“Otizmli Çocukların Günlük Yaşam Etkinliklerini Öğretim Fırsatlarına Dönüştürme” seminerinde konuşmacı olan Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’nde Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Kurt, otizmli çocukların eğitim sürecinin önemine dikkat çekti.Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Yaşam Boyu Öğrenim ve Uygulama Merkezi ve Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından bir eğitim semineri düzenlendi. “Otizmli Çocukların Günlük Yaşam Etkinliklerini Öğretim Fırsatlarına Dönüştürme” konulu seminer, Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Bilim-Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleşti. Programda konuşmacı olan Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’nde Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Kurt otizmli çocukların eğitim sürecinin önemini vurguladı.Doç. Dr. Kurt, otizmli çocukların eğitiminde bazı başarı bileşenlerinin var olduğunu ve bunların bir araya getirildiğinde en etkili sonuçları almanın mümkün olduğunu söyledi. Kurt, “İlk olarak olabildiğince erken dönemde çocukların eğitimine başlamak gerekiyor. Bu çok önemli bir faktör. İkincisi, olabildiğince yoğun bir eğitim sürecine, özellikle erken eğitim döneminde 0-6 yaş döneminde, çocukların maruz bırakılmaları, istediğimiz sonuçları elde etmemize yardımcı olabiliyor. Yoğunluk dediğimizde, haftada yaklaşık 20 saat ile 40 saat arası birebir eğitimden bahsediyoruz. Bu eğitimin mümkünse öncelikle birebir öğretim düzenlenmesi ile gerçekleştirilmesi, çocuklarımızın daha sonra küçük gruplara aktarılması oradan da normal gelişim gösteren akranlarının arasında eğitimlerine devam etmeleri gerekiyor. Başarı bileşenlerinden bir başkası da, bu çocuklara sağlanacak eğitim hizmetleri uygulanırken otizm spektrum bozukluğu gösteren çocukların temel yetersizlik alanlarına odaklanan, otistik özellikleri olan çocukların özelliklerine özgün müfredatların izlenmesi gerekir. Başarı bileşenlerinin bunlar olduğunu söyleyebilirim. Toplumun eşit bireyleri oldukları, farklılıklarına rağmen eğitim haklarından normal gelişim gösteren çocuklardan aynı biçimde yararlanma hakları olduğu akılda tutulmalı. Otizm spektrumdan etkilenmiş bireylerin, anne, babalarına, yakınlarına bir önerim olabilir. O da şudur, otizmli çocuklar için herhangi bir hizmet biçiminden yararlanmaya karar verdiklerinde yararlanmak istedikleri uygulamanın bilimsel dayanaklarının olup olmadığını mutlaka sorgulamalarını öneririm. Otizmden etkilenmiş çocukların aldığı hizmetler arasında, en etkili sonuçları üretenler psiko-eğitsel nitelikli çalışmalar. Bunların yaygınlaştırılması ve yoğun hizmetler biçiminde otizmden etkilenmiş bireylere ulaştırılması gerekiyor. Umarım gelecekte ülkemizde bunu başarabiliriz. Bildiğim kadarıyla henüz sadece tıbbi yöntemleri kullanarak tedavi etmek mümkün değil otizm spektrum bozukluğunu. Ancak, özellikle erken eğitim döneminde yoğun eğitsel, psiko-eğitsel çalışmalarla çok ciddi ilerlemeler sağlamak mümkün otizmli çocuklarda. Hatta bazı çocuklarda desteksiz bir şekilde normal gelişim gösteren akranlarıyla aynı okullara devam etmek, bağımsız yaşamak mümkün olabiliyor. Her çocukta değil ama bazı çocuklarda sıraladığım başarı bileşenlerini bir araya getirmek şartıyla bu tür olumlu sonuçları elde etmek mümkün olabiliyor” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz