Osmanlı'da "Aile Hayatı Konferansı"

Tarihçi-Yazar Yavuz Bahadıroğlu, Osmanlı'yı anlatan dizilerin tamamen olmayan bir harem hayatına kilitlendiğini belirterek, "Öyle bir harem hayatı var mıydı- Vardı

Tarihçi-Yazar Yavuz Bahadıroğlu, Osmanlı'yı anlatan dizilerin tamamen olmayan bir harem hayatına kilitlendiğini belirterek, "Öyle bir harem hayatı var mıydı- Vardı ama Roma sarayında" dedi.

Bahadıroğlu, Belediye tarafından Aksaray Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Osmanlıda Aile Hayatı" konulu konferansta, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon kanalında yayınlanan dizi filmi eleştirmesiyle başlayan tartışmalara değinerek, 'tarihi dizi' adı altında yayınlanan filmin izlenilmesi ile insanların sadece zaman kaybı yaşayacağını söyledi.

Reklam
Reklam

"Elimizde olan zamanı çocuklarımıza, ailemize, milletimize daha faydalı bir şekilde geçiremez miyiz" diye soran Bahadıroğlu, "Olmayan hayatları seyretmek yerine iki saat ayırarak ailede sohbeti muhabbeti yeniden inşa edemez miyiz. Osmanlılar çocukları sohbetle yetiştirirlerdi. Dayatarak, emrederek değil. Bizim çocuklarımız Fuzuli'den, Kanuni'den bir iki beyit bilmeli, İstiklal Marşını bilmeli" dedi.

Günümüzde Osmanlı'dan malzeme devşirilmeye başlandığını kaydeden Bahadıroğlu, şöyle devam etti:

"Kanuni Sultan Süleyman'a yaptığımızı Cumhuriyeti kuranlara yapsak, diyelim Atatürk'e diyelim Fethi Okyar'a Karabekir'e, İsmet Paşa'ya özel hayatlarına yatak odalarına kamera soksak, incinmez misiniz- Adamın özel hayatı demez misiniz. O zaman Kanuni kimin adamı, kimin padişahı- Babasından devraldığı Osmanlı Coğrafyasını 20 Türkiye büyüklüğüne çıkaran bu insanı üstelik de seferde vefat ettiği için alimlerin hükmen şehit dedikleri bu insana iftira atmaya utanmazlar mı. Başbakan'ın feryat etmesi az bile. Film olarak seyrederseniz sadece zaman kaybı günahı olur. Ama ordaki iftiraları tarih olarak kabullenirseniz çok açık ifade ediyorum. İftiraya iştirakten dolayı iftira günahı da alırsınız. Çünkü baştan sona iftiradır. Şimdiki diziler tamamen olmayan bir harem hayatına kilitlenmiş. Öyle bir harem hayatı var mıydı- Vardı ama Roma sarayında. Bu kötü örneklerden çocuklarımızı korumak ailenin görevi değil mi-"

Reklam
Reklam

Mekke'ye ilk kez su getirenin Hürrem Sultan, Arafat'a ilk suyu getirenin de Hürrem Sultan'nın kızı Mihrimah Sultan olduğunu ifade eden Bahadıroğlu, "Hürrem Sultan'ın Mekke'de, Medine'de Kudus'te 3'er üniversitesi var. Kuran'da adı geçen üç şehirde. Bir kadın daha çıkardılar gözde diye, nerede yazıyor bu. Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'nın ölümünden sonra Gülfem Sultan diye bir eşi oldu ondan sonrasına dönüp bakmadı" dedi.

Konferans sonunda Belediye Başkanı Nevzat Palta Bahadıroğlu'na teşekkür ederek, plaket verdi.

Muhabir: Adem Koçak / Ersin Altınsoy

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz