Sayın, "Obezite, hastalıklara neden olan ayrı bir rahatsızlık olarak görülmeli ve önemsenerek tedavi edilmeli. Obezite, vücudu doğrudan ve dolaylı etkiliyor. Diğer rahatsızlıklara da zemin hazırlıyor. En çok eklem, damar ve kalp rahatsızlıklarıyla şeker hastalığına yol açıyor." dedi.
Medical Park Sağlık Grubu Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Sayın, obezitenin uyurken nefes alamama gibi şikayetlere de yol açtığını olduğunu dile getirdi. Kişinin yaşam konforunu düşürdüğünü belirterek, "Ayrıca solunum, kalp ve eklem problemleriyle kişinin ilk etapta hastalanmasına, konforunun azalmasına ve ilerleyen dönemde de bunlara bağlı gelişen sıkıntılarla ölüme neden olabiliyor. Çağın gereği olarak insanlar, daha az hareket etmeye ve daha fazla kalorili ürün tüketmeye başladı. Alkol tüketiminin artması, yağlı gıdalar yenmesi, fastfood tarzı beslenmenin artması nedeniyle az ürünle çok kalori olmaya başladık. Ayrıca her tarafa araçlarla ulaşır olduk. Asansörler, yürüyen merdivenler ve otomobiller, kalori yakmamızı en az seviyeye indirdi. Bu nedenle obezite toplum içinde yaygınlaşmaya başladı." şeklinde konuştu.
Obezite cerrahisinde birtakım riskler bulunduğunu ancak hastanın aşırı kilolu olarak yaşamına devam etmesinden daha riskli olmadığını vurgulayan Aytaç Sayın, hastaların 150 kilo olarak hayatına devam etmesi halinde birkaç senede diyabetin getirdiği sıkıntılar ve bir açık kalp ameliyatıyla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekti. Sayın, obez olmamak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "Çağın hastalığıyla karşı karşıya kalmamamız için yaşam dengemizi iyi kurmamız gerekiyor. Dengeli ve makul şekilde beslenmemiz lazım. Düzenli egzersizlerimizi, günlük aktivitelerimizi sürdürmemiz ve bunu yüksek boyutlarda tutmamız gerekiyor. Bunlar zayıf birisinin obez olmaması için yeterli ancak aşırı kilolu bir kişinin zayıflaması için her zaman yeterli değil. Bu noktada cerrahi seçenekler devreye giriyor. Bunlardan birincisi, mide hacmini küçülten ve erken doymayı sağlayan ameliyat grubu. Bunun başında tüp mide ameliyatı geliyor. İkinci ise emilimi azaltarak hastanın zayıflamasını sağlayan grup. Başlıca yapılanlar arasında gastrik by-pass, mini gastrik by-pass ve duodenal switch grup geliyor."
Opr. Dr. Sayın, birinci planda tüp mide ameliyatını tercih ettiklerini belirterek şunları söyledi: "Çünkü bu cerrahi müdahale, süre olarak daha kısa. Hastanın hastanede yatma süresini de kısaltıyor ama ileri derece kilolulara ikinci seansta duodenal switch şeklinde bir devam prosedürü ekleyerek ameliyatı tamamlıyoruz. Bu cerrahi müdahale, 150-200 kilonun üzerindeki hastalar için geçerli. Hastalarımızın yüzde 90’ında, kalıcı zayıflığı tüp mide ameliyatı sağlamakta.
(CİHAN)