Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle son günlerde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde 30 dereceye kadar yükseldiği Karadeniz Bölgesi’nde ani kar erimeleri ile birlikte heyelan ve çığ düşmeleri yaşanıyor. Son 30 yılın en fazla karının yağdığı Ordu’da 2 haftada 400 noktada heyelan meydana geldi, hasar gören 148 yapı tahliye edildi. Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tayfun Aşkın, “Özellikle yerleşim yerleri tesis edilirken büyük toprak hareketlerinin olabileceği alanlardan can ve mal güvenliğini garanti altına alabilmek için uzak durmak gerekiyor’ dedi.
Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tayfun Aşkın, heyelanların coğrafyanın bir gerçeği olduğunu söyledi. 2022 yılının diğer yıllara göre aykırı bir yıl olduğunu ve sıcaklıkların arttığı bir dönemde yoğun bir kar yağışıyla karşılaşıldığını belirten Prof. Dr. Aşkın, “Uzunca bir süredir yaklaşık 90’lı yıllardan bu tarafa kar yağışının azalması gereken ve sıcaklıkların arttığı bir dönemde yoğun bir kar yağışı aldık. 300 rakımın üzerinde metrelerle ifade edilen kar kalınlıklarıyla karşılaştık. Eğimli alanda yer alan sığ topraklar su ile doygun durumda stabilitelerini kaybedip önemli miktarda heyelanları da beraberinde getirmiş oldu. Bu heyelanlar bizim coğrafyamızın, bölgemizin ve daha da doğuda yer alan Giresun, Trabzon, Rize’ye kadar bir gerçeği. Çünkü topraklarımızın çok büyük bir kısmı neredeyse yüzde 80 ve daha fazlası dik ve çok dik eğimlerde yer alıyor. Su hareket ettiği sürece hareket ettirir. Prensip budur. Dolayısıyla suyla dolgun bir duruma denk gelen ilimiz topraklarında 400 civarında heyelanla karşılaştık” diye konuştu.
Prof. Dr. Aşkın, vatandaşların bu süreçte teyakkuzda olması gerektiğini ifade ederek, “Heyelan dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. O zaman burada vatandaşlarımız teyakkuzda olacak. Her an, her dakika kütlesel hareketle can ve mal kayıplarının olabileceğini göz önünde bulunduracak. Çünkü bizim heyelanlara tedbir alma şansımız yok. Ancak toprağı çıplak bırakmayıp özellikle toprağı bir arada tutan kök marifetiyle küçük alanlarda belki tedbir düşünülebilir ama bu bizim dışımızda gerçekleşen hidrolojik bir olay. Dolayısıyla burada vatandaşlarımızın bilhassa uyanık olması lazım. Özellikle yerleşim yerleri tesis edilirken büyük toprak hareketlerinin olabileceği alanlardan can ve mal güvenliğini garanti altına alabilmek için uzak durmak gerekir’ ifadelerini kullandı.
Kar sularının derelerin debisini yükseltmesi nedeniyle olası bir sel afetine karşı uyarılarda bulunan Prof. Dr. Aşkın, “Kar büyük bir oranda eridi. Özellikle 500 metre rakıma sahip kuşakta kar örtüsünün büyük bir kısmı eridi ama yine de zirvelerde kalan kar şeklindeki örtünün ani erimesi suretiyle de dere yataklarında meydana getirebileceği debi artışları sele neden olabilir. Özellikle yağışla birlikte bunun etkisi de artabilir. Bilhassa bu konuya da dikkat edelim. Dere yataklarından, su kaynaklarından, su yollarından mümkün olduğunca uzak duralım. Yaşam alanlarımızı buralardan uzakta tutalım” dedi.
(DHA)