Şırnak kent merkezinde 2016 yılında PKK'lı teröristlerin kazdığı hendeklerin kapatılması ve kurduğu barikatların kaldırılması amacıyla başlatılan operasyonlar sırasında evi yıkılan Selahattin Sondak, Şırnak Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Tespiti Komisyonu'na başvurarak tazminat talebinde bulundu. Komisyon yaptığı değerlendirmede, Sondak'ın 1992 yılında, 'terör örgütüne yardım ve yataklık' suçundan ceza almasını gerekçe göstererek tazminat talebini reddetti.
HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, konuyu Meclise taşıyarak Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. HDP'li İrmez soru önergesinde, Şırnak kent merkezinde 14 Mart 2016 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının 245 gün boyunca kesintisiz bir şekilde devam ettiğini, 3 Haziran 2016 tarihinde operasyonların bittiği resmi olarak açıklanmasına karşın yasağın 14 Kasım 2016 tarihinde kısmi, 10 Nisan 2017 tarihinde ise tamamen kaldırıldığını hatırlattı.
HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, soru önergesinde kent merkezindeki yıkımların idarenin almış olduğu karar doğrultusunda gerçekleştiğini, kişinin tüm bu olaylar başlamadan öncesinde ceza almış olması ve idarenin yıkım kararı göz önüne alındığında tüm bu olaylar arasında illiyet bağı bulunmadığını belirtti. HDP'li İrmez'in, Bakan Gül'den yanıtlamasını istediği sorular şöyle:
* Ceza hukuku ile mülkiyet hakkının hiçbir şekilde birbiri ile bağlantılı olmadığı ve hiçbir kanun hükmünde böyle bir kararın olmadığı açıktır. Buna rağmen Şırnak Valiliği tarafından yukarıdaki kararın verilmesinin kapsamı, içeriği, gerekçesi ve hukuki dayanağı nedir?
* Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Anayasa'nın sosyal devlet ilkesine aykırılık teşkil etmesine karşın, özel mülkiyet hakkının keyfi bir şekilde gasp edilmesinin dayanağı nedir?
* Söz konusu karar mülksüzleştirme amacı mı taşımaktadır?
* Şırnak'ta yaşam alanları yıkılan yurttaşların mülkiyet hakları neden korunmamaktadır?
* Şırnak, Cizre, Silopi ve İdil'de mülkiyet hakkının ihlali; zorla yerinden edilmeler, mülk sahiplerinin rızası dışında az hasarlı ve hasarsız evlerin yıkılması ve acele kamulaştırmalar yoluyla birçok şekilde gerçekleştirilmiştir. Mülkiyet hakkının sınırlandırılması veya ortadan kaldırılması, çok sıkı şartlara bağlanmış ve istisnai rejimler ile genişletilebilirken, bu durumun olağan rejim haline dönüştürülmesinin nedeni nedir?
* Yurttaşların geçmiş dönemde aldıkları cezalar bir fişleme aracı haline getirilerek aleyhlerinde mi kullanılacaktır?
DHA