Öz Finans İş Sendikası Başkanı Eroğlu’dan Halkbank Açıklaması

Öz Finans İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Eroğlu, "Mehmet Hakan Atilla’nın; ülkemizde ne BDDK, ne Sayıştay, ne Hazine Müsteşarlığı, ne Bankalar Birliği, ne çalıştığımız bankanın iç kontrol ve teftiş kurulu başkanlığı ne de herhangi bir Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılmış soruşturma, kovuşturma ve suçlanmasına yönelik her hangi bir olay olmadığı halde, ABD’de tutuklanmış olmasını, hepimizi zan altında bırakan bir olay olarak değerlendirmekteyiz" dedi.Öz Finans İş Sendikası Genel Başkanı Eroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, "Zarar vermeye çalıştıkları devlet, bizim devletimizdir. Zarar vermeye çalıştıkları ekonomi, bizim ülkemizin ekonomisidir. Zarar vermeye çalıştıkları banka, bizim çalıştığımız bankadır. Elimizden alınmaya çalışılan ekmek de bizim ekmeğimizdir. Ekmeğimiz ve emeğimizin, uluslararası kumpasa peşkeş çekilmesine dur dememiz gerekir. Bu ekonominin sahipleri olarak, dur dememiz gerekir. ABD’de açılan dava, bir rüşvet davası gibi yansıtılmaya ve ülkemiz insanları kandırılmaya çalışılmaktadır. Bu dava ABD’nin İran’a nükleer programı nedeniyle uyguladığı yaptırımları delmektir. ’Suç, ABD bankacılık sistemi ve para birimi kullanılarak işlenmiştir ve böylece de ABD yasaları ihlal edilmiştir’ denilmektedir. Savcının hazırladığı iddianamenin hiçbir yerinde, yolsuzluk ve rüşvet olayı geçmemektedir. Bu iddia ile Türkiye kamuoyunu yönlendirmeye çalışanlara sadece şunu sormak lazım, meslektaşımız ve bankamız Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla ile ilgili olarak, ne Türkiye’de ne de uluslararası arenada devam eden bir mahkeme, soruşturma veya hazırlık dosyası var mıdır? Okyanus ötesinde görülmekte olan davada, bugüne kadar; iftira, yalan-dolan ve FETÖ ihanet çetesinin hain söylemlerinden başka bir şey de ortaya konulmuş değildir. Bizler, bankadaki görevlerimiz esnasında, özveriyle, iç hukuk ve uluslararası bankacılık kuralları çerçevesinde bankacılık yapmaktayız. Hiçbir arkadaşımız, Türk bankacılık mevzuatına ve uluslararası bankacılık kurallarına aykırı tek bir işlem gerçekleştirmemiş ve böyle bir işlemi gerçekleştirmeye zorlanmış olması da düşünülemez" ifadesini kullandı."Türk halkının denetimine tabiyiz"Kamu bankası çalışanları olmalarından dolayı, özel yerli ve yabancı sermayeli banka çalışanlarının tabi olduğu denetimlerden fazla denetime tabi olduklarını aktaran Eroğlu şunları dedi:"Bütün bankalar, bankacılık kanunları, ticaret kanunları ve BDDK mevzuatı çerçevesinde, BDDK denetime, rekabet hukuku çerçevesinde, rekabet kurulu denetimine, çalışma hukuku, iş sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı çerçevesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetimine, Ulusal Ekonomik mevzuat çerçevesinde, Ekonomi Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı denetimine ve kara para ile mücadele ve terörist organizasyonların kara para trafiğinin önlenmesi çerçevesinde de MASAK denetimine tabidirler. Bu denetimlere ilave olarak, biz kamu bankaları çalışanları; çalıştığımız bankaların sermayelerinin yüzde 50’den fazlası Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’ne ait olduğu için, Hazine Müsteşarlığı denetimine, Kamu harcamalarını kontrol etmekle görevli Sayıştay denetime, Türkiye Büyük Millet Meclisi KİT Komisyonu denetimine ve en önemlisi, kamu bankası çalışanları olarak, Türk halkının denetimine tabiyiz. Bütün bunlara ilaveten, kamu bankası çalışanları olarak; bankalarımızın iç kontrolörleri ve müfettişleri aracılığıyla da sürekli olarak, yaptığımız iş ve işlemler denetlenmekte, ayrıca şube ve bölge yöneticilerimiz de hukuka ve uluslararası bankacılık mevzuatına aykırı işlem yapmamamız için hem yönetim hem de denetim görevi yapmaktadırlar. Dahası, bankamız tarafından kullanımımıza sunulan ve bizler tarafından kullanılan bankacılık, muhasebe ve raporlama programları, ulusal ve uluslararası mevzuata uygunluk belgesi almış programlar olup, BASEL 2 VE BASEL 3 kriterleri de karşılanmaktadır. Bütün bu denetimler çerçevesinde, yurt içi ve yurt dışı para transferleri, büyük bir dikkatle gerçekleştirilmekte ve kuralların dışına çıkmamız imkansız hale gelmektedir.""FETÖ ve uluslararası iş birlikçilerinin kumpasını ve saldırılarını bertaraf etmek adına, ekmeğimizi, emeğimizi ve birikimlerimizi hep beraber savunmalıyız"Başkan Eroğlu şunları kaydetti:"Bütün bu açıklamalar ışığında, bankamız yöneticilerinden Mehmet Hakan Atilla’nın; ülkemizde ne BDDK, ne Sayıştay, ne Hazine Müsteşarlığı, ne Bankalar Birliği, ne çalıştığımız bankanın iç kontrol ve teftiş kurulu başkanlığı ne de herhangi bir Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılmış soruşturma, kovuşturma ve suçlanmasına yönelik herhangi bir olay olmadığı halde, ABD’de tutuklanmış olmasını, hepimizi zan altında bırakan bir olay olarak değerlendirmekteyiz. Halkbank çalışanları olarak, biz bütün ulusal ve uluslararası bankacılık mevzuatına göre işlem yaptığımız için, herhangi bir yöneticimizin, bizler olmadan veya bizleri yok sayarak, her hangi bir işleme imza atması da mümkün değildir. Bundan dolayı, bankamız ve ülkemiz aleyhine yürütülen uluslararası bir komplonun içinde bankamızın adının geçmesinden, 20 binden fazla personel olarak bizler rahatsızlık duymaktayız ve töhmet altında tutulduğumuzu düşünmekteyiz. Banko personelinden genel müdürümüze ve Yönetim Kurulumuza kadar, bütün bankamız çalışanlarının da; yürürlükteki iç mevzuat ve uluslararası bankacılık ve ticaret kurallarına uygun işlem yaptığının, herkes tarafından bilinmesini isteriz. Bankamız müşterilerinden ve Türk milletinden de, bu uluslararası komploya karşı duyarlı olmalarını ve milli ekonomimizin göz bebeği bankamıza sahip çıkmalarını istemek en doğal hakkımızdır. FETÖ ve uluslararası iş birlikçilerinin kumpasını ve saldırılarını bertaraf etmek adına, ekmeğimizi, emeğimizi ve birikimlerimizi hep beraber savunmalıyız."