin 83 basın açıklaması yapılmış. Bunlardan bin küsürüne hiç müdahalede bulunulmamış ama sadece 48 tanesine uygunsuz davranışlar nedeniyle polis müdahale etmiş. Basın açıklaması deniliyor ama basın açıklaması diye başlayan bir takım faaliyetler, kitlesel bir yürüyüşe, yakıp yıkmalara dönüşüyor. Polisin, buna seyirci kalması doğru olmaz.
Basın açıklaması adı altında bir takım yasadışı faaliyetler meydana geliyor. Tabii ki polis de buna müdahale etmek zorunda kalıyor. Müdahalede de orantısız güç kullanılmaması için polisin azami titizliği göstermesi gerekiyor."
Başbakan Erdoğan'ın, 6 Mart olayları nedeniyle basına gösterdiği tepkinin hatırlatılması üzerine Elkatmış, "Basın gördüğünü, duyduğunu yazacak. Basın olmazsa demokrasi olmaz. Basın olmazsa insanlarımız bilgi edinemez. Sayın Başbakan, bunun tekrar tekrar verilmesi, sanki devamlı böyle oluyormuş gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu söylemiştir. Sayın Başbakan, bunun kritik bir zamanda tekrar tekrar verilmesinden rahatsız oldu. Olayları objektif değerlendirmemiz gerekiyor. Kadınlar Günü 8 Mart, olay 6 Mart'ta oluyor" dedi.
"CEZAEVLERİ HUZURA KAVUŞUYOR"
Elkatmış, beraberindeki heyetle yaptığı ziyaretler kapsamında cezaevlerini gezdiğini, mahkum ve tutuklularla birebir görüştüklerini söyledi. Elkatmış, "Yanımıza cezaevi yetkililerini almadan teke tek görüştük mahkumlarla. Cezaevleri huzura kavuşuyor. Bu, bizi çok duygulandırdı. Eskiden insanlar ölüyordu, çatışmalar oluyordu. Bugün cezaevlerinin her bölümünde faaliyetler, aktiviteler var. Sivil toplum örgütlerinin bu konuda desteği büyük. Mahkumlar meslek öğreniyor. Cezaevlerinde emanette eskiden 3-4 milyar toplanırdı, şimdi ise 6.5 trilyon lira toplanıyor. Bu para bugün devletin kasasında bekliyor ve ihtiyacı kadar mahkumlara veriliyor. İstanbul'un problemleri çok. İstanbul, bir medeniyetler şehridir. İstanbul, Türkiye'nin gözbebeğidir. Böyle bir ilin problemleri de büyük olur. Yöneticilerimizin bu büyük problemleri çözme konusunda çok gayretli olduklarını, büyük çaba sarf ettiklerini, her yönüyle bunların çözümü için işbirliği içinde olduklarını gördük. Mahkumlar ve tutuklular, başa baş yaptığımız görüşmelerde bize özellikle insan haklarını ihlal eden bir şikayette bulunmadılar. Bundan sonra İstanbul'la daha fazla ilgileneceğiz. İstanbul'un en büyük problemi asayiş sorunudur" diye konuştu.
Son günlerde de İstanbul'un asayişinde bir takım patlamalar yaşandığının altını çizen Elkatmış, "Suç oranında artmalar olduğu görülüyor. İstanbul'da, mala karşı işlenen suçlarda yüzde 14'lük artış var. Artışın nedenlerini araştırdığımızda toplum olarak şöyle bir düşünce var. 'Sokak çocukları bu suçları işliyor' deniliyor. Gerçek payı var fakat sokak çocuklarını da bir kaç gruba ayırmak gerekiyor. Sokak çocukları suça bulaştırılıyor. Sokak çocukları üç gruba ayrılıyor. Birisi sokakta yaşayan çocuklar, bunların bir kısmı madde bağımlısı. İkincisi sokakta çalıştırılan çocuklar var. Örgütler çocukları toplayıp getiriyorlar, bunları çalıştırıyorlar. Bir de suçta kullanılan çocuklar var. Profesyonel örgütler tezgahlıyor. Bir kısım çocukların cezadan muaf olmaları nedeniyle bunu özendiriyorlar. Burada işlenen suçları hep sokak çocukları gerçekleştiriyor diyemeyiz. Yüzde 80'i, aileleriyle birlikte kalanlar işliyor. Sokak çocukları suça özendiriliyor" ifadelerini kullandı.
"AİLELER ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKMALI"
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, yaptıkları incelemeler sonucunda, toplumun bir yanlışın içinde olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Elkatmış, "Aileler çocuklarına sahip çıkmalı. İstanbul'da işlenen suçların yüzde 62 ile yüzde 87 arasındaki kısmı, çeteler tarafından İstanbul dışından getirilen çocuklara işletiliyor. Suç işleme oranının, yeni ceza yasasının çocuklara getirdiği bir takım muafiyetlerden dolayı organize haline geldiğini görüyoruz. Meclisimiz ve hükümetimiz buna karşı gerekli tedbirleri alacaktır. Yeni TCK ile çocuk suçları artmıştır" şeklinde konuştu.
Çocukların suç işleme oranının artmasının, herkesi düşünmeye sevk etmesi gerektiğini belirten Elkatmış, "15 yaşındaki bir kız çocuğu, 110 adet davası var. Adına da "Sultan" diyorlar. Bu sadece bir örnek, bunun gibi bir çok örnek var. Bunlar acı gerçekler. Bu konuda herkese büyük sorumluluk düşüyor" dedi.
Son olarak, "Hastanelerdeki kargaşa aşılmış. İlk günlerdeki yoğunluk yok. Hastalarla baş başa görüştük. Ciddi bir itirazın olmadığını tespit ettik. Sadece bir kaç hasta eczanelerden ilaç alımında sıkıntıları olduğunu söyledi. Bu gezimizde biz çok faydalı tespitler yaptık. Bir çok konuyu anında çözdük" diyen Elkatmış, karakollarda gözaltında tutulanlara kötü muamele yapan sorumluların, hak ettikleri cezayı alacaklarını da söyledi.