LONDRA (ANKA) – Dergi, “Osmanlı Düşleri” başlıklı analizde Türkiye’nin Afrika’da “ticareti ve nufüzunu artırmak istediği” vurgularken “Türkiye’nin bir gün Afrika’da siyasi etkisi olmasını da arzular” görüşünü öne sürdü.
İngiltere’de yayımlanan The Economist dergisi, son sayısında Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ekonomik ilişkilerini geliştirme çabaları üzerinde durdu. “Osmanlı Düşleri” başlığının kullanıldığı analizde Türkiye’nin Afrika’da ticaret ve nufüzunu artırmak istediği görüşü dile getirildi.
Dergi, Kamerun’un insani yardım programını yürüten Mbombo İbrahim Mübarek’in Türkiye’nin, İslam dünyası liderliği unvanını geri alması gerektiği yönündeki değerlendirmelerine yer verirken “Sayın Mübarek, Türkiye’nin, Batı türü demokrasi ve serbest piyasasına kucak açan, ılımlı İslam tarzı Afrika’nın Müslümanları için bir model sağladığına inanıyor. Tüm kıtada camiler, medreseler ve okulların Sünni Türkler tarafından inşa edilmesi, restore edilmesi veya işletilmesinde bir sakınca görmüyor” diye yazdı.
-“ANADOLU KAPLANLARININ GÖZÜ AFRİKA’DAKİ FIRSATLARDA”-
Ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün Afrika gezisinin daha çok “yeni piyasalar” bulmayı amaçladığı yorumunu yapan dergi, ekonomik krizin Türkiye’nin Avrupa ile ticaretini çok olumsuz etkilediğini belirterek, “Bu nedenle, Türkiye’nin ortasındaki muhafazakar bölgelerindeki küçük ve orta boyu girişimciler olan ‘Anadolu Kaplanları’nın gözü, Afrika’daki fırsatlarda. Afrikalılar da büyük bir heves ile yanıt veriyor” yorumunu da yaptı.
Türkiye ile Afrika arasındaki ticaretin 2001 yılında 1.5 milyar dolar iken geçen yılda 10 milyar dolara tırmandığına dikkat çekilirken “Türkiye’nin, Çin veya Hindistan gibilerini yakalama umudu olamaz” dedi.
-“TÜRKİYE BİR GÜN AFRİKA’DA SİYASİ ETKİYİ DE İSTER”-
Buna karşın Türkiye’nin Afrika’ya insani bir yaklaşımla yöneldiğini söyleyen Gül’ün Türkiye’nin bir rekabet avantajı olduğuna inandığını da kaydeden dergi, Mısır, Libya, Cezayir ve Sudan’ın bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu içinde yer aldıklarına ancak, Afrika’nın daha güneyindeki bölgelerinin girilmeyen toprakları olduğuna işaret etti. Dergi şu görüşleri de dile getirdi:
“Türkiye’nin bir gün Afrika’da siyasi etkisi olmasını da ister. 2005 yılını ‘Afrika Yılı’ ilan etme kararı, BM Güvenlik Konseyi’nde bir üyelik elde etme hedefi ile ilgiliydi. Sonunda da bunu sağladı ve tek bir istisna ile tüm Afrika ülkeleri lehinde oy kullandı. Afrika’da 12 büyükelçilik ya açtı ya açmayı planlıyor. Genç Afrikalı diplomatlar da, Ankara’da eğitim görüyor. Sayın Gül’ün son gezisi sırasında Türk üniversiteleri için burslar dağıtıldı.”
Buna karşın Türkiye’nin AB üyeliği hedefinin zaman zaman Afrika iddiasını karmaşıklaştırabildiğini de savunan dergi, bu çerçevede bir örnek olarak Uluslararası Suç Mahkemesince hakkında dava açılan Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir’e yaptığı İstanbul davetini, AB’den gelen tepkiler üzerine “geri çekmek zorunda kalması”nı gösterdi.
The Economist, “Türkiye’nin kur yaptığı başka Afrika ülkelerindeki yaygın insan hakları ihlallerinin de sorun yaratabileceği” uyarısı yaptığı analizinde Cumhurbaşkanı Gül’ün bu konuda endişesi bulunmadığını belirterek, Gül’ün “Burada bizim gibi birçok insan var, örneğin Lübnanlılar” sözlerine aktardıktan sonra şunları da yazdı:
“Ermeniler ve Yunanlıları da ilave edebilirdi. Ancak bunların birçoğu, Osmanlı İmparatorluğu çöktüğü dönemde öldürülen veya sınır dışı edilen ve Afrika’daki taşra kentlerinde büyük tüccarlar hale gelen Hıristiyanların torunlarıdır. Türkiye konusundaki duyguları Afrikalı kardeşleri kadar sıcak olmayabilir.”(ANKA)