İSTANBUL (İHA) - Selin, ister büyük nehirlerin kıyısına yerleşmiş, ister dağ yamaçlarında yaşıyor olsun, isterse çöllerde bulunsun, her yerdeki insanların rastlayabileceği türden bir tabiat olayı olduğu belirtilerek, gelişmiş ülkelerin, erken uyarı sistemleri geliştirip özellikle can kaybını en aza indirmeyi başardıkları bildiriliyor.
Uzmanlar, can kaybına ve milyarlarca liralık ekonomik zarara yol açan selin en sık rastlanan sebebini, 'kuvvetli ve uzun süreli yağış' olarak açıklıyor. Uzmanlar, kuvvetli yağmur fırtınalarında, drenaj sistemlerindeki yetersizlik sonucu ana nehir kanallarının tamamen dolu olması nedeniyle meydana gelen taşmalar sonucu selin oluştuğunu kaydediyor. Dağlık bölgelerde ise sellerin, kar erimesi veya yağışla birleşen kar suyundan meydana geldiğini ifade eden uzmanlar, çok nadir olarak da barajların çökmesi ve taşmasından kaynaklanan sellere rastlanıldığını da vurguluyor.
ÇEŞİTLERİ Kuvvetli yağışlardan sonraki birkaç saat içinde veya bir yerdeki suyun aniden serbest kalması ile oluşan sellerin, 'ani seller' olarak isimlendirildiğini belirten uzmanlar, bu tip sellerin, örneğin; dağlık bölgelerdeki küçük nehirlerin ani ve kuvvetli bir yağışa maruz kalmalarıyla oluştuğunu ve çok hızlı şekilde en üst değerine ulaştığını bildiriyor. Uzmanlar, selin ise genellikle daha yavaş geliştiğini ve haftalar boyu etkili olduğunu ifade ediyor. Uzmanlar, buna örnek olarak, büyük nehirler boyunca görülen selleri gösteriyor.
NEDENLERİ Sele en çok nehir yataklarından taşmalar sonucu rastlandığını vurgulayan uzmanlar, ani ve kuvvetli yağışlar ve kar erimesi sonucu taşmalar oluştuğunu, nehir yataklarına gelen suyun sele dönüşmesine, yatakların amacı dışında kullanılmasının da çok etkili olduğunu kaydediyor.
Uzmanlar, günümüzde çarpık kentleşme sonucu dere yataklarının gecekondulaşma bölgesi haline gelmesi, ağaçlandırılması, doldurulması veya nehir yataklarının değiştirilmesi sonucu, her yıl Türkiye'de büyük mal ve hatta can kayıplarına rastlandığını belirtiyor. Dağlık alanlarda yağış ve tepelerdeki karın erimesi sonucu, dere yataklarının, taşıyamayacağı miktarda su ile dolduğunu ifade eden uzmanlar, özellikle dağ eteklerindeki yerleşim yerleri için heyelan tehlikesi de oluşturan bu sellerin oldukça tehlikeli olduğunu bildiriyor.
Şiddetli rüzgarla birlikte tropikal fırtınalar ve harikeynlerin (hurrican), özellikle Atlantik Okyanusu kıyılarında kuvvetli kıyı selleri oluşturduğunu vurgulayan uzmanlar, sürekli ve şiddetli rüzgarın büyük dalgaya sebep olarak, suyu karanın içlerine kadar sürüklediğini, göl bölgelerinde de benzer atmosferik şartlar veya depremlerin, göl seviyesinde değişimlere ve sellere sebep olduğunu kaydediyor. Uzmanlar, okyanustaki depremler ve volkanik patlamalar sonucu oluşan 'tsunami adı verilen dev okyanus dalgalarının da, karaların iç kesimlerine kadar girerek etkili olduğunu belirtiyor.
GENEL TEDBİRLER Uzmanlar, her tip meteorolojik afet için bir erken uyarı biriminin acilen oluşturulması gerektiğini savunuyor. Uzmanlar, günümüzde yağış alanları ve yağış yoğunluklarının belirlenmesinde oldukça etkili biçimde kullanılan 'Doppler Radar' sistemleri ve uydu dataları ile çalışan erken uyarı birimlerinin teşkil edilmesi gereğine dikkat çekiyor. Bu uyarı birimi ile koordineli olarak çalışacak il ve ilçelerde kurtarma birimleri oluşturulması gerektiğini bildiren uzmanlar, bölge radyolarının, herhangi bir tehlike anında halkı bilgilendirerek uygulayacakları yöntemler konusunda uyarıda bulunması gerektiğini kaydediyor.
Uzmanlar, yerel belediyelerce, dere ve nehir yataklarına yerleşim konusunda titizlik gösterilmesi ve buralarda yerleşimin önlenmesinin yanısıra, oluşacak engellerin düzenli olarak temizlenmesi gerektiğini de ifade ediyor. Uzmanlar ayrıca, dere ve nehirlerin denizle birleştiği kanalların düzenli olarak temizlenerek açık olmalarının sağlanması gerektiğini de vurguluyor.