Orman Etkinlikleri Haftası kapsamında, İzmir’de de bir takım etkinlikler yapıldı. Fidanlar toprakla buluştu. Ormanlarımızın korunması ve değerleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı. İzmir Tema Vakfı, Yavru Tema, Minik Tema, Lise ve Üniversite Genç Tema’lar, 29 okul ve 1400 öğrenci ile birlikte İl ve ilçeler bazında binlerce fidanı toprakla buluşturdular. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’nün temin ettiği araçlarla, Buca Kaynaklar’da dikim yerine gidildi. Bir bayram havası içinde, çocuklarımız coşku ile fidan diktiler. Mutlulukları sonsuzdu. Can sularını verip, evlerine döndüler. Ama biliyorlar ki: Yarınları için çok önemli bir adım attılar. Bu eylemlerini hiç unutmayacaklar.İzmir Tema Vakfı Eğitim Sorumlusu Merih Yücel konuşmasında şunları belirtti: “Yetişkin bir ağacın ekolojik değeri ekonomik değerinin tam 2 bin katıdır. Hele bir ormanı oluşturduklarında nitelikleri katlanarak artar. Toprağının içindeki, üzerindeki mikroskobik ve makroskobik canlılarından tutun da en üst dallarındaki kuşa, böceğe, kelebeklere kadar bir yaşam ortamıdırlar. Yetişkin bir ağacın 1 M3’lük dip toprağındaki kökler ayıklanıp, uç uca eklenirse, elde edilen şeridin uzunluğu 100 Km oluyor. Dibinde gömülü o kök ve kökçük yumağı, toprağı bir sünger gibi emici ve geçirgen yapıyor. Yağmur sularının ¾’ünü böylece toprağın içinden geçirerek süzüyor ve akifer su ile doluyor. Ayrıca bu kök silsilesi toprağı kavrayarak akıp, gitmesini yani erozyonu önlüyor. Yurdumuz; topoğrafyası ve jeomorfolojik özellikleri bakımından erozyona çok elverişli. Bir yılda ülkemizden akıp, giden toprak miktarı 744 milyon tondur. Yetişkin bir ağaç bir saatte; 2,3 Kg karbondioksiti emip, 1,7 Kg Oksijeni havaya veriyor. Küresel ısınmanın en büyük sorumlusu olan karbondioksit gazını organik maddeye dönüştürerek bağlayan ve atmosferdeki CO2 emisyonunu en başarılı olarak azaltan o ve diğer yeşiller. Yüz yıllardır atmosferimizdeki oksijen oranı %21. Çok kullanılmakta ama eksilmemektedir. O yaşamsal gazın üretiminden yalnız yeşil canlılar (klorofili olanlar) sorumludur. Ve ağaçlar bu konuda daha başarılıdırlar. Onların grev yaptıklarını bir düşünsenize.Topraklarının emdiği suların bir kısmını akiferde toplarken, bir kısmını da yaşamsal olaylarında kullanıp, fazlasını dışarı verirler. Yani terleyerek nem bulutlarını oluştururlar. Bu su yüklü bulutlar ülkenin iç kısımlarına giderek oraların yağış almasını sağlarlar. İlaç hammaddesi olan pek çok botanik zenginliğini barındırırlar.Üzerinde bitki olmayan toprak su ve rüzgârla akar gider, yeraltındaki su kaynakları kurur. Hava temizlenmez. Besin zincirleri bozulur, ekosistemler çöker. Bir birini tetikleyen felaketler dizisi; susuzluk, çölleşme, açlık, salgın hastalıklar. Doğanın en büyük belası insan. O bencil yaratık derki: “Bu nimetlerin hepsi benim için” Ve işte insan merkezli çevre anlayışı, insanın, ilk yerleşik düzene geçip, tarıma başlamasıyla önem kazandı, sanayi devrimiyle daha büyük boyutlarda arttı ve artık dönüşü olmayan bir yola girmek üzere doludizgin gidiyor. Dünya bunu geç de olsa gördü ve doğa merkezli çevre anlayışına geçti ya da geçmeye çalışıyor iş işten geçtikten sonra. Olsun zararın neresinden dönülse yararlıdır. Bu durumda, küresel felaket kapımıza dayandı. Peki, biz ne yapmalıyız. Ne yapıyoruz?Çevre örgütleri halkın desteği ile gönüllülük esasına dayalı çalışmalarını sürdürüyor. Zaman zaman ayrı görüşlere düşşeler de, çevre deyince akan sular duruyor. Çevrenin milliyeti, dini yok ortak bir dili var yalnızca. ‘Canımı yakarsanız, ben daha fazla yakarım, beni duyun ve dinleyin.’Diyor.Siyasi erk, ekolojistlerin karşısında değil, yanında yer almalıdır. Biran önce toprak koruma ve arazi kullanma yasasına geçerlilik kazandırıp, doğru bir şekilde uygulanmalıdır. Orman sınırlarını ormancılar belirlemelidir, daha önceden yerleşim alanı olmuş orman arazilerinde ikamet edenler Devlet’e ecrimisil (haksız kullanıcı ücreti) ödemelidir. Bu durum ilerideki orman talanını önleyebilir.Artık doğanın canını acıtmaktan vaz geçip, siyasiler, ekonomistler, ekolojistler birlikte doğal varlıklarımızı kurtarmalıyız. Başka Türkiye yok.” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz