Samsun'da, karısıyla yatakta birlikte yakaladığını iddia ettiği arkadaşını baltayla öldürdükten sonra evinin tuvaletinde parçalara bölüp 5 ayrı poşet içinde ırmağa attığı ileri sürülen şahıs ile karısının yargılanmasına devam edildi.
Olay, Fevzi Çakmak Mahallesi'nde 16 Mart 2008 tarihinde gece saat 01.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, Denizli'de inşaatlarda çalışan E.P. (36), Samsun'a izine geldi. E.P.'nin eşi ve çocukları için de arkadaşı Sebahattin Y. (43) Samsun'da kendilerine ev tuttu. Sebahattin Y., dost hayatı yaşadığı iddia edilen E.P.'nin eşinin evinde kalmaya başladı. E.P., iki çocuk annesi eşi R.P. (29) ve Sebahattin Y., olay gecesi birlikte içki içti. Gece saat 01.00 sıralarında uyandığında eşini Sebahattin Y.'nin yatağında gören E.P., uyumakta olan şahsa odun kesmede kullandığı baltayla saldırdı. E.P., balta ile boynuna vurarak öldürdüğü Sebahattin Y.'nin cesedini evinin tuvaletine götürdü. Evde uyumakta olan 11 yaşında oğlu ve 8 yaşındaki kızının olayı görmemesi için odalarının kapısını kilitledi. E.P., Sebahattin Y.'nin cesedini tuvalette parçalara ayırdı. E.P., daha sonra 5 ayrı poşetin içine koyduğu arkadaşının ceset parçalarını ve olayda kullandığı baltayı Mert Irmağı'na attı.
Evli ve 3 çocuk babası Sebahattin Y.'nin kaybolması üzerine ailesi durumu polis ve jandarmaya haber verdi. Yapılan araştırmada E.P. ve eşi R.P. yakalandı ve suçlarını itiraf edip tutuklandı. Sebahattin Y.'nin ise cesedinin bazı parçaları ve kafası Samsun il merkezi ile Çarşamba ilçesinin köylerinde sahile vurdu. Ancak, cesedin bazı parçalarına hala ulaşılamadı. E.P. hakkında, 'kasten adam öldürmek' suçundan, eşi R.P. hakkında da 'suç delilini gizlemek' suçundan dava açıldı. Tutuklu olarak yargılanan E.P. ve R.P., bugün Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci kez hakim karşısına çıktı. Bugünkü duruşmada tutuklu karı-kocanın çocukları 11 yaşındaki oğlu S.P. ve 9 yaşındaki kızı H.P., tanık olarak ifade verdiler. H.P., öldürülen şahsın zaman zaman evlerine geldiğini ve babasının arkadaşı olduğunu belirterek, "Olay sabahı uyandığımda annem yerleri siliyordu, babam da bulaşık yıkıyordu. Bildiklerim bu kadar" dedi.
S.P. ise, "Olay gecesi biz saat 22.00'de yattık. Sabah uyandığımda saat 10.00 sıralarıydı. Babam sakın tuvalete gitmeyin diye bize tembih etti. Ben tuvalete gedecektim, babam bana leğen getirdi ve çişimi odada bu leğenin içinde yaptım. Okula gidip geri döndüğümde evimizin halılarının değişmiş olduğunu gördüm. Ölen amcayı da bir defa annemle aynı yatakta yatarken görmüştüm" diye konuştu. Her iki kardeş de duruşma salonunda tutuklu anne ve babalarını görünce uzun süre gözyaşı döktüler. Öldürülen şahsın eşi Ayşe Y. ise, ağlayan çocukları görünce, "Ben ağlıyorum, onlar da ağlasın" diye konuştu.
Müdahil avukatı Ata Giritli, vahşi cinayetin namus meselesi yüzünden değil, başka sebeplerden dolayı işlendiğini ileri sürerek, "Bu olay her iki sanık tarafından işlenmiştir. Bu olay başlangıçta savcı tarafından yeterince ayrıntılı olarak ele alınmamış ve deliller tam toplanmamıştır. Böyle tahkikatların hassasiyetle yürütülmesi, rastgele ve yetersiz savcılar tarafından yapılmaması gerekli. Bu tür olaylar Cinayet Bürosu polisleri gibi görev bölümlerinde sadece cinayetle ilgili bir savcı tarafından yapılmasının doğru olacağını düşünüyorum. Amacım savcıları ve hakimleri küçük düşürmek değil. Ancak, işin önemine binaen dana titiz bir tahkikat yapılması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Mahkeme heyeti tutuklu sanık R.P.'nin avukatını tahliye talebini kabul etmezken, duruşma tanıkların dinlenmesi için ileri bir tarihe ertelendi.