5,5 yaşındaki Berzan Korkmaz, cep telefonunda izlediği videolarından 'örümcek adam' karakterine özendi, İstanbul Arnavutköy'deki 5'inci kattaki evlerinin penceresinden aşağı atladı. Babaannesi ile yaşayan Berzan'ın düştüğünü 3 yaşındaki kardeşi Miran, mutfakta yemek yapan babaannesine haber verdi. İş makinası operatörü baba Fatih Korkmaz, annesinden gelen telefon üzerine apar topar eve döndüğünde oğlunu kaybettiğini düşünürken burnunun bile kanamadığını görünce yaşadıkları mucizeye kendileri de şaşırdı.
O gün işte olduğunu anlatan baba Fatih Korkmaz, olayı şu şekilde özetledi: "Arnavutköy'de annemin yanındaydı çocuklar. Bana bir telefon geldi, dediler ki Berzan camdan aşağı düştü çabuk gel. Ben geldiğimde Berzan ambulanstaydı. Ambulansa biner binmez ne olduğunu sordum oğluma, kendindeydi iyi görünüyordu çünkü. Dedi ki 'Baba ben Spiderman gibi uçtum, ama kardeşim benle beraber atlamadı dedi. Niye öyle bir şey yaptığını sorunca da 'Spiderman bizi kurtarıyor atlayınca, beni kurtaracaktı ama kurtarmadı. Ben de aşağı düştüm' dedi. Annemin telefonu şarjda duruyormuş, oradan alıp izlemiş sürekli. O sıra yemek hazırlıyormuş babaannesi zaten. Toprak zemine düşmüş, hemen yanı beton, şans eseri oraya denk gelmemiş. Düştüğü toprağın yanında da bir beton parçası var ama çiçekli olan bölüme düşmüş sırt üstü. Annem hemen aşağı inip kucağında ambulansı beklemişler. Bana telefon geldiğinde 5'inci kattan düştü bu çocuk, öldü kesin dedim içimden, inanamadım. Kimse inanamaz, mucize oldu. 'Ağ atıyor binaya tırmanacağım ben Spiderman gibi uçacağım' diyordu arada. Kesinlikle çocukların eline telefon tablet vermesinler. Çok şükür Allah bizim yüzümüze baktı çocuğumuzu bize bağışladı ama başka aileler yanmasın. Spiderman'i asla bir daha izlettirmeyeceğiz"
Berzan 'ın hastanedeki tedavi sürecini yürüten Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Mehmet Çakmak, meslek hayatında bu kadar yüksekten düşüp de hiçbir iç organ yaralanması, kırığı vs olmadan kurtulabilen bir hastaya rastlamadığını kaydederek özellikle yaz tatilinin başlamasıyla bu tip kazaların artabileceğine işaret etti. Dr. Çakmak, “Yaz mevsiminde bize bu tip ev kazası vakaları çok gelmeye başlıyor. Genellikle ev içi travmalar oluyor ama bu hafta 2 hastamız bu şekilde yüksekten düşmeye bağlı, klinikte yatıyor. Bunlar çok daha ciddi travmalar. Birisi 5, biri 3'üncü kattan düşmüş. Bu hastamız 5'inci kattan düşmüş, biz genellikle bu tür hastaları olay yerinde kaybediyoruz. Düşme pozisyonu bu konuda çok etkili. Kafa, boyun bölgesini çarpan çocuklar ne yazık ki olay yerinde vefat ediyorlar. Onun dışında bacak üzerine yani dik pozisyonda düşme olursa ciddi kemik kırıkları olabiliyor, iç organ yaralanmaları olabiliyor" dedi.
Berzan'ın en büyük şansının düşme pozisyonu ve toprak zemine denk gelmesi olduğunu kaydeden Dr. Çakmak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşme pozisyonu poposunun üzerine gerçekleşmiş, sırtını da o esnada yere vurmuş. Bize getirdiklerinde bel bölgesinde hassasiyeti vardı. Gerekli incelemeleri yaptık, basit denilecek düzeyinde akciğerinde hafif bir ezilme vardı. O yüzden gözlem altına aldık. Bel bölgesinde de herhangi bir kırığı vs olmadığını anladık. Başka bir kemik kırığı vs de görülmedi. Açıkçası bu şekilde herhangi bir kırığı, ciddi bir organ yaralanması olmadan kurtulabilmesi ciddi bir mucize. Ben meslek hayatımda ilk defa 5'inci kattan düşüp de hiçbir yaralanması olmadan kurtulan çocuğa ilk kez rastlıyorum. Şansı şu: Birincisi düştüğü zemin toprak, aynı zamanda çocuklarda genel olarak kas ve kemik dokusuna göre yağ dokusu biraz daha fazla. Bu da da havanın kaldırma kuvvetini bir nebze olsun artırıyor. Bir de bu tip düşme vakalarında hayati önem taşıyan bir şey var: Olay olduğu an aileler bazen can havliyle çocuğu kucağına alıp taşıyor. Hiçbir müdahalede bulunmadan 112'yi aramak ve onların müdahalesini beklemek gerekiyor. Çünkü olası bir boyun-omurga zedelenmesi varsa, ömür boyu felç kalmasına bile neden olunabilir"
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kliniği'nden Uzm. Dr. Yasin Çalışkan, bütün evlerde artık tablet, telefon, televizyon, bilgisayar gibi araçlara ulaşılabilirliğin arttığına dikkat çekti ve yaz tatilinin de gelmesiyle birlikte çocukların evde daha çok vakit geçirmek zorunda kalacağını vurguladı ve önemli uyarılarda bulundu: “Çocuklar artık bu teknolojik aletlere daha kolay ulaşabiliyorlar. Çocukların en fazla maruz kaldığı uyaranlardan birisi de çizgi filmler. Bir takım çizgi filmler ise yaş ve gelişimlerine uygun olman aşırı şiddet veya sözler içerebiliyor. Çocuklar da burada gördükleri bazı hareketleri rol model olarak gerçek hayata taşıyabiliyorlar. Buradaki hastamızda da olduğu gibi özellikle 3-4 yaş civarındaki çocuklar, bazı kahramanların mesela bir yerden düştükten, atladıktan sonra hiçbir yaralanması olmadan kalkıp devam etmesinde, gerçekliği ayırt edemeyebiliyor. O nedenle de bu yaş grubu çocuklar bu davranışları tekrar edebiliyor. 6-7 yaşındaki bir çocuk çizgi filmlerin gerçekliğini, kurgu olup olmadığını anlayabilir ama daha küçük yaş grubundaki çocuklar bunu kavramayabiliyor. Burada en büyük görev ebeveynlere düşüyor. Çocuğun yaşına, gelişimine, bilgi düzeyine uygun olmayan içeriklerden uzak tutulması gerekiyor. 6 yaşından sonra, ergenliğe doğru daha da artabilir, günde 1-1,5 saat geçmemeli ekran maruziyeti. Tablet, telefon hepsini kastediyoruz. Yaz tatili sürecinde çocuklara en büyük sosyal aktivite tablet, telefon, televizyon vs yerine arkadaşlarıyla bir araya gelebileceği aktiviteler, yaz okulları vb olmalı. Kitap okuma saatleri koyulabilir. Ergenlik öncesi dönemde çocuktan çocuğa da değişebilmekle birlikte, çocuğun kendine ait bir akıllı telefon, tablet vs gibi bir eşyasının olmasını istemiyoruz. Odasına çekilip tek başına bu cihazlarla baş başa kalmaması gerekiyor"
(DHA)