"Ormancı" türküsü nasıl yazıldı?

Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı Çaybükü köyünde 59 yıl önce yaşanan bir olayı anlatan "Ormancı" türküsünün yaşandığı Belen Kahvesi'ni yılda 100 bin kişi ziyaret ediyor.

Yatağan ilçesine bağlı Çaybükü (Gevenes) köyünde bulunan Belen Kahvesi orijinal mimarisine uygun olarak geçen yıllarda dönemin Muğla Valisi Hüseyin Aksoy tarafından restore ettirilir. Yörede çok söylenen Ormancı türküsü ise artık ölümsüzleşir. Muğla merkeze 25 kilometre mesafede bulunan 61 yıl önce türkünün doğmasına neden olayın meydana geldiği Çaybükü Köyü, Belen Kahvesini görmeye gelen ziyaretçilere ev sahipliği yapmaya başlar. Türkiye'nin dört bir yanından Belen Kahvesi'ni görmek ve Ormancı türküsünü dinlemek için binlerce kişi geliyor. Yaz tatillerini Muğla ve bölgesinde geçirenler mutlaka bu tarihi mekana uğruyor. Belen Kahvesi'ni yılda yaklaşık 100 bin kişi ziyaret ediyor. Kahveye gelenler bir köşede gözleme ile ayranlarını içerken bir yandan türkünün orijinalini Kemal Aydın'dan dinliyorlar.

Reklam
Reklam

TÜRKÜNÜN HİKAYESİ 1946 yılında sıcak bir Haziran akşamı Muğla'nın Çaybükü (Gevenes) ve Kozağaç köyleri civarındaki ormanlarda bir yangın çıkar. Yangın kısa sürede kontrol altına alınır. O sırada Mustafa Şahbudak ve Tevfik Cezayir adlı iki arkadaş Belen Kahvesi'nde oturmuş dama oynamaktadır. Tevfik Cezayir Gevenes köyünün muhtarıdır. Aynı zamanda yörede herkesin yardımına koşan sevilen biridir.

Orman koruma ve bakım memuru Sarı Mehmet lakaplı Mehmet İn, etrafı çevrilen yangının söndürülmesi için Belen Kahvesi'ne gelir ve Muhtar Tevfik Cezayir'den bekçi ister. Muhtar, iş zamanı olduğu için bekçi vermek istemez. Bu konuda ormancı Mehmet İn tuttuğu zaptı Muhtar Tevfik Cezayir'e imzalatmak ister. Muhtar Tevfik Cezayir de oyunun kritik anı olduğu için tutulan zaptı imzalamak istemez. Olaya kızan ormancı masaya vurur ve dama taşlarını dağıtır. Diğer oyuncu Mustafa Şahbudak, dökülen taşları toplar ve ormancıya "Sen sarhoşsun çek git" der. Ormancı ise inatlaşır, söz anlamaz, ikinci kez masayı devirir. Bu kez Ormancı ile Mustafa Şahbudak arasında tartışma çıkar. Mustafa Şahbudak sinirlenerek ormancıya tokat atar. Ormancı Mehmet İn de belinden kamasını çıkararak Mustafa Şahbudak'ı kolundan yaralar. Mustafa Şahbudak da olayın şokuyla belinden tabancasını çeker. Bu sırada Muhtar Tevfik Cezayir yapma diyerek silahın önüne atlar. Silah iki kez patlar. Çıkan kurşunlar Muhtar Tevfik Cezayir'e rast gelir. Mustafa Şahbudak arkadaşı Muhtar Tevfik Cezayir'i kazayla vurur.

Reklam
Reklam

Mustafa Şahbudak arkadaşıyla ilgilenirken ormancı Mehmet İn kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak, kaçan ormancıyı silahıyla topuğu ve kalçasından yaralar. Köylüler, Mustafa Şahbudak'ı yatıştırır ve elinden silahı alır. Muhtar Tevfik Cezayir de kaldırıldığı Muğla Devlet Hastanesi'nde aldığı yaralar sonucu kan kaybından ölür.

Olay daha sonra yörenin tanınmış sanatçılarından Pisili Tahir Usta tarafından kaleme alınır, bestelenir. Müzeyyen Senar, Kubat, İbrahimTatlıses gibi ünlü sanatçılar tarafından okunan türkü bu süreçten sonra Türkiye'nin en ünlü türküleri arasında yer alır.

İHA