Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye raporunu 52 "Hayır" oyuna karşı 528 "Evet"le kabul etti. Raporda, en dikkat çekici unsur son anda ilave edilen "laiklik" vurgusu oldu
Avrupa Parlamentosu'nun her yıl hazırladığı ve Türkiye'nin AB yolunda attığı adımların değerlendirildiği bağlayıcı niteliği bulunmayan raporun oylamasında bu yıl laiklik tartışması ön plana çıktı. Raporun oylanmasından önce AP Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Jan Marinus Wiersma söz alarak, Türkiye'de son dönemde laikliğin rolünü zayıflatan bazı etkenler bulunduğunu belirtti ve "Avrupa Parlamentosu Türkiye'nin İslamizasyonunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğini açık bir şekilde ifade etmeli. Laik olmayan bir Türkiye'nin Avrupa'da yeri yok. Bu konuda şüpheye yer bırakılmaması gerek. Ülkenin laik yapısını korumalıyız" dedi. Wiersma, bu amaçla AP'nin Türkiye raporuna "laiklik" vurgusunun da eklenmesi için sözlü öneri yaptı. Öneri oy çokluğuyla kabul edilerek metne girdi. Laiklik vurgusunun yapıldığı paragraf şu şekilde yeniden düzenlendi: Avrupa Parlamentosu, siyasi parti liderlerine, ciddi şekilde diyalog aramaları ve uzlaşma ruhu içinde Türkiye'nin modernleşmesi gündemi üzerinde uzlaşmaları çağrısı yapar ve reformların hukukun üstünlüğüne dayalı, insan haklarına ve temel özgürlüklere bağlı, istikrarlı, demokratik, çoğulcu, laik ve müreffeh bir toplum hedefine yönelik olması gerektiğini vurgular.
Deniz Feneri e.V de var
Eleştiri dozu oldukça yüksek olan metinde basın özgürlüğü konusunda da kaygılar dile getirildi. Belgede, ifade ve basın özgürlüğünün hâlâ tam olarak korunamamasından duyulan üzüntü dile getiriliyor. Metinde, "AP, internet sitelerine sıklıkla getirilen yasaklarla, eleştiride bulunan basına yönelik baskının ve açılan davaların, demokratik ve çoğulcu bir toplumda basın özgürlüğüne hizmet etmediği görüşündedir" ifadeleri yer aldı. Deniz Feneri e.V davası da raporda yer aldı. Deniz Feneri e.V ve Yeşil Sermaye davalarıyla ilgili olarak Türk hükümetinden AB ülkeleri ve Birlik yetkilileriyle daha sıkı işbirliğine gitmesi istendi.
‘Soykırım yok'
Raporun oylaması sırasında sunulan 16 değişiklik önergesinden 4'ü kabul edildi. Laiklik önergesinin yanısıra Avrupa güvenlik ve savunma politikası planlanmasında, "NATO'nun önemli ülkesi" Türkiye'ye danışılmasını tavsiye eden değişiklik önergesi kabul edildi. Ayrıca Kıbrıs'ta kayıp kişilerin akıbetinin araştırılmasıyla ilgili olarak Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan sorumluluklarında, BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uygun hareket etmesi tavsiye edildi. Kabul edilen başka bir değişiklik önergesiyle, TBMM'nin kadın-erkek fırsat eşitliğiyle ilgili komisyon kurma kararının memnuniyetle karşılandığı ifade edildi. Ermeni soykırımı iddialarının rapora eklenmesine yönelik değişiklik önergeleri ise reddedildi. Taslak belgede, şu vurgular öne çıkıyor:
Ergenekon Davası: Yetkililer, soruşturmaları sürdürme ve örgütün devlet yapılarına ulaşan ağlarını tam anlamıyla ortaya çıkarma konusunda teşvik ediliyor. Sanıklara yönelik olumsuz muamele haberlerinden duyulan endişenin altı çiziliyor ve adil bir yargı süreci beklentisi dile getiriliyor.
Kürtçe kullanımı: Seçilmiş yetkililerin seçmenleriyle Türkçe dışında bir dilde iletişim kurmalarına olanak tanınması isteniyor. TRT6'dan duyulan memnuniyet dile getiriliyor.
PKK: DTP'nin ve seçmenlerinin PKK'yla aralarına mesafe koyması istenirken, kullanılan "terörist PKK" ifadesi dikkat çekiyor.
Yolsuzlukla mücadele: Yolsuzlukla mücadelede, kapsamlı bir strateji belirlenmemesinden üzüntü duyulduğunun altı çiziliyor.
Reformlar hız kesti: Reform sürecinin arka arkaya 3. yılda da yavaşlama eğilimini devam ettirmesinden endişe duyulduğu belirtiliyor.
Alevilerin sıkıntıları: Alevilerin, eğitim ve ibadet yerleri konusundaki sıkıntılarının sürdüğü belirtiliyor ve hükümetten endişeleri bir an önce gidermesi talep ediliyor.
Sivil anayasa: Sivil anayasa hazırlama sürecine etnik ve dini azınlıkların da dahil edilmesi talep ediliyor.
Vize çağrısı: Belgede Türklere vize kolaylığı sağlanması isteniyor.
Bush yönetimi Türkiye için sık sık "Ilımlı islam ülkesi" vurgulaması yapıyordu. Oysa yeni başkan Obama Türkiye için "laik ülke" diyor. Nitekim 7 Mart'ta Türkiye'ye gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, gerek resmi temaslarında gerekse yaptığı konuşmalarda Türkiye'den "Laik demokratik ülke" olarak söz etti.