ABD'de gerek bankalara olan mortgage kredisi borçları gerekse kredi kartlarında yaşadıkları ödeme sıkıntıları nedeniyle nakde sıkışan vatandaş kendine hızlı bir acil nakit kapısı açtı: "Ölüm tahvilleri."
ABD'liler hayat sigortası poliçelerini satarak hem prim ödemesinden kurtuluyor hem de toplu nakde ulaşıyor. Bu poliçeleri alanlar da, sigorta sahibinin erken ölmesi durumunda büyük kâr elde ediyor.
Referans Gazetesi'nin haberine göre, bu poliçeler krizde büyük darbe alan hedge fonların da iştahını kabartmaya başladı. Hedge fonların da hayat sigortası ödemesi pazarına girmeye başladığını yazan Businessweek'e göre, bu sayede poliçenin asıl sahibi olan kişinin ne zaman öleceği üzerine adeta bahse giriliyor ve kısa yoldan nakite ulaşılıyor. Yani bir dönem paraya para demeyen ancak küresel krizin patlak vermesinin ardından elindeki karmaşık yatırım araçları yüzünden zarar eden hedge fonlar umutlarını yerin metrelerce altındaki ölülerin hayat sigortası poliçelerine bağlıyor.
90 MİLYON KİŞİNİN HAYAT SİGORTASI VAR
Hayat sigortası poliçelerini elinden çıkarmak isteyenlerden bu poliçeleri doğrudan ve kelepir fiyata satın alan hayat sigortası ödemesi (Life settlement) şirketleri ile anlaşarak bu poliçeleri yatırım portföyleri arasına katan hedge fonların sayısı ise giderek artıyor. Hatta uzmanlara göre Wall Street'te hedge fonlardan sonra büyük yatırım fonları da bu işe soyunabilir. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'e göre 2002'de 300 milyon doları bulmayan "ölüm tahvili" ihraçları 2006'ya gelindiğinde 5 milyar doları aşmıştı. Hedge fonlar ve diğer büyük yatırımcılar bir kaç senedir Avrupa'da "ölüm tahvilleri"ne ilgi gösteriyor.
ABD'de ise bu tahvillere olan ilgi krizle birlikte yeni yeni artmaya başladı. ABD'de 90 milyon kişinin özel yaşam sigortası bulunuyor, ancak krizle birlikte aylık primlerin ödenmesi daha zor hale gelmeye başladı. Bu nedenle ya aylık prim ödemelerini pahalı bulanlar ya da diğer borçlarını kapamak için acil nakite ihtiyaç duyanlar hayat poliçelerini satıyor.
GETİRİSİ PİYASADAKİ ÇÖKÜŞTEN ETKİLENMİYOR
Sistem ise şöyle işliyor; Yatırımcılar daha fazla prim ödemek istemeyen ve anlaşmasını erkenden bozmak isteyen sigortalıların elindeki sigorta poliçelerini kelepir fiyata satın alıyor. Poliçeyi satın alan yatırımcı ise sigortalı ölene kadar geriye kalan pirimlerini ödemekle mükellef oluyor. Sigortalı öldükten sonra o ana kadar toplanan para yatırımcının eline geçiyor. Sigortalı ne kadar erken ölürse yatırımcı daha az prim ödeyeceği için daha fazla kâr etmiş oluyor. Hayat sigortası ödemesi sektöründe faaliyet gösteren aracı şirketler ise bu poliçeleri hedge fonlara ya da yatırım bankalarına satıyor ve bu işlemler üzerinden komisyon ücreti alıyor. Banka ya da hedge fon genel olarak 200 adet poliçe topladıktan sonra bu poliçeleri "ölüm tahvilleri" olarak da bilinen varlığa dayalı yatırım araçlarına dönüştürerek kendi yatırımcılarına satmaya başlıyor. Üstelik ölüm tahvilleri hisse senetleri, tahvil ya da emtia piyasalarına hiç bir şekilde bağlı olmadıkları için getirileri de yüzde 8 gibi bir oran üzerinden sabit oluyor.
SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
* Yatırımcılar zordaki sigortalıların poliçelerini kelepir fiyata satın alıyor
* Sigortalı ölene kadar kalan pirimleri ödeyen yatırımcı sigortalı ölünce parayı alıyor
* Sigortalı ne kadar erken ölürse yatırımcı daha kâlı oluyor
* Aracı şirketler poliçeleri hedge fonlara ya da yatırım bankalarına satıp komisyon ücreti alıyor
* Banka ya da hedge fon, 200 poliçe toplayınca bunları "ölüm tahvilleri" olarak yatırımcılarına satıyor
* Bu tahvillerin getirileri yüzde 8 gibi bir oran üzerinden sabit oluyor.