Memorial Wellness Manuel Tıp Bölümü’nden Uzman Fizyoterapist Mehmet Salih Toğa, osteopati ve bu yöntemin kullanıldığı hastalıklar hakkında bilgi verdi.
Osteopati, sadece ağrı olan bölgeye odaklanmayan, vücuttaki tüm sistemler dikkate alınarak elle uygulanan bir manuel terapi yöntemidir. Sinir, dolaşım ve lenf sisteminin olumlu bir şekilde etkileşimini sağlayarak, vücudun kendini iyileştirme gücünü açığa çıkarmayı hedeflemektedir.
Hastanın önceden yaşadığı travmalar, ameliyatlar osteopatide önemli bir yere sahiptir. Vücut bir bütündür, tüm kas, sinir, damar ve organları bir arada bağ dokuları ve fasyalar tutmaktadır. Fasya bir organın etrafındaki zara verilen addır. Sezeryan da dahil çeşitli ameliyatlar sonucu bu bağ dokular ve zarlar kesiye uğradıklarında bu durum vücutta gerilim oluşturarak omurgayı öne doğru eğer ve omurganın düzleşmesine neden olur. Gerilen bölge rahatlatılmadıkça omurga ağrıları devam eder. Osteopati tedavisiyle bu skar dokuların vermiş olduğu gerilim duygusu geçirildiğinde ise hasta rahatlar ve ağrılar geçer.
OSTEOPATİ AĞRIYI TETİKLEYEN SORUNU BULUYOR
Osteopati yönteminde hasta hareket sistemi, kafa ve iç organlar açısından değerlendirilerek sorunun nereden kaynaklandığı bulunur. Ağrıya neden olabilecek sorun iç organlardan kaynaklanıyorsa iç organlar ve onları tutan bağlar, damarlar, lenfatik sistem ve sinirleri kapsayan visseral osteopati tedavisiyle devam edilir. Visseral osteopati tedavisinde tedavi karın bölgesine yapılmaktadır. Burada bulunan organlara ve kapakçıklara uygulanan manevralarla tedavi gerçekleştirilir. Eğer ağrı vücuttaki eklemler, kemikler, kaslar, bağlar ve tüm fasya gruplarından kaynaklanıyorsa paryetal osteopati kısıtlanmış veya kilitlenmiş eklemlerin fizyolojik hareket açıklığını düzelterek eklemlerin rahatlatılmasına ve ağrının giderilmesine yardımcı olmaktadır. Kraniosakral osteopati ise kafatası ve kuyruk sokumu kemiklerine yapılan bir manuel terapi ile beyin ve omuriliği saran fasya rahatlatılmaktadır. Sinir sisteminin daha sağlıklı hale getirilmesi, hareket sistemi, iç organlardaki sorunların giderilmesi ve dolaşımın düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
BOYUN, BEL VE DİZ SİNYAL BÖLGELERİ
Boyun, bel ve diz vücutta ilk etkilenen bölgelerdir. Bir organda sıkıntı olduğunda ilk bu bölgelere yansımaktadır. Karaciğerde bir sıkıntı olduğunda frenik sinir vasıtasıyla ilk sinyal verdiği bölge boyun olmaktadır. Karaciğerdeki sıkıntı çözülmediği sürece boyun ağrımaya devam edecektir. Genellikle dizde oluşan komplikasyonlarda aslında başka bir hastalığın habercisi olmaktadır. Diz ağrısına neden olan sorun tedavi edildiğinde diz ağrıları kendiliğinden geçmektedir.
OSTEOPATİ BİRÇOK BÖLÜMLE ORTAKLAŞA ÇALIŞIYOR
Dahiliye, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları, fizik tedavi ve rehabilitasyon, ortopedi ve travmatoloji, nöroloji ve psikolojinin bir alanıdır. Kişi sinirli ve stresli olduğunda ilk olarak boyun bölgesi kasılmaktadır. Oluşan ağrıların mutlaka başka bir sorunla bağlantısı vardır. Osteopati bölümü en sık endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bölümüyle ortaklaşa çalışmaktadır. Bazı hastaların bağırsaklarında hipotonisite oluşmaktadır. Hipotonisite ise hormonların dengesizleşmesine neden olmaktadır. Beslenmede yine osteopati de önemli bir yer tutmaktadır.
OSTEOPATİ TEDAVİSİNİN SÜRESİ KİŞİYE VE HASTALIĞA GÖRE DEĞİŞİYOR
Migren, vertigo, uyku bozuklukları, bel, boyun, diz ağrıları, fibromiyalji, romatoid artrit, sindirim sistemi problemleri ama en çok da ameliyat sonrası ağrı ve yapışıklıkların giderilmesinde bu tedavi yöntemi uygulanmaktadır.
Osteopatide tedavi süresi hastalığa, kişiye ve yaşa göre değişmektedir. Bazı hastaların sorunu tek seansta çözülürken bazı hastaların tedavisi 2 ay bazı hastaların ise 1 yıl sürebilir. Gelen kişinin şikayeti ağırsa seanslar daha sık gerçekleştirilmektedir. Şikayet azaldıkça seans aralıkları 6 ayda bire kadar düşebilmektedir. Vücudun verdiği cevap yani iyileşme belirleyici olmaktadır. Osteopati tedavisinde özellikle bel ve boyun ağrılarında ağrı kesiciler önerilmemektedir. Ayrıca iyileşmeyi hızlandırmak adına gıda takviyeleri kullanılmaktadır.