Otosansür, İfade Özgürlüğünün İhlali mi?

Eğer kişi yazdıklarının devlet yönetimi tarafından cezalandırılacağı korkusuyla; yürütülen politikaları ve uygulamaları, kuralları ve düzenlemeleri, kanunları ve kanun yapma sürecini eleştiremiyorsa, bu durumda o kişi için ifade özgürlüğü yok demektir.

Otosansür ifade özgürlüğünün en kötü ihlallerinden biri olabilir. Eğer kişi yazdıklarının devlet yönetimi tarafından cezalandırılacağı korkusuyla; yürütülen politikaları ve uygulamaları, kuralları ve düzenlemeleri, kanunları ve kanun yapma sürecini eleştiremiyorsa, bu durumda o kişi için ifade özgürlüğü yok demektir. Ancak tüm otosansürlere de bu şekilde bakılmamalı. Örneğin, bir kişinin hayatını tehdit etme özgürlüğünün olmaması, suçun önüne geçer. Yayınlanan yalanlardan ve propagandalardan endişe ediyor olabiliriz, ama diğer insanların, yalanla veya hileyle bile olsa insanların aklını çelmeye çalışma haklarını yadsımamakla birlikte, buna tepkimiz bunu açıkça ve yüksek sesle dile getirmek olmalı. Eğer bunu yapmazsak, neyin yalan ve kandırmaca olduğununa karar verme kabiliyetimizi küçümseyip, başkalarının bunu bizim adımıza yapmasına bel bağlamış oluruz.

Reklam
Reklam

Çoğumuz zaman zaman otosansür uyguluyoruz. Sosyal medya iletilerimizi hazırladıktan sonra, yollamadan önce, tekrar elden geçirip sonra yolladığımız oluyor. Bunun nedeni, bazen ceza alma ve hakkımızda dava açılma korkusu, bazen de sadece fikrimizin yanlış olduğu düşüncesi olabiliyor. Eğer popüler olmayı önemsemiyorsak, popüler olmayan konuları bulup şeytanın avukatlığını yapabiliyoruz. Bunu özgürce yapabilmemizin bir nedeni, politik olarak herhangi bir amacımızın olmaması. Diğer bir nedeni uzun ve refah içinde bir hayat beklentisinde olmamamız. Sevdiklerimizin geleceği için korumamız gereken bir servetimizin olmaması. Bu, keyfi olarak nitelendirebileceğimiz bir otosansür şekli. Kaldı ki bu bile iki ucu keskin kılıç, çünkü kabul edersiniz ki, politikacılar açıklama yaparken halkın bir kesimini kendilerinden soğutmamak için doğrudan ve dürüstlükten çok uzak olabilirler. Bu nedenle, dolaşımdaki birçok yanıltıcı ve gerçek dışı açıklamadan dolayı halkın bir bölümünün doğruları fark edemiyor olmasından haklı bir kaygı duyarız. Aşırı müdahaleci bir devletin varlığına ya razı olmalıyız, ya da boyun eğmeliyiz, şeklindeki kararsızlık haber ajansları tarafından uygulanan sansürün bir şekilde daha iyi olduğuna dair gerçekdışı bir inanış.

Reklam
Reklam

Şu bir gerçek ki çoğumuz, gazete editörlerinin sansür amiri olduğu ve hangi haberlerin kayda değer olduğuna ve bu haberlerin sunulma şekline keyfi karar verdiği; okul kitabı belirleme komisyonları tarafından, ülkede alıcı bulacak belirli konuların ağırlıklı, ve bunlar dışındaki konuların daha az ağırlıklı olacağının (yada hiç olmayacağının) belirlendiği; sansürün fazla olduğu bir çevrede büyüdük. Müdahaleci bir devlet sisteminde yaşıyoruz ve tuhaf bir şekilde, bizden farklı olanı canavar olarak görmenin olumsuz sonuçlarının farkında olmadan mutlu ve rahatız. Çoğumuz, berbat bir sonuca neden olan otosansürün bir yolu olarak, belirli haber kaynaklarını, televizyon kanallarını, gazeteleri ve web sitelerini can simidi olarak görüp bunlara yöneliyoruz. Akıllıca tercihlerde bulunun ve bu tercihlerinizi sık sık tekrar gözden geçirin. Bunun yollarından biri, ülkenin dışına bakmak, dünyanın diğer yerlerindeki insanların ne düşündüğünü görmek, özellikle de herkesin ortak noktada birleştiği ama bizim neredeyse hiç ortak paydamızın olmadığı yerlere bakmak. Bu şekilde, ülkede kendimize uyguladığımız otosansüre maydan okuyabiliriz.

Reklam
Reklam