"Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "casusluk" suçlamalarıyla yargılandığı davada ikinci kez hâkim karşısına çıkan iş insanı ve Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi.
Çağlayan Adliyesi'nde görülen duruşmada mahkeme davayı, Osman Kavala hakkında devam eden Gezi Parkı davası ile birleştirdi.
Birleştirilen davanın ilk duruşması 21 Mayıs'ta görülecek.
Kavala ise duruşmaya tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile bağlandı.
Savunmasında suçlamalara dayanak somut delillerin olmadığını belirten Kavala, bazı komplo teorileri ve suçlamaların birbirlerinin kanıtıymış gibi iç içe geçirilerek kendisi hakkında algı yaratıldığını söyledi.
Kavala, "Son birleştirme kararı tahliye edilmemem için alınmıştır. Varolmayan delillerin karatılma ihtimali de yoktur" dedi.
1193 gündür tutuklu bulunan Kavala, özgürlüğünden mahrum yaşadığı her günün kendisi için daha da önemli bir kayıp haline geldiğini ifade etti.
Kavala, "Olayları ve olguları nesnel biçimde değerlendiren tarafsız bir gözlemcinin, hiçbir dayanağı olmayan ve yasadaki tanımına aykırı biçimde kullanılan casusluk suçlamasının AİHM'in derhal tahliye edilmem yönündeki kararını boşa çıkartmak için kurgulanmış olduğunu anlayamaması olası değildir" diye konuştu.
Duruşmayı bağımsız milletvekili Ahmet Şık ile CHP'li milletvekilleri Ali Şeker ve Sezgin Tanrıkulu da takip etti. Ayrıca ABD, Almanya, Hollanda ve İsviçre konsolosluklarından da temsicliler duruşmaya katıldı.
Mahkeme, iş insanı Leyla Alaton'u da tanık olarak dinledi. Alaton, Kavala'yı ve onunla birlikte aynı davada 15 Temmuz darbe girişimini planlamakla suçlanan Türkiye uzmanı akademisyen Henri Jak Barkey'i kişisel olarak tanıdığını ancak ikiliyi hiçbir zaman birlikte görmediğini söyledi.
Alatonların eski iş ortağı Cem Fadıl Bozkurt, davanın ilk duruşmasında tanık olarak dinlenmiş ve Kavala'nın darbe girişimiyle bir ilgisi olup olmadığını bilmediğini belirterek, "İshak Alaton'un darbe girişimini 1 hafta önceden Hanry Barkey'den öğrendiğini biliyorum. İshak Bey ile Osman Kavala'nın da yakın ilişkisi vardı" demişti.
Leyla Alaton, Bozkurt'un iddialarını yalanlayarak, "Böyle bir şey mümkün değil. Tamamı iftiradır, yalandır. Kendisi ile hiçbir ilişkimiz yok, darbeden 1,5 sene öncesine kadar ilişkimiz bitti. Kendisi devam eden davamız nedeniyle iftira ediyor" dedi.
Bozkurt'un "Alatonlar 15 Temmuz'da Türkiye'de değildi" iddialarına da yanıt veren Alaton, "Kardeşim de, ben de 15 Temmuz'da Türkiye'deydik" diye konuştu.
Kavala'nın avukatı İlkan Koyuncu da Alaton'un sözlerini hatırlatarak, "Ya Leyla Alaton yalan söylüyor ya da Cem Fadıl Bozkurt" dedi.
Koyuncu ayrıca mahkemeden Bozkurt hakkında dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra: Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını esefle karşılıyorum
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada Boğaziçi Üniversitesi protestolarını değerlendirdi.
Erdoğan, "Osman Kavala denilen Soros temsilcisi olan kişinin karısı da Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır" diyerek Prof. Dr. Ayşe Buğra'yı hedef aldı.Kavala'nın duruşması sonrası konuşan Buğra ise Erdoğan'a, "Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını esefle karşılıyorum, memleketim adına üzülüyorum" sözleriyle yanıt verdi.Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü'nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Ayşe Buğra, kurucularından biri olduğu Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu UYGAR Merkezi'nin başkanlığını yürütüyor.
Osman Kavala 3 yılı aşkın süredir cezaevinde
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 22 Ocak'ta, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada, tutuklu olarak yargılanan Osman Kavala ile diğer 8 kişi hakkındaki beraat kararlarını kaldırdı.
İlk olarak Gezi olayları ile bağlantılı suçlamalar nedeniyle 1 Kasım 2017'de tutuklanan Osman Kavala, 3 yılı aşkın süredir cezaevinde bulunuyor.
Anayasa Mahkemesi (AYM) , Kavala'nın Gezi Parkı davasından tutukluluğuna yönelik başvurusunu 22 Mayıs 2019'da reddetti. Kavala'nın avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
AİHM, 10 Aralık 2019 tarihli kararında, Kavala'nın "makul şüphe olmadan, siyasi nedenlerle tutuklanması ve AYM'nin bireysel başvurusunu makul sürede incelenmemesi"ni gerekçe göstererek, bu durumun hak ihlali olduğunu belirterek, Kavala'nın derhal serbest bırakılmasını istedi.
30. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020'de Gezi Parkı olayları nedeniyle yargılandığı davada, Kavala'nın beraatine ve tahliyesine karar verdi. Ancak aynı gün 15 Temmuz darbe girişimi davasından, hakkında gözaltı kararı çıkarılan Kavala, ertesi gün çıkarıldığı hakimlik tarafından "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla tutuklandı.
Gezi Parkı davasından beraat eden ve tahliyesine karşın, casusluk suçlaması nedeniyle tutukluluğunun devamına karar verilen Kavala, AYM'ye başvurmuştu.
AYM, Aralık ayında Osman Kavala'nın bireysel başvurusunu "kişi hak ve özgürlüğü güvenliğinin ihlâl edilmediğine" hükmederek reddetmişti.