Oray Eğin'den Muharrem İnce için sert sözler: Atma Ziya

Habertürk gazetesi yazarı Oray Eğin, bugünkü yazısında Muharrem İnce'nin Fetullah Gülen iddiasını kaleme aldı. Eğin, İnce'ye eleştiriler yöneltti.

Muharrem İnce'nin, geçen hafta katıldığı televizyon programında, Amerikalıların kendisini aradığını ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in usulüne uygun olarak Türkiye tarafından istenmediğini söylediklerine ilişkin açıklamaları gündemdeki sıcaklığını koruyor.

Habertürk gazetesi yazarı Orağ Eğin, konuyu bugünkü köşesine taşıdı. İnce'nin medyaya kızgın olduğunu ve ayarlarının bozulmak üzere olduğunu ifade eden Eğin, "İnce’nin “Amerikalılar beni aradı” diye söze girmesi siyasi amatörlüğünü de belli ediyor" dedi.

Reklam
Reklam

Oray Eğin'in bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:

MEDYAYA KIZGIN

Sanırım, İnce’nin ayarları da bozulmak üzere. Daha yarışın ilk günleri olmasına rağmen o esprili, özgüvenli, barışçıl dil yerini öğrencisini müdürün odasına yollamaya meyilli lise öğretmeni üslubuna bıraktı.

Siyasetteki en büyük başarısı köşe yazarlarını arayıp kendisini pohpohlamalarını sağlamak olarak İnce, yarış kızıştıkça medyaya çatmaya başladı. “Medyaya acıyorum, gazetecilerin haline gülüyorum” deyip duruyor. Biraz geç de olsa iktidara Mehmet Ali Yalçındağ’a mail atarak gelinmediğini, medyanın desteğine güvenilmeyeceğini anlamaya başladı belki de.

Zaman zaman bu fonksiyonunu yerine getirmekte zorlansa da gazetecilerin görevi her kim olursa olsun bol keseden sallayanlara Münir Özkul gibi “Atma Ziya” demektir zira.

Ne yazık ki, siyasete bu kahve üslubu hâkim olmaya başlayıp Cumhurbaşkanlığı gibi devletin en yüksek rütbesine aday biri çıtayı geyik muhabbeti seviyesinde tutunca “Atma Ziya” demek de kaçınılmaz.

Reklam
Reklam

Dahası, İnce’nin “Amerikalılar beni aradı” diye söze girmesi siyasi amatörlüğünü de belli ediyor. Farklı kurumların birbiriyle çatıştığı, Türkiye’nin aksine devlet yapısının homojen ve monoblok olmadığı Amerika Birleşik Devletleri’nden bu şekilde bahsetmek diplomasi konusunda eksikliğini ortaya koyuyor.

İŞİN ASLI

Fethullah Gülen’in iadesi konusunda daha Obama döneminde Amerikan Dışişleri Bakanlığı prosedürüne uygun olarak Türkiye Dışişleri’ne yüzlerce soru yöneltti. Belgelerin tercümesi, soruların her birine yanıt verilmesi zaman aldı.

Bu arada ABD’de yönetim değişti. Ancak sadece Beyaz Saray’da yönetim değişmedi, etkileri bugüne kadar süren siyasi sarsıntılar da oluştu Amerikan yönetiminde. Önce Türkiye’nin Gülen’in iadesi konusunda işbirliği yapacağı en önemli müttefiki Michael Flynn skandallarla görevden alındı, daha sonra Trump hem yakın ekibini kovdu hem de dışişleri bakanını görevden aldı. Bu süreçte Türkiye’nin Fethullah Gülen’in iadesi talebi de Türklerin alışık olduğu biçimde adeta “dosya altı” kaldı. Amerikan Dışişleri kendi öncelikleriyle ilgilenirken sıra bir türlü Gülen’e gelmedi.

Reklam
Reklam

Tabii bunun bir oyalama taktiği olmadığına da kimse ikna olmadı. Türkiye tarafının Amerikan Konsolosu çalışanlarını gözaltına alması, Beyaz Saray’ın çok önem verdiği Evanjelik papazı koz olarak tutması da ta başından Gülen’i iade etmekte direnen Amerikan yönetiminin işine geldi. Bu kadarı “açık istihbarat” tarafından öğrendiklerimiz.

Eski CIA’cıların sponsorluğuyla ABD’de yaşayan bu şarlatanın iadesi konusunda kim bilir başka bilmediğimiz ne hesaplar dönüyor.

Kesin olan tek bilgiyse bu işin “Amerikalılar beni aradı” basitliğine indirilemeyeceği. Gerçi, mahalle kahvesinde kesin karşılık bulur bu söylem. Ne de olsa burası Ziya’lar ülkesi.