Özal’ın bedeninde yüksek miktarda ‘striknin kreatin’ maddesi belirlendiği iddia edildi. Toksikoloji ve Adli Tıp uzmanları bu maddenin vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ettiğini ve kalp krizine yol açtığını kaydetti. İddiaları değerlendiren Ahmet Özal ise, “Zehirlenme ihtimali olabileceğini söylediler. 18 yıldır bunun kavgasını veriyorum” dedi.
[
****](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/ozalin-mezari-acildi-19-yil-sonra-ayni-aci/10738/838873/)
BİLİCİ HABERİN KAYNAĞI BİZ DEĞİLİZ
Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk İnce konuyla ilgili bir açıklama yaptı. İnce, "Birtakım bulgular var, ama bunları rapor haline getirmediK" dedi. İnce şöyle konuştu:
"Şu an itibariyle biten herhangi bir rapor yok...Yapılan çalışmalar Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'na gönderilecek. Çalışma çok disiplinli, bilimsel bir şekilde yürütülüyor. Bulguları önce rapor haline getirmemiz gerekiyor. Adli Tıp'ta yürütülen çalışmaların Aralık ayı içinde Cumhuriyet Başsavcılılğı'na gideceğini ümiit ediyorum. Bulguları teyit ediyoruz. Önümüzdeki ay Başsavcılık gerekli açıklamayı yapacaktır.
Bugün gazetesinde çıkan haberde yer alan maddeyi biz bulmadık. Bu haber nasıl oluştu onu da bilmiyoruz. Biz raporu hazırlayıp göndereceğiz. Sabırla beklemek gerekiyor. Bu süreçler bizim de kafamızı karıştırıyor. Bu tip haberlere itibar edilmemeli. Bu haberin kaynağı biz değiliz.
Önümüzdeki hafta sonuna doğru İhtisas Kurulu'na sonuçları verebiliriz. İhtisas Kurulu da gerekli özeni gösterecektir. Aralık ayı içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndereceğiz. Açıklamayı biz yapmayacağız, yapacaksa onlar yapacak."
AHMET ÖZAL: “HAKLI ÇIKTIM”
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal "Bu zehirlenme olayının olma ihtimali olduğunu söylediler bana telefonla, benim de duyduğum o kadar" dedi.
Özal NTV'nin sorularına verdiği yanıtta, babasının 11 Nisan 1993'te eğer vefat etmeseydi, bir ay sonra 19 Mayıs'ta cumhurbaşkanlığından istifa ediyor olacağını ve siyasete geri döneceğini bildirdi. Özal "Bu zehirlenme olayının olma ihtimali olduğunu söylediler bana telefonla, benim de duyduğum o kadar" dedi. Ahmet Özal babasının siyasete döneceğini herkesin bildiğini iddia ederek, "İkincisi Türkiye'de çok ciddi bir Kürt meselesi var. Onun çözümünü en son ben onunla görüştüğümde, Aşkabat'ta, Türkmenistan'da döndüğüm zaman "bu işi büyük bir risk alacağım ve çözeceğim' dedi" şeklinde konuştu.
-"SUİKAST ARAŞTIRIP AÇIKLANMALI..."-
Üçüncü konunun da Turgut Özal'ın Türki cumhuriyetleriyle çok ciddi ilişkileri olduğunu kaydeden Ahmet Özal şöyle devam etti:
"Türk devletlerini, Türki devletleri bir araya getirmeye çalışıyordu. Bunların hepsini toplarsanız, bir de en önemli konu, 1987 (1988) yılında yaşadığı suikast olayının arkası araştırılır ise, hala araştırılmadı, hala da açkılanmadı. Yani o gün bunun araştırmasını yapan savcıların yaşadığı sıkıntıları biliyorum, o gün bu işin durdurulması ve araştırılmaması için yapılan baskıları biliyorum, sonuçları da biliyorum, ama bunlar da açıklanmalı. Ben mesela eğer hükümetin yerinde olsam bu meselenin üzerine, Turgut Özal'ın muhakkak ve muhakkak 87 (1988) yılında yaşadığı suikastin açıklanmasını ve incelenmesini isterim. Savcının mezarın açılması kararını vermesi Devlet Denetleme Kurulu'nun kararı üzerinedir. Bu rapor da Ankara Başsavcılığı, DDK raporunun üzerine açılmıştır. Ve ben bu arada DDK'yı harekete geçiren ve bundan sonra da bir rapor hazırlanmasını isteyen Sayın Cumhurbaşkanı'na da şahsen ailem adına şu anda teşekkür ediyorum."
ZEHİRLENDİ İDDİASI
Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında otopsi için mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlendiği öne sürüldü. Tamamlanmak üzere olan otopsi işlemlerinde ilk belirlemelere göre Özal'ın bedeninde yüksek miktarda 'striknin kreatin" maddesinin belirlendiği iddia edildi. Toksikoloji ve Adli Tıp uzmanları 'striknin kreatin' maddesinin etkili bir zehir olduğunu açıkladı. Zehirli maddenin kişiye temas etmesi halinde vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ettiğini ve kişiyi boğduğunu belirtti. Ayrıca kalp krizine de yol açabileceğini vurguladı.
