Ozanlar için bir imzada sen ver!

Ozan’ın hikâyesini birçoğunuz basın aracılığıyla 2011 yılında duymuşsunuzdur.

Bilmeyenler için kısaca o hikâyeyi annesi Sedef hanımın ağzından tekrar aktarmak istiyorum.
[** **](http://www.youtube.com/watch?v=H6GiF9XKoh8) (Tıklayıp annenin kendi ağzından hikâyeyi dinleyebilirsiniz)
Eğitimde fırsat eşitliği naraları atarız sürekli ama iş icraata gelince maalesef ki farklı olanlara o eşitliği tanımayız. İşte Sedef Erken Sanlısoy da bunu dile getiriyor. Hikâyenin tamda başladığı bu noktada.
Hukuksal yollarla yapılan bu ayrımcılığa dur demek için yola çıkan yılmadan mücadele veren Sanlısoy ailesi bu süreçte bir engelle daha karşılaşmış. Bu haklı davalarına bir engelde yargıdan gelmiş. Üstelik takipsizlik kararı vererek onları dinlemeden.
**Şimdi Sanlısoy ailesi konuyu AİHM taşıyor.**
Bunun içinde Twitter üzerinden bir kampanya başlattılar. #Ozaniçin1imzadaSenVer adlı tagla [**http://www.change.org/petitions/discrimination-case-ozan-bar%C4%B1%C5%9F-sanl%C4%B1soy-e%C4%9Fitimde-ayr%C4%B1mc%C4%B1l%C4%B1%C4%9Fa-son-verilmesi?utm\_medium=twitter&utm\_source=share\_petition**](http://www.change.org/petitions/discrimination-case-ozan-bar%C4%B1%C5%9F-sanl%C4%B1soy-e%C4%9Fitimde-ayr%C4%B1mc%C4%B1l%C4%B1%C4%9Fa-son-verilmesi?utm_medium=twitter&utm_source=share_petition) linkinin üzerinden yürütülüyor. Şu an 10 binin üzerinde imzaya ulaşan bu kampanya içinde o kadar şeyi barındırıyor ki.
Farklı olanı senden olmayanı kendine çeviremiyorsan yok et. Önce eğitim hakkını elinden alarak başla, sonra sosyal yaşama katılma hakkını ve devam et yok etmeye.
**Öteki yap- beriki yap. Yok, edene kadar.**
İşte Sanlısoy ailesinin kapmayası buna dur demek için bir çığlık.
Engelliler yıllardır, dolaylı ya da doğrudan ayrımcılıkla karşı karşıya gelmektedir.
Ayrımcılık, erişebilirliği engelleme, sosyal yaşama katılımı engelleme, sağlığını riske atma, daha birçok konuda yapılmaktadır…
Uluslararası sözleşmelerde, bildirgelerde, anayasalarda, yasalarda ne kadar aksine hükümler bulunsa da engelliler; şu veya bu biçimde görmezden gelinen, dolayısıyla hesaba katılmayan bir kesim olarak ötekileştirilmişlerdir.
**Ve ötekileştirilmeye de devam edilmektedir**
Dezavantajlılığı yaratan şey sakatlık değildir. Dezavantajlılığı yaratan şey sakatların sakat oldukları için ayrımcılığa uğrayıp yaşamın her alanından dışlanması ve sürekli mağdur hale itilip orada tutulmasıdır.
Özürlü bireylerin toplum yaşamının tüm alanlarına tam katılımının sağlanması sosyal devlet anlayışının temelini oluşturmaktadır. Dünyadaki son gelişmeler insan hakları temelinde her bireyin hiçbir ayrımcılığa uğramadan tüm hizmetlerden aynı ölçüde yararlanabilmesini öngörmektedir.
Bu bakış açısıyla özürlü bireylerin fırsat eşitliği ilkesi çerçevesinde toplumdaki diğer tüm bireylerle eşit koşullarda sosyal yaşamın tüm alanlarından yararlanmasının sağlanmalıdır.
**Engellilerin Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni diğer sözleşmelerden ayıran farklı bir yaklaşım vardır.** Bu yaklaşımda **Taraf Devletlerin yükümlülükleri ayrıntısıyla sıralanmıştır**. Bu yaklaşım, yükümlülüklerin kapsamı bakımından herhangi bir tereddüde yer vermeme amacını açıkça yansıtmaktadır.
Bu çerçevede **öncelikle Anayasa’nın 90. maddesindeki düzenleme değerlendirilmelidir.** Söz konusu hükme göre, _“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. ... Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.”_ Bu düzenleme, uluslararası sözleşmelerin ve özellikle de insan hak ve özgürlüklerine ilişkin uluslararası sözleşmelerin yargı organları tarafından ne şekilde uygulanacağı konusunda yol gösteren bir düzenlemedir. Engellilerin Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin de bu nitelikte bir sözleşme olduğu konusunda şüphe yoktur. _O halde, başta ayrımcılık yasağı olmak üzere, Sözleşme’deki tüm hak ve özgürlüklerin, ulusal yargı makamları önüne gelen davalarda gözetilmesi Anayasa’dan kaynaklanan bir yükümlülüktür._
Tüm bunlara rağmen Yaşanan tüm ayrımcılıklara karşı hukuksal girişimlerde de bulunsalar henüz Türkiye’de çok yeni gelişmekte olan engelli hukuku karşısında kendilerini yeterince anlatamamaktadırlar. Bu yüzden de Sanlısoy ailesi böyle bir durumla karşılaşmışlardır.
Kendilerini en iyi anlayanlardan biri olduğumu düşünüyorum.
2010 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin engellilerin toplu ulaşımına getirdiği kısıtlama üzerine açtığım davada benzer durumlarla karşılaşmıştım.
Ben Büyükşehir Belediyesi’ne açtığım davayı kazanmıştım. Tek başına açtığım; engelli dernekleri, vakıflar, hatta birçok engelli tarafından da yalnız bırakıldığım basının bile önemsemediği dikkate almadığı dava sürecinde konunun önemini yapılan yanlışı ve engellilerin uğradığı ayrımcılığı mahkemeye anlatmış haklı bulunmuştum.
O zamanda üzerinde durduğum ve şimdide Sanlısoy ailesinin karşılaştığı durum üzerine yine aynı şeyi söylüyorum. Türkiye’de engelli davalarının incelendiği mahkemeler ayrı olmalıdır. Engellilik konusunda uzmanlaşmış, uluslar arası sözleşmelere hakim ve ayrımcılık konusunda bilirkişilerle yürütülen mahkemelerin kurulması şarttır.
Henüz yeni yeni gelişmekte olan engelli hukuku kendi branş alanını kapsayan mahkemeler olmadığı sürece sonuca ulaşamaz. Bu konuda Avukatımla birlikte tek başıma verdiğim bir mücadelede çeşitli siyasi engellerle karşılaştığım için aldığım yol ne yazık ki fazla değil. Ama mücadeleye devam etmekteyim.
2012 Temmuz ayında Kamu kurum ve kuruluşlarına verilen süre doluyor. Ve engelliler birçok konuda dava açabilme hakkına sahip olacaklar. İşte bu yüzden bu tür mahkemelerin kurulması şart.
Zira engelliler dava açacak ama böyle mahkemeler olmadığı için yine hüsran yaşayacaklar ya yolları uzun olacak, ya kendilerini anlatamayacaklar ya da Sanlısoy ailesi gibi baştan ret edilecekler.
O yüzden yapılması gereken en önemli şey bu.
Belki Ozan’ın yaktığı bu kıvılcım buna da vesile olur.
Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi yoktur. O yüzden dertlerini anlatabilmek için önce onların dinlenmesini sağlamalıyız. Bu yüzden de yapmanız gereken çok basit twitter kullanıcısı iseniz #Ozaniçin1imzadaSenVer tagı üzerinden [**http://www.change.org/petitions/discrimination-case-ozan-bar%C4%B1%C5%9F-sanl%C4%B1soy-e%C4%9Fitimde-ayr%C4%B1mc%C4%B1l%C4%B1%C4%9Fa-son-verilmesi**](http://www.change.org/petitions/discrimination-case-ozan-bar%C4%B1%C5%9F-sanl%C4%B1soy-e%C4%9Fitimde-ayr%C4%B1mc%C4%B1l%C4%B1%C4%9Fa-son-verilmesi) ** **bu linke imza atıyorsunuz. Ya da sadece bu linke girerek bir imza veriyorsunuz.
Ozan için ve tüm Ozanlar için.
oyatekin@gmail.com