ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ÖSS'ye giriş sisteminin değiştirilmesi yetkisinin Anayasa'nın 131. maddesine göre YÖK'te olmadığını, bu yetkinin millet iradesine dayalı oluşmuş olan Meclis'e ait olduğu söyledi.
Milli Eğitim Bakan Çelik, mesleki eğitimin geliştirilmesi projesinin pilot projeleri için teklif çağrısı toplantısında yaptığı konuşmada, geçtiğimiz günlerde ÖSS'ye giriş sisteminde yapılacak bir düzenlemenin kim tarafından yapılacağına ilişkin ortaya çıkan iddialara açıklık getirdi. Çelik, taslağın önümüzdeki hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) geleceğini tahmin ettiğini belirterek, katsayı fazlalığı ile ilgili değişikliğin bu yıla yetişeceğini müjdeledi. "Bana göre bunun yetişmemesi için bir sebep yoktur" diyen Çelik, değişiklikle ilgili yetkinin kimde olacağına dair tartışmalara ilişkin şöyle konuştu:
"Bu haberler kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Anayasa'nın 131. maddesinde üniversiteye girişin kanunla düzenleneceği yönünde bir hüküm vardır. Bu amir hükümdür. 'Üniversiteye giriş kanunla düzenlenir' diyor 131. maddede'. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu YÖK'e verilmiş bir Anayasal yetki değildir. Anayasa'nın 130. maddesinde YÖK'e verilen yetki yüksek öğretimin planlanmasıdır. Buradan da anlaşılması gereken, nerede ne tür okullar açılacaktır, hangi ilde hangi üniversite hangi fakülteler açılacaktır, bunların hangi bölümleri olacaktır, bunlara ayrılacak kontenjanlar nelerdir, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu profesyonel insan sayısı hangi alanda nedir, o politikaları oluşturmaktır. Ancak üniversiteye hasseten Anayasa'da kanunla düzenlenir diye ifade edilmiştir ve kanunun kim tarafından çıkarıldığını da herhalda benim size ve kamuoyuna açıklamama gerek yok. Kanun yetkisi TBMM'ye aittir. Bu yetki millet iradesine dayalı oluşmuş olan Meclis'e aittir".
Çelik, yapılacak olan çalışmanın Anayasa engeline takılacağı yönündeki görüşlere ilişkin de, bu eleştiriler, iddialar ve argümanların yersiz olduğunu ifade etti. Çelik, ayrıca ÖSS'de farklı katsayı uygulamasının kaldırılması yönündeki düzenlemelerine tepki gösteren üniversite ve yöneticilerinin Avrupa standartlarında olmamakla eleştirdi. Avrupa üniversitelerinin standartlarını 1990 yılında imzalanan Bologna Deglarasyonu ile ifade eden Çelik, "Fakat kat sayı uygulamasının kaldırılmasına karşı çıkan üniversitelerimiz ve yöneticileri, Bologna Deglarasyonu'nun öngördüğü tarzda üniversite modeli oluşturan üniversitelerimiz değil. Eğer üniversitelerimiz Bologna Deglarasyonu'nun gereğini yerine getiren ve bu konuda kendisinin Avrupa Birliği'nin standartllarına tam anlamıyla uyduran bir üniversiteler olma noktasına gelirse bu mesele de ciddi bir reaksiyonunun, tepkinin ve muhalefetin olmayacağını düşünüyorum. Konu birbirinden farklıdır. Belli konularda farklı yaklaşımın olamasını yadırgamamak lazım" dedi.
Çelik, Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin mesleki ve teknik eğitiminin Avrupa standartlarında olması için destek vermekte olduğunu belirterek, AB'nin son ilerleme raporunda da mesleki ve teknik eğitimin önemini vurguladığını ve Türkiye'de genel rağbetin ve bu alanda ÖSS'ye girişte mesleki ve teknik liselerden daha fazla olduğuna işaret edildiğini söyledi. Çelik, "Üniversiteye giriş sınavlarında bu konuda ayrımcılıktan bahsadilmektedir. Bizim bu yönde hazırladığımız tasarıyı yakında TBBM'nin gündemine gelecektir" diye konuştu. Mesleki ve teknik liselerin yeniden yapılandırılmasında hedeflerinin AB ülkelerinde olduğu gibi yüzde 65-70 düzeyinde mesleki ve teknik eğitim veren orta öğretim kurumları oluşturmak, yüzde 30-35 düzeyinde de genel liseler oluşturmak olduğunu ifade etti. Çelik, bir gazetecinin yeniden yapılandırma çalışmalarında İmam Hatip Liseleri'nin konumunun ne olacağı yönündeki soruya ise yanıt vermekten kaçındı.
Toplantıya katılan AB Türkiye temsilcisi Büyükelçi H. Kretschmer, AB'de Türkiye de tartışıldığı gibi dini eğitimin bir meslek lisesi düzeyinde mi? verilmediğine ilişkin soruya, "Bu konuda uzman değilim ama Alman vatandaşı olduğum için size Almanya ile ilgili bir bilgi verebilirim. Diğer AB ülkkelerindeki uygulamaları hakkında uzman değilim Almanya'da genel okular var ve burada dini eğitim verilmekte. Fakat bu gönüllülüğe dayalı bir eğitim olamaktadır. İlerde din eğitimi almak isteyen kişiler için üniversite eğitimi sağlanmaktadır. Almanya'da bu tarz mesleki okul anlamında din okulu yoktur. Diğer ülkeler hakkında bir şey söyleyemem" dedi. Büyükelçi. Kretschemer, ayrıca "Almanya'da mesleki eğitim alan öğrencilerin diğer öğrencilerle aynı şartlarda üniversiteye girebiliyor mu? şeklindeki bir başka soruya ise şu karşılığı verdi: "Şu andaki durum hakkında bilğim yok. O yüzden kesin olarak yanıt veremeyeceğim".