"Önemli olan talebin canlanması"

İSTANBUL (İHA) - Sanayi üretimi ve kapasite kullanımından sonra büyüme konusunda da ümit verici gelişmeler yaşandığını belirten Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, "Büyüme rakamları sevindirici ama bizim için sürpriz değil. Biz bunu öngörmüştük. Önemli olan büyümede istikrarın yakalanabilmesi için talebin canlandırılabilmesidir" dedi.

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından açıklanan büyüme rakamları üzerine bir açıklama yapan Ali Bayramoğlu, "2001 yılındaki rekor gerilemeden sonra böyle bir toparlanma olması Türkiye ekonomisinin dinamikleri açısından normal. Büyümedeki umut verici sonuçlara rağmen yurt içi talepte hala kayda değer bir canlanmanın söz konusu olmaması ise dikkat çekici. İstikrarlı büyüme için talebin canlandırılması şart" dedi.

Reklam
Reklam

DİE verilerine göre; birinci çeyrekteki yüzde 0.2, ikinci çeyrekteki yüzde 9.4 olan büyümenin yılın üçüncü çeyreğinde 7.8 ve 9 aylık ortalamada yüzde 6.2'nin yakalanmış olmasının ekonominin geleceği hakkında ümit verici olduğunu ifade eden Bayramoğlu büyümede istikrarın sağlanmasının önemine dikkat çekti. Bayramoğlu, MÜSİAD tarafından 1 Ağustos 2002'de açıklanan ve 6 aylık ekonomik gelişmeleri ve beklentileri ortaya koyan anketin sonuçları ile bu büyümeyi öngördüklerini ve bunu kamuoyuna açıkladıklarını dile getirdi.

"BÜYÜME NORMAL " Ekonominin geleceğine yönelik umutlara doping etkisi yapan büyümenin Türkiye açısından, İkinci Dünya Savaşı'ndan beri tarihin en derin kriz yılı olan bir dönem baz alınarak hesaplanmış olmasından, dönemsel etkilerden ve ithalattan alınan vergilerden kaynaklandığını açıklayan Bayramoğlu, "Mesela; GSMH, 2001 yılı üçüncü çeyreğinde reel olarak yüzde 9.1 oranında gerilemiş olduğuna göre bu yılki yüzde 7.8'lik büyümeden sonra, 2000 yılının aynı dönemi 100 olarak kabul edilirse milli gelirimizin gelmiş olduğu nokta aslında ancak 98 olmaktadır. İkinci olarak, dönemselliğin etkisi belirtilmelidir. Tarımsal üretim açısından katma değerin en fazla olduğu dönem olan üçüncü çeyrekte gerçekten, ilk iki çeyrekte sırasıyla önce reel olarak yüzde 1 gerileyen ardından sadece 2.4 oranında büyüyen tarım kesimi yüzde 6.6 oranında reel büyüme kaydederek milli gelire katkı sağlamıştır. Milli gelir içinde yüzde 23.6'lık paya sahip olan tarım kesimindeki bu performans büyümenin önemli unsurlarından biri olmuştur. GSMH'deki yüzde 7.8'lik artışta tarım kesiminin payı 1.6 puanı bulmaktadır. Üçüncü olarak, ithalattan alınan vergilerden sağlanan katkı göz önünde bulundurulmalıdır. İlk çeyrekte reel olarak binde 4 oranında gerilemiş, ikinci çeyrekte ise yüzde 24.6 oranında artış kaydetmiş olan ithalat vergileri bu çeyrekte de reel artışını sürdürerek sabit fiyatlarla yüzde 25.6 seviyesinde büyümüştür. İthalat vergilerinin milli gelir büyümesine katkısı 1.1 puandır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"GSYİH DEĞİŞİMİ"
Büyümedeki umut verici sonuçlara rağmen yurt içi talepte hala kayda değer bir canlanmanın söz konusu olmamasının dikkat çekici olduğunu vurgulayan Bayramoğlu, "Zira 2002 yılının 9 aylık dönemi, hem de kriz yılı ile mukayese edildiğinde özel nihai tüketim harcamalarında reel artış ancak yüzde 1.1 gibi düşük bir düzeyde kalmıştır. Yatırım harcamalarında da benzer bir eğilim göze çarpıyor. Kamu kesiminde ağırlıkla inşaat harcamalarından kaynaklanan yüzde 29.6'lık bir reel yatırım artışı kaydedilmişken özel kesim yatırımları reel olarak yüzde 2.1 oranında gerilemiştir" dedi.

Bu yılın dokuz aylık dönemi göz önünde bulundurulduğunda gerilemenin yüzde 10.5'i bulduğunu söyleyen Bayramoğlu, "Kur ve faizlerdeki düşüş eğilimi, krizin başladığı dönemden bu yılın Mart ayına kadar stok eritme yoluna gitmiş olan ve bu sebeple stokları kritik seviyelerin bir hayli altına düşmüş olan firmalara stok yenileme fırsatı tanımıştır. Bu eğilimin özellikle sanayi kesiminde üçüncü çeyrekte de sürdüğü ve imalat sanayiindeki yüzde 11.8'lik artışı desteklediği anlaşılmaktadır. Stok artışının GSYİH'ya olan katkısının dokuz aylık dönemde 6.8 puanı bulduğu, dolayısıyla stok artışı hariç GSYİH'daki reel değişmenin aslında -0.3 olduğu dikkat çekmektedir" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"KRİZİN ETKİLERİ ATLATILAMADI" Büyümeye en büyük katkıyı 2.6 puan ile sanayi kesiminin sağladığını hatırlatan Bayramoğlu, reel ekonominin itici gücü olan imalat sanayii özel kesiminde; tütün, ayakkabı, ağaç ürünleri, kağıt-kağıt ürünleri, ana kimya, diğer kimyasal ürünler, petrol ve kömür türevleri, lastik ürünleri, plastik ürünleri, çanak-çömlek-çini porselen, çimento, demir-çelik, diğer metal ana sanayii, makine sanayii, elektrik makineleri ve otomotiv sanayilerinde yüzde 10'un üzerinde üretim artışı yaşanırken; ağaç mobilya-döşeme ve basım-yayın sanayilerinde yüzde 10'un üzerinde üretim düşüşleri görüldüğüne dikkat çekti.

İnşaat sektöründe reel daralmanın hızını kaybetmekle birlikte hala sürdüğünü belirten Bayramoğlu, ticaretteki reel büyümenin bir önceki çeyrekle kıyaslandığında gerilediğini ve işçi dövizi girişinin ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.6 oranında azalacağının tahmin edildiğini söyledi.

"ÖNCELİK BÜYÜMEYE" MÜSİAD tarafından 27 ilde gerçekleştirilen 6 aylık durum değerlendirme anketi ile 2002 yılının ikinci yarısı için gelecekten umutsuzluğun kalktığını, yatırımı düşünenlerin sayısının arttığını ve Türkiye'nin büyüme trendine gireceğini öngörüp 1 Ağustos'ta bunu kamuoyuna açıkladıklarını hatırlatan Bayramoğlu, "Yıl sonunda yaklaşık 6,5 bir büyümenin olacağı tahmin ediliyor. 2001 yılındaki rekor gerilemeden sonra böyle bir toparlanma olması Türkiye ekonomisinin dinamikleri açısından normaldir" dedi.

Reklam
Reklam

Son dönemdeki gelişmelerin de etkisiyle 2003 yılında daha iyi bir performansın yakalanmasının imkansız olmadığını kaydeden Bayramoğlu, "Olumlu beklentiler, ülke ekonomisinin temel dinamiklerini özümsemiş ve ekonomi politikası tercihlerinde temel önceliğin reel büyüme olduğunu sürekli göz önünde tutan bir ekonomi yönetimini zorunlu kılmaktadır. Mevcut yöneticilerin bu basireti göstereceklerini ümit ediyoruz" diye konuştu.