SAMSUN (İHA) - Karadeniz Tüpgaz A.Ş. Genel Müdürü Ferhat Algün, 'Otogaz dönüşümü' olarak bilinen, benzinli araçların LPG ile çalışır duruma getirilmesi işlemlerinin tekrar hareketlendiğini, ancak denetim yapılmadığını söyledi.
Tüpgaz A.Ş. Genel Müdürü Ferhat Algün, LPG sektörünün tüm alt yapısının hazır olmasına rağmen 1997 yılında başlayan ve bugüne kadar hızlı bir gelişim gösteren otogaz dönüşümünün bugün gelinen noktada önlenemeyen bir çok sorunu beraberinde getirdiğini kaydetti.
Ferhat Algün, "1997 yılında baş döndürücü bir hızla başlayan dönüşümler, bir yandan akaryakıt lobilerinin baskıları ile diğer taraftan devletin benzin stoklarının artmasını bahane ederek önce LPG'li araçların teknik muayene harçlarını, daha sonra motorlu taşıtlar vergilerini aşırı şekilde artırmasıyla 2000 yılı ortalarından itibaren tamamen durdu. Yüzlerce işyeri kapandı ve 100 bin civarında istihdam kaybı oldu" dedi.
"YETKİLİLER MÜDAHALE ETMELİ" Yaklaşık 3.5 yıl süren bu dönemde ihtiyacı karşılayabilmek amacıyla 20 civarında oto tank imalat firması, 3-4 tane de kit üretim markasının TSE'den gerekli standart belgelerini alarak piyasaya girdiğini hatırlatan Algün, şöyle devam etti:
"Kanaatimce, ne olduysa bu 3.5 yılda oldu. Özellikle oto tank firmalarına verilen TS 12095 belgeleri, formalite dışında hiçbir anlam ifade etmedi. Zira halen piyasada bulunan oto tank markalarından İngiltere'nin NQA firmasından ISO 9001 belgesi ve TUV'dan ECE R 6700 ve 01 belgeleri bulunan SAMÇELİK markasından başka belki 1-2 firmanın daha tankları TS 12095'in şartlarını sağlayabilmekte ama diğerleri maalesef standarttaki şartları sağlamaktan çok uzaktadırlar. Yaklaşık 2 yıl aradan sonra yeniden kıpırdamaya başlayan piyasada bir arkadaşımın deyimiyle, 'Sobacıların yaptığı tanklar' maalesef ucuz olduklarından öncelikli tercih olarak otomobillere takılmaya başladı. SAMÇELİK olarak bizi asıl düşündüren nokta, bu kadar denetimden yoksun ve olabildiğine kontrolsüz bir piyasada TS 12095 belgesine haiz ancak bu standardın hiç bir prosedürüne uyulmadan üretilmiş bir LPG oto tankının bir otomobil bagajında patlaması durumunda SAMÇELİK'in bu olaydan kendini nasıl soyutlayacağıdır. Çünkü tüketicide, 'TS 12095 belgeli tank da patlayabilir' imajı meydana gelmiş olacaktır. Olay müessif bir boyuta taşınmadan, bir an önce yetkili kuruluşlar duruma müdahale etmelidir."
ALGÜN'DEN ÇÖZÜM ÖNERİSİ Karadeniz Tüpgaz A.Ş. Genel Müdürü Ferhat Algün, LPG dönüşüm sistemleri sektöründe yaşanan problemlerin çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
"Türkiye'de altyapı eksiksiz hazır olduğu halde, genellikle kullanılan malzemelerin ilgili standartlara uygun olmaması sonucu maalesef güvenli bir dönüşüm yapıldığını söylememiz hayli zor. AB üyeliğinin sürekli gündemde tutulduğu bu dönemde, Türkiye'nin bu konudaki faaliyetlerini yetkililer yeniden gözden geçirmeli ve bir an önce ECE R 67 00 ve 01uygulamalarına başlanmalıdır.
17 Ağustos 2000 tarih ve 24143 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan AİTM yönetmenliğinin Madde: 1'in Seri Tadilat bölümünde 'Yakıt sisteminde kullanılacak yerli ithal malzemeler E işaretli olacaktır' ifadesinin gereği mutlaka yapılmalıdır. E belgesi olmayan hiçbir malzeme dönüşümde kullanılmamalıdır.
TS -12095 standardının 2.2.3 maddesi gereği her üretim firmasının mutlaka bir RADYOGRAFİK muayene cihazı olmalıdır. Henüz bu cihazı bulunmayan firmaların üretimleri, bu cihazı temin edinceye kadar durdurulmalıdır. Belirli bir süre içinde kurmayanın belgesi iptal edilmelidir.
TSE Kurumu, TS-12095 B sınıfı oto tank üretim standardına sahip olan firmalardan hepsi aynı hacimlerde olmak üzere üçer adet numune alınıp TSE laboratuarına getirilmeli. Yapılan test sonuçlarında üç taneden biri dahi (101.3 kg/santimetre kare ve yüzde 20 genleşme standart değerlerini sağlamıyorsa o firmanın standart belgesi hemen iptal edilmelidir.
Ülkemizin ihtiyacı olan LPG oto tanklarının tamamının yerli üretimden karşılanması elbette en büyük dileğimiz ve amacımız olmalıdır. Ancak bundan daha önemlisi parlayıcı ve patlayıcı madde deposu olarak kullanılacak olan bu tankların mutlaka standartlara uygun olarak üretilmesi denetimlerinin sağlanmasıdır. Aksi takdirde üretim kalitesi belirli bir seviyeye gelinceye kadar talep açığı varsa bunun ithal yoluyla sağlanması çok daha doğru ve mantıklıdır.
TS 12095 standardı ile ECE R 67 arasında metin olarak hiçbir fark olmadığı hepimizin malumudur. Ancak yegane fark uygulamada özellikle belgelendirme işleminde olmaktadır. Bu nedenle TS 12095 standardı verme yetkisi (önceden verilenler de dahil) TSE Bölge müdürlüklerinden alınarak başlangıçta olduğu gibi yeniden TSE merkezine verilmelidir."