Serbest kaldığında kendisini kaçıran PKK'lılar için ettiği 'iyi çocuklar' lafı haftalarca eleştirilen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Tunceli'nin Ovacık İlçesi Başsavcısı Murat Uzun'u öldüren PKK'lı ekibin içinde kendisini kaçıran kişilerden birinin de rol aldığı istihbaratı nedeniyle yine polemiklerin başkahramanı oldu.
Akşam gazetesinden Şenay Yıldız'ın haberine göre Aygün, PKK'nın Dersim halkı üzerinde baskıyı son dönemde iyice artırdığını belirterek ,'''PKK'nın nihai hedefi devlet kurmak. Uluslararası güçler de örgütü destekliyor. Umudum yine de konuşmakta ve barışta. Yoksa Kürtler Türklerden kanlı bir şekilde ayrılacak' diye konuştu.
Aygün açıklamalarının bir kısmı şöyle:
''Örgüt tarafından halkı Dersim'de yaşamaktan bıktıran yoğun bir baskı dalgası uygulandı. Yine baskı yapıyor, insanları sürgüne gönderiyor, işyerlerine zarar veriyor... Bunun nedeni CHP'nin iki milletvekilliğini birden alması, BDP'li belediyenin iki dönemdir yönetimde olduğu halde başarısız görülmesi ve halkın BDP çizgisinden kopuşunun sandık sonuçlarına yansımasıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar, Dersim halkı PKK'ya boyun eğmiyor.
Dersim'de Kürt milliyetçiliği politikası tutmaz. Dersim Alevi kimliği önde olan, 500 yıldır inanç nedeniyle sürgün edilen, katledilen bir nüfus barındırıyor. Ona Türklük, Kürtlük, Kemalizm, Apoculuk... dayatan siyasetler tutmuyor. Fakat PKK Kürdistan dediği bölgede türdeş bir toplum yaratmak istiyor.
**'
OSLO'DAN SONRA ŞIMARDILAR'**
Oslo görüşmeleri yanlış değildir. Fakat hükümet süreci çok kötü yürüttü. Ben görüşmenin açık ve Parlamento'daki bütün partilerin katılımıyla yürütülmesini savunuyorum. Bu ölümlerin bir gün duracağı, bu savaşın da biteceği belli. Niye şimdi bitmesin?
Oslo'nun örgütü biraz şımarttığını düşünüyorum. 'Muhatap alınıyoruz, görüşülüyoruz. Artık biz Türkiye'de siyasi muhatabız' diye bir şımarma hali var, o çok açık. Bu durum eylemleri de artırdı. Örgüt içinde 'Biz eylem yaptıkça muhatap oluruz' diye düşünen insanlar olduğunu da biliyorum. Bu nedenle, yeni bir Oslo'nun başlaması artık daha zor. O yüzden mutlaka Parlamento'da uzlaşıyla başlamalı. Ama Ricciardone ve Arınç'ın açıklamalarından Öcalan ile görüşüldüğünü anlıyoruz. Hala kamuoyundan gizlenen, Parlamento'yu hiçe sayan tepeden yaklaşım sürüyor. Bunun sonucu kesinlikle yeni bir fiyaskodur.
30 yıldır savaş var. O dağlarda savaşan, eline silah verilen, savaştırılan veya kandırılan -ne derseniz- çocuklar Türkiye'nin çocukları ve onları kazanmamız lazım. Benim dağdaki üç-beş kişi için 'İyi çocuklar, bu ülkenin evlatları' dememde bir yanlışlık yok. Ama PKK'nın hangi çılgın eylemlere imza atacağını kimse bilmiyor ki! Bu örgüt ateşkes olduğunda Bingöl yolunda silahsız, izne giden 33 askeri kurşuna dizdi. İşte yine silahları olmayan bir konvoya saldırdı, 10 tane askeri öldürdü! Dolayısıyla örgüte hiçbir şekilde güvenmiyorum ama dağlarda örgütün içinde olan ve eve dönme, barış umuduyla yaşayan pek çok genç var. ''