METABOLİZMAYI ALTÜST EDER
Bugün gazetesinden Güngör Ergün'ün haberine göre, Adli Tıp'taki işlemlerinin tamamlanmasının ardından defnedilen Özal'ın kemik ilikleri, iç organ parçaları ve bedeninden alınan diğer örnekleri inceleyen Adli Tıp uzmanları şok bir maddeye ulaştı. İncelenen örneklerde yüksek miktarda 'striknin kreatin' maddesi tespit edildi. Bu maddenin Özal'ın yiyecek ya da içeceğinin içerisine karıştırılmış olabileceği üzerinde duruluyor.
Özal'ın naaşına tahnit yapıldığında dikkat çekilirken uzmanlar striknin kreatinmaddesinin tahnit işlemlerinde kullanılmadığını da kaydediyor. Özal'ın bedeninde tespit edilen 'striknin kreatin' maddesini değerlendiren toksikoloji ve Adli Tıp uzmanları çarpıcı bilgiler verdi.
KİŞİYİ BOĞUYOR
Toksikoloji profesörü bir uzman “Striknin bir zehir, kreatin ise bir proteindir. Kreatin striknin proteine bağlı hali olduğu için ikisini birlikte kullanıldığında striknin kreatin diye adlandırılıyor. Ciddi bir zehir olan striknin kişiye temas ettiğinde vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ediyor ve kişi boğuluyor. Çünkü öyle bir etkili zehirdir ki metabolizmayı altüst ediyor. Ayrıca solunum yolları bozukluğu dışında kalp krizine de yol açabilir” dedi.
HEMEN ÖLDÜRÜR
15-20 dakikada ölüme götürür Striknin kreatin maddesinin yemekle ve suyla verilmiş olabileceğini belirten toksikolog profesör, “Verildiği gibi etkisini 15-20 dakika gibi kısa bir sürede göstermeye başlar. Kişi o anda ölür. Burada zehrin hedef dokuya ulaşması önemli. Eğer hedef dokuya ulaşmadıysa bir müddet sonra vücuttan atılır. Etki yapma gücü de verilen doza bağlı. Mesela Striknin LD50 dozu 100 hayvana verildiğinde yarısını öldürme gücüne sahip” diye konuştu. Eskiden fare zehrinde kullanılan maddenin sonradan yasaklandığını vurguladı.
KÖPEK ZEHİRİ
Hancı: Yüksek doz her canlıyı öldürür Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hamit Hancı striknin maddesiyle ilgili şöyle konuştu: “Bir zehir türüdür. Eskiden köpekleri zehirlemek için kullanılıyordu. Hayvan haklarına aykırı diye yasaklandı. Çok etkili bir zehir olduğu için insanı zehirlemek için de kullanılabilir. Yüksek doz verildiğinde her canlıyı öldürme gücüne sahip. Zehirdir ama tedavi amaçlı da kullanılabilir. Özellikle kalp ilaçlarında düşük dozda kullanıldığını biliyorum.” Saç tellerini vermeyince süreç başladı Şok gelişmenin yaşandığı süreç Devlet Denetleme Kurulu’nun hazırladığı raporla başlamıştı.
Raporun ardından harekete geçen Ankara Cumhuriyet Savcılığı aileden daha önce alındığı açıklanan saç tellerini istemiş ancak ailenden gelen olumsuz cevap üzerine mezarın açılmasına karar vermişti. Özal’ın mezarı 2 Ekim tarihinde Adli Tıp Uzmanları ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’nın nezaretinde açılmıştı.
Ergin ‘Sağlıklı sonuçlara ulaşılacak’ demişti Özal’ın bedeninin büyük bir bölümünün bozulmadan durduğunun ortaya çıkması adli tıp uzmanlarını bile şaşırtmıştı. Bu durum Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in açıklamalarına da yansımıştı. Ergin, mezarın açıldığı gün yaptığı açıklamada “20 yıllık bir naaştan daha fazlası ortada. Adli Tıp çalışanlarının bir takım endişeleri vardı. Ama şu anda o endişeler gitti. Bizi sağlıklı sonuçlara ulaştıracak bir tablo var” diye konuşmuştu.
“ZEHiRLENME BULUNABiLiR”
Özal’ın bağırsak ve böbrek gibi bazı organlarının da sağlam olduğu belirlenmişti. Özal’ın naaşının boğazından beline kadar fazla zarar görmediği ve doku halini koruduğu kaydedilmişti. Kafası ve belden aşağısı kemikleşen ve iskelet haline dönüşen Özal’ın gövdesinin zarar görmemesi uzmanları ve savcıları şaşırtmıştı. Gövdedeki iç organlardan bağırsak ve böbrek gibi bazı organların da sağlam olduğu belirtilirken, biraz siyahlaşan gövdedeki organların sağlam olması nedeniyle herhangi bir zehirlenme olması halinde bunun tespitinin yapılabileceği kaydedildi.
TARIM İLACI ŞÜPHESİ
DDK raporunda Turgut Özal’ın ağzından çıkan köpükte bulunan organofosfatmaddesine dikkat çekilmişti. Raporda bu iddia şu ifadelerle yer almıştı: “Tıbbi Uzmanlar Heyeti Raporu’nda merhumun ölüm nedeni olarak ‘ani kalp ölümü olasılığının’ tamamen dışlanamamakla birlikte ‘uzak bir ihtimal olarak’ görüldüğü, ‘kalp dışı ve özellikle de doğal ölüm nedenleri dışındaki ihtimallerin’ de düşünülmesi gerektiği ve bazı bulguların ise ölüm nedeni olarak ‘organofosfat zehirlenmesini’ akla getirebileceği ifade edilmektedir.
[