Ortadoğu'da nükleer savaş çıkar mı?

Küba lideri Fidel Castro boş zamanlarını iktidardan uzakta makaleler yazarak geçiriyor. Bunların en öne çıkanıysa, İsrail, ABD ve İran arasındaki savaşı kesin gördüğünü anlattığı yazısı.

Ona göre bu savaş klasik değil, nükleer bir savaş olacak. Genelde imzasız yazılan ve uluslararası istihbarat organlarınca sızdırılan bazı senaryolar, İran’ın nükleer tesislerininin nükleer silahla bombalanabileceğine işaret ediyor. Bu durum İran toplumu ve ülkenin komşuları üzerinde yıkıcı etkilere yol açacaktır.
Uluslararası toplumun böyle bir suç karşısında nasıl bir tavır alacağı sorulduğundaysa, kimilerinin dudaklarında alaycı gücümsemeler belirecektir.

Zira hayati kararları ABD verdikçe ve ortada bu planın hayata geçirilmesini teşvik eden haydut bir devlet bulundukça, uluslararası tutumun, insan haklarının ve BM’nin hiçbir değeri yoktur. ABD’nin İsrail’e her daim boyun eğdiğini biliyoruz.

Reklam
Reklam

Oysa Beyaz Saray’da ve Başkan Barack Obama’nın çekmecesinde bu görüşü yansıtan, İran’ın bölgede denge sağlayacak bir nükleer bombaya sahip olmasının önemine dair onca ayrıntılı araştırma var. Tıpkı Pakistan’la Hindistan’ın arasında yaşandığı gibi. Zira her iki ülke de uzun süredir askeri boyutuda bulunan bir çekişme içindeydi. Fakat hem Hindistan’ın hem de Pakistan’ın nükleer kulübe girmesi yakınlaşmalarına yol açtı, düşmanlık ve nefret mantığı son buldu.

Castro’nun yazılarından anlaşılıyor ki, kendisi İsrail’i sorguluyor. Bombaların sıcaklığı altındaki
1,5 milyon Gazzeli’nin içinde yaşadığı koşulların, toplu gaz odalarına benzediğini belirtiyor. Buna rağmen ABD Gazze ablukasını izlemekle yetiniyor. Acaba dünya, 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’nın yaşadığına benzeyen yeni bir nükleer deneyime sahne olacak? Bu deneyim, İsrail’in hukukun dışına çıkan yıkıcı şehvetinin yeni bir kanıtı mı olacak? Dünya bu bağlamda modern devletlerinden birini bekleyen gerçeği ve ABD’de hâkim olan sessizliğin arkasındaki asıl niyetleri merak etme hakkına sahip.

Reklam
Reklam