Denizli Devlet Hastanesi Diyetisyeni Erol Aktay, ramazan ayında bedenen ve ruhen arınma süreci içerisine girildiğini belirterek, oruç tutan insanların mide ve bağırsak sisteminin dinlendiğini söyledi. Gece geç saatlerde yemek yenip yatılmaması gerektiğini, sahur vakti mutlaka kalkılıp kahvaltı ağırlıklı öğünler yenmesinin daha sağlıklı olacağını ifade eden Aktay, “On bir ayın sultanı ramazanda bedenen ve ruhen arınma süreci içerisine girilmektedir. Besinlerin kıymetinin çok daha iyi algılandığı bu süreç içerisinde oruç tutan bireyler, mide ve bağırsak sistemini biraz olsun dinlendirirken diğer zamanlarda olduğu gibi sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermelidir. Genellikle üç dört öğünde tüketilen besinler, beslenme düzeninin tamamen değiştiği bu dönemde iki öğüne sıkıştırılmaktadır. Özellikle tatlı, hamur işleri, şarküteri ürünleri gibi karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek besinlerin tüketiminde artış olmakta, buna karşılık başta su olmak üzere sebze ve meyve tüketimi azalmaktadır.” dedi.
Kilo problemi olan bazı kişilerin de ramazan ayını zayıflamak için fırsat olarak gördüğünü, bundan dolayı yalnızca iftarda bir şeyler yediğini vurgulayan Aktay, “Böyle bir beslenmeyle kilo bile alınabilir. Bu durum hem fazla hem de hızlı yemek yenmesine yol açar. Zaten vücut yeterince besin alamadığı durumlarda azıyla yetinmeye başlamakta, biraz olsun fazla yendiği takdirde ise depolama yoluna başvurmaktadır. Ayrıca bazal metabolizma hızının yavaşlaması, iftar ve sahur vakitlerinin günün daha az hareket edilen zamanlarına denk gelmesi ve kan şekeri düşüşüne bağlı olarak tatlılara isteğin artması, genellikle kişilerin bu dönemde ağırlıklarının artışına neden olmaktadır.” diye konuştu.
Ramazan ayında fiziki faaliyetin azaldığını belirten Erol Aktay, kilo almadan ve sağlıklı bir ramazan geçirilmesi için mutlaka hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Özellikle çalışmayan bireyler, günlük enerji harcamalarını azaltma ve zamanın bir an evvel geçmesi adına geç saatlere kadar uyumaktadır. Her türlü aktiviteden kaçınmak, oruç tutarken fazla acıkmadan rahat bir gün geçirmeyi sağlar. Buna karşılık metabolizma daha da yavaşlar. Eğer kilo almadan bu riskli dönem aşılmak isteniyorsa, günlük aktivite mutlaka arttırılmalıdır. İftardan sonra yarım saatlik, kalbi yormayacak tarzdaki yürüyüş, bisiklete binme, yüzme gibi bir aktivite bile sayısız fayda sağlayacaktır. Ramazanda gün boyu aç kalınacağı için yatmadan aşırı yemek yerine, sahura kalmak çok daha sağlıklı olacaktır. Sahura kalkılmadığı takdirde açlık süresi ortalama 19-20 saate çıkmaktadır. Bu durumda kan şekeri günün daha erken saatlerinde düşmekte, kişinin iş verimi azalmakta, iş kazası riski artmaktadır. Bu yüzden mutlaka sahura kalkılmalı ve yemek yerine süt, çay, taze sıkılmış meyve suyu, bitki veya meyve çayı yanında yumurta, peynir, zeytin, esmer ekmek gibi alternatiflerden oluşan kahvaltı tercih edilmelidir.”
İftara mümkünse bir kâse çorbayla başladıktan sonra 5-10 dakika kadar yemeğe ara verilmesi gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Aktay, “Daha sonra ana yemeklerle devam edilmelidir. Etli veya etsiz sebze yemekleri, pilav, makarna, esmer ekmek gibi tahıllar, kurubaklagil yemekleri, yoğurt, ayran, cacık, salata, meyve gibi lif oranı yüksek alternatiflerden oluşan bir iftar yemeğinin sindirimi de daha kolay olacaktır. Besinler çok iyi çiğnenmeli, yavaş yenmelidir.” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz