'Ortada bir pazarlık değil, mücadele vardır'

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Çözüm Süreci'nin bir pazarlık üzerine, kirli, kapalı bir anlaşma üzerine kurulamayacak, kendileri açısından temiz bir süreç olduğunu söyledi.

İnsan haklarının, pazarlık konusu olamayacağını vurgulayan Demirtaş, ortada bir pazarlık değil mücadele süreci olduğunu kaydetti.

Partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Demirtaş, Mehmet Ağar'ın bir yıllık tatilden sonra tahliye olduğunu ancak çakı dahi kullanmayan milletvekillerinin ise 4 yıldır tutuklu bulunduğunu söyledi. Musa Çetin'in 13 kişi öldürmekten tutuksuz yargılandığını hatırlatan Demirtaş, bunun adalet olmadığını savundu. "Benden önceki konuşmacı, ihanetle, delaletle, bilmem neyle suçlayan siyasetçi gelsin buradaki tabloya baksın ve hesap versin." diyen Demirtaş, Çözüm Süreci konuşulacaksa katliamla, soykırımla, asimilasyonla, işkenceyle konuşulması, bu kavramları kullanarak konuşulması gerektiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Sadece Diyarbakır Cezaevi'nin zulüm merkezi olmadığını, heryerin 80 yıldır zulüm merkezi olduğunu öne süren Demirtaş, süreci eleştirenlerin bunu anlayabilecek kapasitesi olmadığını belirterek yaptıkları tek şeyin şu kürsülerden boş boş bağırmak olduğunu söyledi.

CHP konuşacaksa önce sürgün kararnameleri, asimilasyon kararnameleri konuşması gerektiğini dile getiren Demirtaş, "Dersim katliamını konuşması lazım. Bu kararı nasıl aldığını, uyguladığını bunun için önce özür dilemesi gerekiyor." dedi.

Demirtaş, "Bir pazarlık üzerine, kirli, kapalı bir anlaşma üzerine kurulamayacak, bizim açımızdan temiz bir süreçtir. İnsan hakları, pazarlık konusu olamaz. Biz dilimizi, kültürümüzü kiminle pazarlık edebiliriz. Ortada bir pazarlık değil mücadele süreci vardır." diye konuştu.

Kanın durması konusunda elini taşın altına koyanlara sadece teşekkür edilebileceğini belirten Demirtaş, Genelkurmay'ın Askere Alma Dairesinden hangi Genelkurmay Başkanı, bakan, milletvekilinin çocuğunun Doğu'da asker yaptığını açıklamasını istedi.

Reklam
Reklam

"Elde bir tabut vardı, oda gitti. Şimdi o tabutun içine kendi siyasi düşünceleri giricek. Korkuları bundan, bağırıp çağırmaları bundan." diyen Demirtaş, herşeye rağmen demokratik siyasetle sorunu konuşarak çözmek istediklerini ifade etti.

Batıda akil insanların taşlarla karşılandığını Hakkari'de ise çiçeklerle karşılandığını dile getiren Demirtaş, "Sizin zehirlediğiniz insanlar budur." şeklinde konuştu. "Bu süreci anlamayan, okumayanlar, AKP'ye destek ile barışa desteği karıştıranlar, tarihin çöplüğüne elbette gidecekler." diyen Demirtaş, kendine 'ulusolcu' diyen bazı çevrelerin emperyalizm kucağından kendilerine seslendiklerini kaydetti.

Yeni Anayasa ve yasal reformlar sürecinde de esas alınacak şeyin evrensel ilkeler olduğunu anlatan Demirtaş, ortaya konulan yeni Anayasanın darbe anayasasından bir farkı olmadığına dikkat çekti. "Kenan Evren zaten yapmış, niye zahmet ettiniz. Aynısını biraz allayıp pullayarak ortaya koymaya yeni anayasa dediler." diyen Demirtaş, Türkçe dışında eğitim yapılmayacaksa, herkes Türkse, herkes Sünniyse, herkes erkekse o zaman sorun bulunmadığını kaydetti. Mevcut Anayasanın Türkleri de kabul etmediğini ifade etti.

Reklam
Reklam

"Statükocu anlayış iflas etti. İflas etmiş bir anlayışının anayasasını niye kabul edelim." diye soran Demirtaş, kırmızı çizgi insan onuru evrensel insan standartları olduğunu vurguladı. Herkes için özgürlük olmayacaksa ona yine anayasa demiyeceklerini dile getiren Demirtaş, Anayasa ve Başkanlık konusunda AK Parti ile açık veya gizli bir görüşmeleri olmadığını ve bunu da ahlaki bulmadıklarını söyledi.

Otoriter baskıcı bir Başkanlık sistemine de evet demeyeceklerini belirten Demirtaş, ancak Başkanlık sistemini tartışabileceklerini vurguladı. Silahların bırakıldığına inanamadıklarına dikkat çekti. Süreci sürdürmeye ve desteklemeye devam edeceklerini kaydetti.

1 Mayıs konusuna da değinen Demirtaş, İstanbul Taksim kutlamalarıyla ilgili de işçiler, emekliler lehine bir karar verilmesini temenni istedi. Bugün işçi sorunu, iş sorununun Kürtleştiğini söyledi. Mevsimlik işçilerin Kürt sorununun oluşturduğu bir gerçek olduğuna dikkat çekti.

(CİHAN)

Anahtar Kelimeler: