Organ bağışı yapılamayan binlerce hasta kaderi ile baş başa

Türkiye’de her yıl organ bekleyen hasta sayısı artarken, organ bağışı yeterli seviyeye ulaşamadığı için binlerce...

Türkiye’de her yıl organ bekleyen hasta sayısı artarken, organ bağışı yeterli seviyeye ulaşamadığı için binlerce hasta kaderi ile baş başa kalıyor, birçoğu da organ beklerken hayatını kaybediyor. Milyon nüfus başına düşen verici sayısı Avrupa Konseyi’nin verilerine göre, 2007 yılında İspanya’da 34.3, Belçika’da 28.15, Fransa’da 25.3 iken, Türkiye’de bu rakam 3.0 civarında.

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2002-2010 yılları arasında toplam 17 bin 304 organ nakli yapıldı. En fazla nakil 12 bin 743′le böbrek olurken en az nakil ise 9 nakille ince barsak oldu. Bakanlık verilerine göre 9 bin 803 kişi kendi böbreklerinden birini başka birisine verdi. Organ bağış kartı alan kişi sayısı 2006 yılında 2 bin 500 iken, 2007 yılı içinde 35 bin 200 oldu.
Organ nakli bekleyen hasta sayısı 48 bin, bu sayıya her yıl 4-5 bin kişi ilave oluyor. Sağlık Bakanlığı verilerince, yoğun bakım yatağı başına bir beyin ölümünün bildirilmesi halinde, her yıl yaklaşık olarak 4 bin böbrek, 2 bin karaciğer ve 2 bin kalp hastasının organ nakli ile tedavisi mümkün olabileceği belirtiliyor.

Reklam
Reklam

TOPLUM ORGAN BAĞIŞI İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRİLMELİ
Organ Nakli Kocaeli Koordinatörü ve Sağlık İl Müdürü Yardımcısı Dr. Şeref Kasımoğlu, Türkiye’de, organ nakli konusunda arzulanan seviyeye ulaşılamadığını söyledi. Kasımoğlu, dolayısıyla ülkede organ bekleyen hastaların ya kısa zamanda hayatlarını kaybettiğini ya da tedavi olabilmek amacıyla yurt dışındaki merkezlere başvurduğunu ifade etti.
“Organ ve doku nakli ile mümkün olan hastaların sayıları giderek artmaktadır. Ülkemizde organ nakli konusunda arzulanan seviyeye ulaşılabilmesi için halkın konu hakkındaki bilinç düzeyinin artırılması gerekmektedir.” diyen Kasımoğlu, konunun algılanabilmesi için ilköğretim seviyesinden başlayarak okullarda gerekirse müfredata dahil edilerek, eğitim verilmesi gerektiğini söyledi. Kasımoğlu, televizyon programlarında da organ bağışı bekleyen hastaların hayatlarından kesitler sunulması gerektiğini belirtti. Kasımoğlu, “Nakli bekleyen bir hastanın hayatının karanlık geçtiği gözler önüne serilerek durumlarının ne kadar dramatik olduğu sürekli gündemde tutulması gerekmektedir.” ifadelerine yer verdi.

Reklam
Reklam

ORGAN BAĞIŞININ DİNİ YÖNÜ
Din İşleri Yüksek Kurulu 06.03.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararında, 'Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, mesleki ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi durumunda yapılacak organ ve doku naklinin caiz olacağı' sonucuna varmıştı.
Kararda, 'Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması, alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması, tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.' ifadeleri yer alıyor.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz