Filistinliler Eylül ayında beklendiği gibi bağımsız devlet talebine BM'den destek isterse, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi Doğu Avrupa ülkelerinin ne yönde oy kullanacağı hayati önemde olacak.
İsrail Başbakanı da Filistinlilerin önünü kesmek için Doğu Avrupa'da kulis yapıyor
Bu ülkelerin özellikle tarihsel nedenlerle her iki tarafa da kayabileceği tahmin ediliyor.
Bu nedenle hem İsrail hem de Filistin liderleri Doğu Avrupa'yı ziyaret ederek destek arıyorlar.
Aslında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bağımsız Filistin devleti fikrine onay verirse, en azından kısa vadede sembolik bir destek olacak bu.
Kararın bağlayıcı hale gelmesi için Güvenlik Konseyi onayı gerekiyor ve ABD tek taraflı bağımsızlık girişimini veto edeceğini açıklamıştı.
Ancak yine de Genel Kurul'dan alınacak desteğin özellikle İsrail üzerindeki baskıyı artırma anlamında faydalı olacağı düşünülüyor.
Filistinliler bu amaçla 192 üyeli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun üçte ikisinin oyunu almayı hedefliyor.
Ancak tavırları bilinen ülkeler toplandığında Filistinlilerin 13 oy eksiği var.
Bu noktada da henüz kararsız görünen Doğu Avrupa ülkeleri önem kazanıyor.
Kararsızlıkları da Yahudiler ve Filistinli Araplar ile karmaşık tarihi ilişkilerinden kaynaklanıyor.
İsrail'i kuran Yahudilerin büyük bölümü bu ülkelerdeki Nazi zulmünden kaçanlardı.
Asıl suçlu Hitler Almanyası olsa da bu ülkelerde suçluluk duygusundan kaynaklanan İsrail sempatisi devam ediyor.
Savaş ve Alman işgali öncesi hüküm süren Yahudi karşıtlığının yanı sıra, yer yer Nazilerle işbirliğinin de etkisi var bu suçluluk duygusunda.
Öte yanda ise Sovyetler Birliği döneminde bölgeye yerleşen Filistin sempatisi var.
Moskova Filistinlileri silahlandırdığı gibi 1988'deki bağımsız devlet ilanını desteklemişti.
Filistinlilerin BM'deki bağımsızlık girişimine destek verip vermeyeceği merak edilen ülkelerden en önemlisi Polonya.
Zira Polonya 1 Temmuz'da Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralacak.
BM'deki oylamanın bundan sonra olacağı düşünüldüğünde Polonya'nın Avrupa Birliği'nin bu konuda ortak bir tutum belirlemesinde etkili olabileceği belirtiliyor.
Bu nedenle de hem Filistinliler hem İsrailliler, başta Polonya olmak üzere Orta Doğu ülkelerini ikna çabalarına hız vermiş durumda.