Org. Başbuğ'dan sert açıklamalar

ANKARA (İHA) - Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, terör örgütüyle mücadelede, terör eylemlerini asgari seviyeye indirerek, terör örgütünü etkisiz hale getirmenin esas olduğunu belirterek, "Bu nedenle güvenlik güçleri, terör örgütünün bulunduğu bütün bölgelerde terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar operasyonlara devam edecektir. Bunun dışında öne sürülebilecek ve düşünülebileceklerin anlamı teröre taviz vermektir" dedi.

Kuzey Irak'taki gelişmelerin Türkiye'nin ayrılıkçı terör örgütü PKK'ya karşı sürdürdüğü mücadeleye önemli etkileri olduğunu belirterek, "Bazı ülkelerin ve grupların, Kerkük sorununa bir çözüm bulunmasından önce, 2007 yılı sonuna kadar, PKK terör örgütüne karşı etkin tedbirler almayacakları düşünülerek, onları etkin tedbirler almaya zorlayıcı hareket tarzları geliştirilmelidir" şeklinde konuştu. Orgeneral Başbuğ, aylık olarak yayınlanan Barem Dergisi'nin Ekim sayısında yer alan yazısında, terör örgütü PKK'ya taviz verilmeden operasyonların süreceğini belirtti. Orgeneral Başbuğ, bunun dışında öne sürülecek ve düşünülebilecekleri teröre taviz vermek olarak niteledi.

Reklam
Reklam

Terör örgütü tarafından yapılan propagandaların, terör örgütüne katılımda en önemli etken olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, "Örgüte katılımda terör örgütünün yaptığı propagandanın önemli rol oynayışı, devletin yürüttüğü psikolojik harekatın yetersizliğini göstermektedir. Terörle mücadele eden ülkelerde bu konu önceliklidir, hayatidir" dedi. Terörle mücadelede bölge halkının desteğinin kazanılmasının başarının ön koşulu olduğuna işaret eden Orgeneral Başbuğ, bunun için teröristle bölge halkının ayırt edilmesi ve mücadelenin hukuk düzeni içerisinde yürütülmesinin zorunluluğuna işaret etti. Terörle mücadelede alınacak hukuki düzenlemelerin de "hayati" olduğunu dile getiren Orgeneral Başbuğ, terör örgütüyle mücadelede kararlı olduklarını belirterek, "Terör örgütüyle mücadelede esas, terör eylemlerini asgari seviyeye indirerek, terör örgütünü etkisiz hale getirmektir. Bu nedenle güvenlik güçleri, terör örgütünün bulunduğu bütün bölgelerde terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar operasyonlara devam edecektir. Bunun dışında öne sürülebilecek ve düşünülebileceklerin anlamı teröre taviz vermektir. Yaşamakta olduğumuz küreselleşme olgusu, terörizmin dünya için en büyük tehdidi oluşturması ve birçok devlet için simetrik tehdit ve risklerin ortadan kalkması, ülkelerin güvenlik konsept ve stratejilerinde büyük değişimlere neden olmuştur. Birçok devlet güvenlik konseptlerini 'savunmayı' öngören stratejik düşünceden, sadece 'güvenliğe' dayalı stratejik düşünceye dönüştürmüştür" açıklamasında bulundu.

Reklam
Reklam

Orgeneral Başbuğ, terörizmle mücadelede komşu ülkelerin durumu ve tutumlarının da çok önemli olduğunu kaydetti. Irak'ta yaşananlar ve Irak'ın geleceğinin ve özellikle Irak'ın kuzeyindeki gelişmelerin, Türkiye'nin bölücü terör örgütü ve ayrılıkçı harekete karşı yürüttüğü mücadele üzerinde önemli etkileri bulunduğunu belirten Orgeneral Başbuğ, "Bazı ülkelerin ve grupların, Kerkük sorununa bir çözüm bulunmasından önce, 2007 yılı sonuna kadar, PKK terör örgütüne karşı etkin tedbirler almayacakları düşünülerek, onları etkin tedbirler almaya zorlayıcı hareket tarzları geliştirilmelidir" ifadesini kullandı. Terörizmle mücadelede medyaya da büyük görev düştüğünü dile getiren Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:

ASİMETRİK TEHDİTLER "Terörist örgütler zor ve şiddetin yanında propagandayı da ana silahları olarak kullanmaktadır. Önemli olan, medyada yer almaktır. Medyaya düşen görev ise toplumun olaylar hakkında doğru ve zamanında, yeterli seviyede bilgilendirilmesiyle terör örgütünün propagandasına alet olunmaması noktasında dengeyi bulmasıdır."
Orgeneral Başbuğ, Türkiye'nin, içinde bulunduğu zor coğrafyada, simetrikten asimetriğe doğru uzanan geniş bir risk ve tehdit yelpazesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Bölücü terör, ayrılıkçı hareket, irticai faaliyetler ve uluslararası terörizmin Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu başlıca asimetrik risk ve tehditleri oluşturduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, "Yaşadığımız zor coğrafya, mevcut ve olabilecek asimetrik ve simetrik tehdit ve riskler, Türkiye'nin caydırıcı özelliklere sahip güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmasını zorunlu kılmaktadır. Barışın korunması için caydırıcı güç hayatidir. Bu nedenle, tehdit ve risklere karşı süratle ve etkin bir şekilde karşılık verecek bir kuvvet yapısının oluşturulmasına devam edilmesi ana hedefimiz olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

Orgeneral Başbuğ, teknolojik olanaklardan yararlanarak; Kara Kuvvetleri'nin beka kabiliyetinin yükseltilmesi, modüler, esnek, her ortamda kesintisiz görev yapabilecek bir kuvvetin oluşturulmasını daima göz önünde bulunduracaklarını dile getirdi. Orgeneral Başbuğ, günümüz koşullarında modernizasyon projelerinin istenilen zaman dilimlerinde hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu ve sayısal azaltmaların ancak modernizasyon projelerinin gerçekleştirilmesiyle mümkün olabileceğine dikkat çekti.
Orgeneral Başbuğ, her ülkede etnik farklılıklar olabileceğini ancak etnik farklılıklara milliyetçi yaklaşımların hakim olması durumunda, 'etnik milliyetçiliğin' ortaya çıkacağına dikkat çekti. "Etnik milliyetçiliğin, terör örgütü, legal kuruluşlar ya da sivil toplum örgütleri tarafından kullanılması asla kabul edilemez" diyen Orgeneral Başbuğ, Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel farklılıklara saygılı olduğunu anımsatarak, "Bunun ötesinde, kimse Türkiye'den belirli bir etnik gruba kültürel alanın dışında ulus devlet ve üniter devlet yapısını tehlikeye sokacak, siyasal alanda/grupsal düzenlemeler yapmasını bekleyemez" dedi. Orgeneral Başbuğ, bu şekildeki kararlı tutum ve davranışların, terör örgütünün, ayrılıkçı hareketlerin başarı umutlarını söndüreceğini vurgulayarak, "Kararsızlıklar, belirsizlikler ise bölücü terör örgütünün ve ayrılıkçı hareketlerin umutlarının yaşamasına neden olur" tespitinde bulundu.

Reklam
Reklam