Öldürülen kuzenlere hüzünlü veda

BALIKESİR (İHA) - Balıkesir'in Savaştepe İlçesi'nde, 45 gün önce okul önünden kaçırıldıktan sonra, önceki gün evlerine 8 kilometre mesafede öldürülmüş olarak bulunan 10 yaşındaki ilköğretim öğrencisi kuzenler Tuğçe Yıldırım ve Büşra Karabacak, gözyaşları arasında toprağa verildi.

Cenazeler Karacaköy'e getirildiğinde feryatlar ve gözyaşları yürekleri dağladı. Küçük kuzenlerin eğitim gördükleri okulun öğrencileri de ellerinde pankart ve iki küçük kızın fotoğraflarıyla cenaze evine geldi. Boğularak öldürülen kız kardeşinin fotoğrafını taşıyan 5. sınıf öğrencisi Tuğba, "Onu çok özledim, her gün kazaklarını ve defterlerini kokladım. Katilleri bulunsun" diye gözyaşı döktü. Bursa'da yapılan otopside iki küçük kızın, önlüklerinin bağıyla boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı.

Reklam
Reklam

Cesetleri dün ormanlık alanda bir kanalizasyon büzünün içine poşete sarılı vaziyette bulunan Tuğçe Yıldırım ve kuzeni Büşra Karabacak'ın cenazeleri otopsinin ardından Bursa'dan Balıkesir'e getirildi. Yıldırım Belediyesi tarafından tahsis edilen araçla, aynı tabuta konulan kuzenlerin cenazeleri köye getirildiğinde, ailelerin acısı bir kat daha arttı. Yaşarken birbirlerinden hiç ayrılmayan iki kuzenin bedenleri parçalandığı için aynı tabuta konularak köye götürüldü. Cesetler, burada ayrı ayrı tabutlara konuldu. Yavrusunun tabutunu gördüğünde feryat eden 3 çocuk annesi Hanife Karabacak ve baba Mustafa Karabacak güçlükle teskin edildi. 6 yaşındaki Betül ve 3 yaşındaki kardeşleri Arif ise olan bitenden habersiz ellerinde çiçek taşıdı. 6 yaşındaki Betül, bir arkadaşının, "Çiçeği ben Büşra'ya vereceğim" demesi üzerine, "Hayır, onu tabutuna koyarsın" diye konuştu.

Anne Hanife Karabacak, "Ne istediniz yavrumdan, bizi yakanlar daha da yansın. Allah onları beter etsin. Onları ben zorla büyüttüm. Bu olay için mi büyüttüm onu ben? O, evimin neşesiydi, her gün mavi önlüğünü giydirirdim, evim neşesiz kaldı" diye ağlarken, orada bulunanları duygulandırdı. Acılı anne, kızının tabutuna yemeni koydu.
Gözyaşlarına boğulan baba Mustafa Karabacak ile dedeler Halil İbrahim ve Arif Karabacak da katillerin bir an önce bulunmasını istedi.

Reklam
Reklam

"KATİLLER BULUNMAZSA KEMİKLERİM ÖMÜR BOYU SIZLAR"

Tuğçe Yıldırım'ın babası Yüksel Yıldırım da ayakta güçlükle durdu. Komşuları tarafından teselli edilen Yıldırım, "Kızımın katilleri bulunsun, eğer onlar bulunmazsa benim kemiklerim sızlar. Acısı hiç bir şeye sığmıyor" dedi. Bir ara Büşra'nın annesi Hanife Karabacak, görevli jandarmaya çocuğunun nasıl öldürüldüğünü sordu.
Öte yandan, 4. sınıfta okuyan iki kuzenin eğitim öğrenim gördüğü okulun öğrencileri de ellerinde, "Nasıl kıydınız, kalbimizde yaşıyorlar", "Katiller bulunsun, başka güller solmasın, gözyaşlarını dindirin", "Acımız büyük" yazılı dövizler taşıdı.

Kendisinden bir yaş küçük kardeşinin fotoğrafını taşıyan 5. sınıf öğrencisi Tuğba ise, Tuğçe'yi çok özlediğini belirterek, "Onu çok özlüyorum. Özlediğim için kazağını defterini kokluyorum hep, katilleri bir an önce bulunsun" diyerek gözyaşlarına boğuldu.

Öldürülen kuzenlerden Tuğçe Yıldırım'ın cenazesi evine getirildiğinde, annesi Ayşe Yıldırım, bayrakla örtülü tabuta sarılıp ağladı. Anne Yıldırım, kızının çok sevdiği pantolonunu ve tişörtü tabutunun üzerine koydu. Çocuğunun cesedini açmak isteyen anneye jandarmalar izin vermedi. Helallik istendiğinde, acılı anne, "Benim sende ne hakkım var ki, sen hakkını helal et yavrum" diye gözyaşlarına boğuldu. Savaştepe Jandarma Bölük Komutanı Başçavuş Ahmet Kanal'ın da taşıdığı cenaze, daha sonra Büşra Karabacak'ın evinin önündeki musalla taşına getirildi. Büşra ve Tuğçe adlı kuzenlerin cenazeleri, evlerinin önünde kılınıp, daha sonra köy mezarlığında toprağa verildi.

Reklam
Reklam

Cenaze namazına çok sayıda vatandaşın yanı sıra kuzenlerin yakınları, Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, İl Jandarma Komutanı Yardımcısı Yarbay Ali Uyanık, Savaştepe Kaymakamı Emin Sait Karahaliloğlu Savaştepe Belediye Başkanı Gürkan Kurtbaş da katıldı. Kuzenlerin cenazeleri daha sonra köy mezarlığında yan yana toprağa verildi. Cinayetle ilgili soruşturmayı derin bir şekilde sürdüren jandarmanın, olay yerindeki parmak izi, ayak izi, otomobil izi gibi bütün delilleri değerlendirdiği öğrenildi. Jandarma görevlilerinin cenazeden kamerayla görüntü alması dikkat çekti.