Mehmet ÇINAR/ANTALYA, Antalya Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlu Hekimi ve Etik Kurulu Başkanı Dr. Ferhat Sarıbek, ülkemizde organ bağışı konusunda yaşanan sıkıntıları, organ bağışıyla yaşama tutunmak için sırada bekleyen binlerce kişi ve bu konuda en sık karşılaşılan soruları anlattı.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 6 bin kişinin trafik kazalarında hayatını kaybettiğine dikkat çeken Dr. Ferhat Sarıbek, yine depremler ve terör olaylarıyla da binlerce kişinin kaybedildiği ve şehit düştüğünü anlattı. Organ yetmezliğinin Türkiye'nin bir gerçeği olduğunu vurgulayan Dr. Sarıbek, 'Boğazın Boğası' diye anılan dünya boks şampiyonu Sinan Şamil Sam'ın da organ bulunamadığı için karaciğer ve böbrek yetmezliğinden kaybedildiğini hatırlattı.
Organ naklinin canlı ve kadavradan olmak üzere iki şekilde yapılabildiğini belirten Dr. Ferhat Sarıbek, dünya genelinde organ nakillerinin yüzde 80'i kadavradan gerçekleşirken, ülkemizde ise tam tersi oranda olduğu, akraba, eş dosttan almaya çalışıldığı ve kadavradan bağışın oldukça az olduğunu söyledi.
NAKİL YAPILABİLEN ORGANLAR
Ülkemizde nakli yapılabilen organları da anlatan Dr. Ferhat Sarıbek, bunların böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreaks ve ince bağırsak olduğunu söyledi. Nakil yapılan dokuları kalp kapağı, kornea, kemik, kemik iliği ve tendon olarak sıralayan Dr. Sarıbek, bunların yanında Akdeniz Üniversitesi'nin önderliğini yaptığı kompozit doku nakillerinin ise saç, deri, yüz, kol ve bacak nakli olduğunu kaydetti.
İLK BAŞARILI NAKLİ HABERAL GERÇEKLEŞTİRDİ
Türkiye'de ilk organ nakli ameliyatının 1969'da denendiğini, ama başarısız bir kalp nakliyle sonuçlandığını dile getiren Dr. Ferhat Sarıbek, ilk başarılı naklin ise 1975 yılında Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibiyle başladığı ve bugüne kadar uzanan süreçte oldukça muhteşem cerrahlar ve yüksek teknolojiyle bu işin yapılabildiğini anlattı.
BEYİN ÖLÜMÜ VE BİTKİSEL HAYAT KARMAŞASI
Beyin ölümü tanısı konulmayan hastadan, daha doğrusu ölüden asla organ alınamayacağını vurgulayan Dr. Sarıbek, beyin ölümü tanısının da vücut fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybı anlamına geldiğini söyledi. Beyin ölümü tanısı konulmuş hastanın geri hayata dönemeyeceği 1981'de yapılan bir çalışmayla tespit edildiğini, beyin ölümü ile bitkisel hayat kavramlarının birbirinden farklı olduğunu dile getiren Dr. Sarıbek, "En önemli fark, bitkisel hayattaki hastaların solunumlarının devam etmesidir. Bu hastalar aylarca ya da yıllarca yaşamaya devam etmekte ve bazı durumlarda iyileşerek normale dönebilmektedir" dedi.
BELKEYEN HASTA SAYISI 72 BİN
Kronik böbrek yetmezliği hasta sayısının 72 bin, Ulusal Böbrek Bekleme Listesi'nde hemen böbrek nakli yapılması gereken hasta sayısının ise 22 bin olduğunu vurgulayan Dr. Ferhat Sarıbek, “Ve her geçen gün bunları tek tek kaybediyoruz. Kronik karaciğer yetmezliği nedeniyle bekleme listesindeki hasta sayısı 2 bin kişi, 50 bin de takipte olan var. Çok kısa süre sonra bunlar da bekleme listesine girecek. Kalp yetmezliği ve kornea bekleyen hastalarımızın da günden güne sayısı artıyor. 50 bin civarında kronik kalp yetmezliği nedeniyle takipte olan, 1000 kadar da hemen nakilyapılması gereken bekleme listesinde hasta var. Korneada ise bekleme listesinde 10 bin hasta var" diye konuştu.
EN ÇOK SORULAN SORULAR
Organ bağışının az olmasının sebebini anlatan Dr. Ferhat Sarıbek, ülkemizde insanların konu hakkında bilgisiz, sağlık çalışanlarının da eksiklikleri olduğunu dile getirdi. Dr. Sarıbek, bu konuda en çok karşılaştıkları soruları ise şöyle sıraladı:
"'Verirsem hemen fişi çekersiniz' korkusu ki böyle bir şey olmuyor. 'Kime vereceksiniz, zengin birine değil mi?' 'Bana ne, benim canım yanmış dünya umrumda mı?' 'Yoğun bakımda bir kere bile göstermediniz, şimdi ne yüzle organlarını istiyorsunuz?' 'Ya yaşarsa' diye umutla hala yoğun bakım kapısında bekleyen hasta yakınları. 'Beyin ölümü gerçekten ölü müdür' diyerek bitkisel hayatla beyin ölümünü karıştıran hasta yakınları. 'Cenazemi parçalayacaksınız' diyen hasta yakınları. 'Allahtan ümit kesilmez' sözlerini çok duyuyoruz. 'Bitkisel hayatta ayağa kalkanlar varmış ama' diyorlar. Organ mafyasından çok fazla çekiniyoruz. 'Organ nakli günah', maalesef bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Organ nakli günah değil. Bununla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verdiği fetvalar da var."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz