Orlando katilinin kimliği katliamın önüne mi geçiyor?

Medyanın ve toplumun ilgisi saldırganın 'kimliğine' yöneldikçe LGBTİ bireylere karşı işlenen nefret suçlarının önüne geçilmesi ve sorunların doğru tespit edilmesi mümkün mü?

Deniz Adakokusu / Mynet Haber

Geçtiğimiz hafta, Orlando’da bir gece klübüne saldırı gerçekleştirerek 50 kişinin ölümüne ve 53 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırgan Omar Mateen hakkında bazı tartışmalar da beraberinde gelmeye devam ediyor. Amerika tarihinin en büyük katliamlarından biri haline gelen olay üzerine çok farklı boyutlardan yeni tartışmalar açacağa benziyor.

Öncelikle katilin profilini en ince ayrıntısına kadar yayınlayan medya, hızlı bir biçimde ilişkisi olduğu insanlardan da görüşler almaya başladı.

Reklam
Reklam

Omar Mateen kim?

Pulse gece kulübünde 49 kişinin ölümünden ve 50'den fazla insanın yaralanmasından sorumlu Omar Mateen'in kimliği gün geçtikçe daha da açıklığa kavuşuyor. Fakat bu gerçekten ne işe yarayacak?

G4S adlı bir şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışan 29 yaşındaki Afgan kökenli Mateen'in babasının geçtiğimiz yıl Afganistan'da Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıkladığı ortaya çıktı.

Sonrasında, Mateen’in eski eşi Sitora Yusufiy, eski kocasının kendisini sıklıkla dövdüğünü ve akli dengesinin yerinde olmadığını anlattı. Yusufiy, evli olduğu sırada Mateen'in polis olmak istediğini söyledi.

Açıklamalara başka bir yorum da, Yusufiy’nin şu anki nişanlısından geldi. Marcio Dias, nişanlısının Omer Mateen hakkında sık sık eşcinsel eğilimleri olduğu ve babasının dahi onun hakkında bu yorumu yaptığını söyledi. Brezilya televizyonunda yapılan söyleşi sonrası konu Mateen’in cinsel yönelimlerine geldi.

Mateen'in kimliği konusunda bir başka konuşulan konu ise 911'i aradığında IŞİD'den El-Nusra'ya ve 2013'teki Boston Maratonu bombalı saldırısına kadar birçok konuda Mateen'in bağlantrıları olup olmadığı sorgulandı. FBI'nın daha önce üç kere sorguya çektiği öğrenilen Mateen'in silah ruhsatı olduğu biliniyordu. FBI yetkililerinin son açıklamaları ise Mateen'in herhangi bir örgüt bağlantısı olmadığı yönünde.

Reklam
Reklam

Özellikle ABD'de, suçun vahşiliğinden çok katilin kimliği üzerine yapılan yorumların artması ile, bir nefret suçunun üzerinde daha az durulmaya başlandığı eleştirileri arttı.

Gerçekten de son birkaç gündür, Mateen’in işlediği katilamdan ziyade, eski ilişkileri, cinsel yönelimleri ya da 'radikal islamcı' olup olmadığı yazılıp çiziliyor. Bu konuda karikatürler bile yayınlandı.

LGBTİ cemiyetleri bu durumdan rahatsız. Konunun bu bağlamda değil, LGBTİ’ye karşı büyüyen nefret ve hayata geçen adli suçlar kapsamında tartışılması gerektiğini söylüyor.

Katilin kimliği önemli değil çünkü olay münferit değil

Katilin eşcinsel olup olmaması, kullandığı mobil uygulamalar ve daha önce birçok LGBTİ cemiyet partileri veya görüşmelerine katılmasının, konunun toplumun bu kesimlerine karşı nefretten dolayı değil, kişisel bazı olaylardan kaynaklanmış olabileceği özellikle muhafazakar ABD medyasında sık sık dile getiriliyor.

Reklam
Reklam

LGBTİ’nin “Onur Yürüşü” ismini verdiği aktivitelerin de yapılacağı bu ay içerisinde aynı zamanda bu caniliğin sadece inançlardan kaynaklı bir terör olduğu vurgusu da yapılan yorumlar arasında. LGBTİ cemiyetinden konuşmacılar da, özel mekanlarda gerçekleştirilen bu saldırıların, kendilerine özel olduğunu ve sadece tesadüfle açıklanmaması gerektiğini ısrarla yineliyor.

Sosyal medyada ise, özellikle saldırganın kimliğinin değil, saldırıda hayatını kaybedenlerin isimlerinin, yaşlarının ve her birinin ayrı bir birey olduğunun farkına varılması konusunun konuşulması gerektiği, etiketler ile yayılmaya başladı.

Kurbanlara ve LGBTİ bireylere karşı yönelen nefrete odaklanılmalı

LGBTİ örgütlenmeleri #SayTheirNames, yani “İsimlerini Söyleyin” etiketi ile, ölenlerin her birinin kendi özel hikayesinin konuşulması gerektiği belirtiliyor.

Reklam
Reklam

Amerikan Ulusal Vahşet Karşıtlığı Programları (NCAVP) koordinatörü Emily Waters de medyaya açıklama yapanlar arasında.

“Kullandığı uygulamaları veya eski ilişkilerini değil, toplumda tehlikeli bir şekilde artan homofobiyi ve nefret suçunu konuşmalıyız.” diyor.

Açıkçası şu an Amerika’da, bu vahşi saldırının hangi açıdan konuşulması gerektiği tartışılıyor. Radikal islami terör mü, bireysel silahlanmanın etkileri mi yoksa eşcinsellere olan nefret suçu mu?

Bakalım tartışmalar ne şekilde evrilecek?

_Kaynak: Mashable.com_