ORUÇ MU BİZİ YOKSA BİZ Mİ ORUCU TUTUYORUZ?

Doğrusu şu soruya bir çırpıda cevap vermek zor: Oruç bizi mi tutar, biz orucu mu tutarız?

Derdimiz kendimizle…Kendini bilmeyen neyi bilir? Kendisiyle kavgalı olan kiminle barışıktır? Kendini kaybeden neyi kazanır?

Oruç’un Arapça’daki aslı “savm”. Bu sözcüğün karşısına lügatler “imsak” kelimesini yerleştirir. Yine “tutmak, zaptetmek, zaptı rapt altına almak” manalarına geldiği uzmanlar tarafından söylenmektedir.

Doğrusu şu soruya bir çırpıda cevap vermek zor: Oruç bizi mi tutar, biz orucu mu tutarız? Biz orucu tuttuğumuzu iddia ediyoruz. Bir yere kadar doğru da? Ama doğrunun çok küçük bir parçası bu. Asıl doğru şu: Biz orucu, oruç bizi tutsun diye tutarız.

Reklam
Reklam

Meğer ne zor şu “kendini tutma” meselesi. İnsanın başına ne geliyorsa “kendini tutamadığı” için geliyor. Günahlar hep kendini tutamamanın ürünü. Her caninin cinayeti kendini tutamadığı anına denk geliyor. İnsan dilini tutamadığı zaman kırıyor ve kırılıyor. Elini tutamadığı zaman kırıyor, döküyor. Kendini tutamadığı zaman, kendini yitiriyor, kendine yazık ediyor, kendinden geçiyor? Yani kendini tutamayan özne olamıyor, nesneleşiyor. Hakim olamıyor, mahkum oluyor. Sahip olamıyor, sahip olunuyor. Hayat atının sırtında duramıyor, aksine hayat atı onun sırtına biniyor. İçgüdülerini dizginleyemiyor, aksine içgüdülerinin esiri oluyor. Bilinçli davranamıyor, çünkü bilinci bilinçaltı tarafından denetleniyor. Oysaki bilinç, bilinçaltını denetimi altında tutmalıdır. Tersi olunca atla süvari konum değiştiriyor: Adam atın sırtında değil, at adamın sırtında oluyor.

Kendini tutmak, zor iş. Oruç bizi işte bu zor işe çağırıyor. Kendisini tuttuğumuzu sandığımız oruç, aslında bize kendimizi tutmayı öğretiyor. Yeme ve içme güdümüzü, şehvet güdümüzü denetim altına almamızı öğütlüyor.

Reklam
Reklam

Bu güdülerini denetleyemeyen insanların nasıl yoldan çıktığını, nasıl haram helal demeden yığdıkça yığdığını, nasıl çalıp, çırpıp, hortumlayıp götürdüğü görüyoruz. Yeme güdüsünü denetim altına alamayan kişinin açlık korkusuna tutulduğunu biliyoruz. Açları doyurmak kolaydır, fakat açlık korkusu çekeni dünyayı yedirseniz doyuramazsınız.

Güdüler tutulursa, onların bilinci tutsak almaları önlenirse, bu hem bilincin hem de iradenin güçlendirilmesi sonucunu getirecektir. Bilinç güçlenirse, şahsiyet güçlenir. Sorumluluk bilincini oluşturmanın ve artırmanın yolu da budur. İşte bu nedenle orucu farz kılan ayet şöyle biter: “Umulur ki bu sayede sorumluluk bilincine ulaşırsınız.” Ayetin bu kısmı, orucun amacını açıklamaktadır.

İşte bu yüzden oruç tutmak kendini tutmaktır. Kişi orucu ne kadar tutarsa, oruç da kişiyi o kadar tutar. Kim orucun başını dik tutarsa, oruç da onun başını dik tutar. Kula kul olmaktan koruyan bir kalkan, kulu kul etmekten koruyan bir akıl olur.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz