Fransa Senatosu’nda kabul edilen Ermeni soykırımını reddedenlerin cezalandırılmasına ilişkin yasa, Kürt halkı arasında da büyük tepkiye neden oldu. BDP’nin sessiz kalmasını eleştiren bölgenin ‘akil adamları’, Fransızların desteğiyle Ermenilerin Kürtlere yaptığı mezalimi Osmanlı Arşivleri’nden iki telgrafla gözler önüne serdi. 1920 tarihli Silvan’dan Padişah’a gönderilen telgraf ve Garzan çıkışlı 38 Kürt aşiret liderinin imzasını taşıyan telgrafta ‘Fransız destekli Ermenilerin Kürt ve Türklere yaptığı kanlı vahşet' anlatılıyor.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nden alınan iki telgraf, bölgede 1915-1920 arasında yaşananları gözler önüne seriyor. Kürt aşiretlerinden ‘Sadaret Yüksek Makamı’na gönderilen Garzan çıkışlı telgrafta, Maraş ve çevresinde Fransız işgal kuvveti ile bu ad altında önceden beri Rusya ve diğer yerlerden derme çatma toplanan Ermeni çetelerinin zulmünden bahsediliyor. 4 Mart 1920 tarihini taşıyan telgrafta “Ermeni çeteleri namusu, dini, hayatı, masumiyeti özetle insanlık duygularını uzaklaştıran, parçalayan, ayaklar altında sürükleyen haydutluklarını ve melunca hareketlerini hiçbir aklın alamayıp, hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği bir şekle sokmuşlardır. Kadınlarımız eğlenceleri, mukaddesatımız hakaret ve saldırılarının vardığı son nokta olmuştur.” ifadeleri yer alıyor.
CESETLER SOKAKLARDA ÇÜRÜYOR
Ermeni çetelerinin Türk ve Kürtlere yönelik yaptığı zalimlikler sonucu sokaklarda ve kasaba dışındaki cesetlerin kokup çürümeden kaldırılamadığı vurgulanıyor. Kürt aşiretleri ve Kürt halkının önde gelenlerinden oluşan 38 imzalı telgrafta “Topların acımasız mermileri Türk ve özellikle Müslüman olan ana kuzularının, bu vatanın öz evlatlarının masum başlarında cehennemi andıran bir gürültüyle patlamaktadır. Oymağıyla, sekenesiyle birlikte şirin kasabalarımızı bir avuç kül haline getiren, fışkıran, tuğyan eden zalim ihtiraslarının sebebi acaba sadece Müslüman olduğumuzdan ötürü mü? Maraş yanıyor. Alevlerin arasından yükselen kadınlarımız ve genç kızlarımızın içimizi parçalayan feryatları, mukaddes makamlarımızda yankılanıyor. İmdat isteyen bu feryatlar Garzan muhitindeki bütün aşiretleri ayağa kaldırmış ve kendiliğinden bir miting yapılmasına sebep olmuştur. İtilâf Devletleri’nin, uygarlık ve insanlığın merkezi ve Türk ve İslâm dostu Fransa Hükümeti’nden Maraşlıları kendi arzularına bırakmalarını, bu derme çatma Ermeni haydutlarını sadece Maraş çevresinden değil Adana’dan da uzaklaştırarak cehennemi andıran şu zulüm ve yolsuzluklara acilen bir son vermelerini rica ediyor, sebep olanları da şiddetle protesto ediyoruz.” çağrısı yer alıyor.
MÜSLÜMAN KADINLARIN NAMUSLARINA TAARRUZ
Yine Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde kayıtlı bulunan Diyarbakır Silvan çıkışlı telgraf Fransız destekli Ermeni çetelerinin Türk ve Kürt kadınlara muameleleri gözler önüne seriliyor. 11 Şubat 1920 tarihli Padişah’a gönderilen telgrafta “Müslümanlara atılan her kurşun…ağlatır” mesajı bulunuyor.
Silvan Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Reisi Müftü Abdurrahman ile birlikte 13 imzalı telgrafın ilk cümleleri şöyle: “Fransızların Ermenilerden oluşturdukları taburlarla Maraş’ta yaptıkları katliam ve Müslüman kadınların namuslarına taarruzları, kanlı vahşetler karşısında ağlayan insanlık vicdanının şikayetle yükselen ve merhamet dileyen sesi saf ve masum bir muhitte uzun süre etki uyandırmıştır.”
Fransızlarla onların koruyuculuğu altında hareket eden Ermenilerin milli ve insani hiçbir anlayışın kabul hayalperest emeller peşinde koşmaktan vazgeçmelerini Padişah'tan isteyen, Kürt halkı telgrafı, “Aksi takdirde varlığımızın tertemiz ruhunu incitecek herhangi bir davranış ve politikada doğması kesin olan her tür olay ve facianın maddi ve manevi sorumluluğunun bize ait olamayacağını da hep birlikte ancak sadece sözle değil gerektiğinde fiilen davamızı ispata hazır bir milletin ruhundan doğan açıklama cesaretimizi tekrarlıyoruz.” ifadeleriyle sona erdiriyor.
“BDP KÜRT HASSASİYETLERİNİN CAHİLİ”
Diyarbakır Sur eski Belediye Başkanı Cemal Toptancı, bu iki telgrafın bile Ermenilerin yaptığı vahşetin boyutlarını gözler önüne serdiğini belirtti. Buna rağmen Meclis’te Fransa’ya karşı hazırlanan bildiriye imza atmayan BDP ve yöneticileri ‘Kürt hassasiyetini cahildirler’ sözleriyle eleştiren Toptancı, “BDP’nin sessizliği ileriye dönük bir yatırım, ketumiyetleri ileriye dönük talepleri için kendilerine güçlendirecek koz olarak kullandıklarını düşünüyorum. BDP Türkiye’nin her anlamda köşeye sıkışmasını arzu eder. Zaten Sarkozy de son mektubunda ‘PKK’yı terör olarak adlandırıyorduk.’ derken bir takım ipuçları verdi. PKK ile BDP’ye mesaj gönderen Sarkozy’nin morali kırılan PKK’yı kendi sınırları dahilinde destekleyerek motive edebileceğini düşünüyorum.” iddiasında bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz