Raporda, geçimin tamamen fındığa dayalı olduğu ilde, bu sektörde en küçük bir oynamanın ekonomik krizi beraberinde getirdiği kaydedildi.
Türkiye'de 81 il arasında kalkınmışlık ve gelişmişlik bakımından 65. sırada bulunan Ordu'nun Kalkınmada Öncelikli Yöre (KÖY) olmasına rağmen yatırım yeri ve arazi sıkıntısı, hammadde ve pazara olan uzaklık, fiziki altyapı ve ulaşım imkanlarının yetersiz oluşu sebebiyle hedeflenen amaca ulaşılamadığı belirtilen OTSO'nun raporun ana başlıkları şöyle:
"TARIM SEKTÖRÜ:
Bu sektörde kişi başına milli gelir 500 dolar seviyesine inmiştir. Geçinme ve tüketme imkanı her geçen gün azalan il tarım sektörü bu günlerde temel üretimi olan fındığın geleceği için endişeli ve çaresizdir. Yeni bir sezon öncesi fındık politikalarında yaşanan belirsizlik, FKB'nin ve IMF'nin taviz vermeyen katı politikası, Türk fındığının geleceğini karanlık bir noktaya sürüklemektedir.
TURİZM SEKTÖRÜ: Sovyetler Birliği döneminde tek yönlü çıkmaz bir sokak görünümünde olan Karadeniz Bölgesi ve Ordu, Bağımsız Devletler Topluluğu oluşumu ve liberalleşme hareketleri ile turizmde canlanma umudunu artırmış ancak bu canlılık beklenildiği gibi yabancılardan değil, yerli iç turizmden sağlanmaya başlanmıştır. Son 4-5 yıldır ciddi iç turizm şirketleri Karadeniz turları düzenlemekte olup, yaz sezonunda turizm sektörü açısından bir canlanma sağlanmaktadır. Ancak gerek yaz mevsimin 2.5 ay gibi kısa bir süreyle sınırlı olması ve gerekse konaklama tesislerinin yetersiz olması turizm sektörümüzün handikapını oluşturmaktadır.
TİCARİ SEKTÖR: Ordu'daki ticari yapı yoğun bir sermaye ve tasarruf birikimine imkan verecek sirkülasyondan uzaktır. Sabit pastadan her gün pay alabilmek için ortaya çıkan küçük ticaret müteşebbisleri dar pazar ve küçük sermaye olumsuzluklarının etkilerini yaşarken, bu defa üst üste gelen 2001 Kasım ve 2002 Şubat krizleri ile büyük ticari bunalıma girmiş, sektörden çıkışlar, iflaslar ve kapanışlar peş peşe gelmiştir. Kriz, şiddetini halen etkili bir şekilde sürdürürken korkumuz odur ki, fındık sektörü desteklenmez, kredi ve mübayaada destek sağlanmaz ise Ekim ve Kasım aylarında çok daha şiddetli bir ekonomik kriz ve iflasların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
SANAYİ SEKTÖRÜ: Ordu'nun sanayi yapısını KOBİ kapsamındaki işletmeler oluşturmuştur. Yaşanan ekonomik krizler sektörü besleyen finans kuruluşlarını zor duruma düşürmüş, işletme ve ihracat kredilerinin temininde ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. Fındık işleme sektörünü destekleyen iki büyük bankadan birisinin TMSF'ye devredilmesi, diğerinin de ciddi sorunlarla uğraşması yeni sezon arifesinde fındık işleme ve ihracat sektörünün ciddi finans temini sorunu ile karşılaşmasına sebep olmuştur.
KOBİ SEKTÖRÜ: KOBİ kredi şartı olan gayrimenkul teminat sistemi, kredi kullanımını engelleyici ciddi bir engel olarak iş dünyasının önünde durmaktadır. Ayrıca vergi sistemi çağdışıdır. Siyasi otoritenin sigorta güvenlik sistemini kötü yönetmesinden doğan açıkları sigorta primini artırarak kapatmaya çalışması ve kötü yönetiminin bedelini işverene ödettirmesi imalat sektörünün önündeki en büyük engeldir. Sigorta prim tavan ve tabanlarının bugünkü haliyle uygulanmasının sürmesi, imalat sektörüne katlanamayacağı yük getireceğinden kaçak iş gücü oranını artırmakta, bu gelişme ve maliyetler açısından haksız rekabet doğmasına sebep olunmaktadır."