Avrupa’nın veba salgını ile boğuştuğu 1700’lü yılların sonunda, Poveglia Adası’na gemi ile gelen turistler yerli halka hastalığı bulaştırdı. Poveglia, 1793 ile 1814 yılları arasında vebaya yakalanan yaklaşık 160 bin kişinin karantinaya alındı. Üstelik ülkede veba olduğu tespit edilen kişiler karantina için Poveglia’ya gönderildi. Ada kısa bir sürede yüz binlerce insanın öldüğü bir merkez haline geldi. Veba hastalığının o dönemlerde çaresi olmadığı için hasta olduğundan şüphelenilen herkes bu adada ölüme terk ediliyordu. Adada hala karantinaya alınmış kişilere ait toplu mezarlar bulunuyor. Adada o kadar çok insan öldü ki, adanın toprağının %50’sinde insan kalıntıları olduğu düşünülüyor. Hatta hastalığın daha fazla yayılmaması için bazı ölülerin yakıldığı dahi iddia ediliyor.
Adanın karanlık tarihi 1814’de karantina istasyonu kapandıktan sonra da bitmedi. 1920’li yıllarda adada akıl hastanesi açıldı ve hastalara insanlık dışı muameleler ve deneyler yapıldı. ‘Lobotomi' adındaki bu deney psikolojik hastalar üzerinde yapılan, beynin ön lobunun alınmasıyla gerçekleşen cerrahi tedavi ancak tedaviden çok işkenceye dönüşerek birçok insanın ölmesine neden oldu.
Adada son kalan kişiler “Gidin ve asla geri dönmeyin” diyen sesler duyduklarını ifade ediyor. Adada yayılan rivayetlere göre yüzyıllar geçmesine rağmen adanın yakınında çığlık sesleri duyulduğu iddia ediyor. Uzun bir süredir adada kimsenin yaşamamasına rağmen çan sesleri duyulduğu da söyleniyor.