Özcan Deniz'le kısa süreli bir evlilik yaşayan ve olaylı bir şekilde boşanan Feyza Aktan, bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Deniz'in oğlu Kuzey'i almak için açtığı velayet davasını kazanan Aktan, 2. Sayfa programına çıktı. Deniz'in kendisini hem yargı önünde hem de sosyal medyada zor durumda bıraktığını söyleyen Aktan, "Gücü karşısında çıplak kaldım" ifadelerini kullandı.
Yaşadığı boşanma ve mahkeme sürecinden bahseden Feyza Aktan, şu ifadeleri kullandı: "Velayet davası bir anneye yapılabilecek en kötü şeylerden bir tanesi. Ben sadece velayet davasıyla tek başına uğraşmadım. Özcan Deniz bana şöyle bir niyetle geldi; ben dahil olmak üzere avukatlarım, ailem, yakın çevrem, maddi gücüm ve medya gücümü de yanımı alarak hep birlikte üstüne geleceğim diye.
Seninle hem mahkemeler karşısında hem de medya karşısında elimden geldiğince uğraşacağım gibi bir niyetle geldi. Benim bütün bu donanımların karşısında elimde bulunan tek şey haklı olmamdı. Bunun dışında çok çıplak kaldım. Özcan her mahkeme günü adliyeye koruma ordusuyla giriyor ve yetmeyecek olacak ki adliyenin güvenlik memurları da onun yanında yer alıyorlar."
"Bir taraftan da adliyeye gelen basın mensubu arkadaşlarla devamlı olarak iletişim halindeler ki çıkacak haberlerin sürecini yönetebilsinler. Bunlara baktıkça ne kadar güçlü bir adamla karşı karşıya geldiğimi görüyorum. Ya bu gücün altında kalırsam ya haklılığımı ispat edemezsem diye hep bir panik halinde oluyorum. Duruşmada duyduğunuz onlarca ithamları eve gidene kadar sindirmek zorundayım çünkü evde beni bekleyen bir oğlum var. Sorumluluğumdan dolayı çocuğuma bir şey belli etmemeye çalıştım."
"Televizyonlarda insanlar benim hakkımda çok ağır ithamlarda bulunuyor, telefonu elime aldığımda hakkımda anketler düzenleniyor, fotoğraflarımın altına hakaret boyutuna gelecek kadar ağır yorumlar yapılıyor. Herkes bu çorbada bir tuzunun olmasını istedi ve hedefe kilitlendi.
Hedefleri de çocuğumun benden alınması. Bu hedefe ulaşabilmek için de vicdanlar bir tarafa bırakıldı. Bunların karşısında kendime hep bu bir süreç ve bitecek, hayat boyu böyle sürmez dedim. Çok zor bir süreç yaşadım. Bana bunları yapanların birçok kadın ve anneydi. Hiç empati kuramadılar. Tüm bu süreç çok derin bir kaybetme duygusu bıraktı. Açılan velayet davası da ne mağdur edilen bir baba ne de çocuğuna bakmayan bir anne olduğu için değil. Sadece bu olayın parçasıydı."
Özcan Deniz'i evinin otoparkında darp ettiği için yargılandığı görüntü hakkında konuşan Aktan, sözlerine şöyle devam etti: "Bu dava bana açılan ilk davaydı. Velayet davasından da önce. Maddi kaynaklı bir davaydı. Yaşadığım sitede Özcan'a ait 3 tane konut var. Bir tanesi kendisinden bağımsız diğer iki tanesi de ikiz villa. Hamileyken Özcan bu ikiz evlerin arasındaki duvarı açıp tek ev haline getirmek istedi. Boşanırken ben bu evden çıkmak istedim ama Özcan kalmam için ısrar etti. Bana 'oğlumuz burada doğdu, burada büyüsün' dedi...
Boşanırken de sözleşmeye dairelerden tek bir tanesinde oturum hakkım olduğu yazıldı. Ayrılırken bu nokta dikkatimi çekmemişti. Yıllar sonra başıma bu madde üzerinden bir şey geleceğini beklemiyordum. Olayın ardından evime gönderilen kağıtta 'Feyza'nın tek bir tarafta oturma hakkı vardır, diğer evi benim iznim olmadan kullanıma açmıştır. 2 yıldır kendisine ısrarla çık dememe rağmen evimi boşaltmıyor. 2 yıllık aylık kira bedeli, elektrik, su, doğal gaz bedelleri ile aidatı bana güncel faiziyle birlikte geri vermesini talep ediyorum' yazıyordu. Ertesi gün de 'eski eşim evimi gasp ediyor' diye haberler çıkartmaya başladı. Ben de bütün delillerimi sundum."
"Evliyken Özcan'ın bana hediye ettiği bir araç vardı ve onun üzerine kayıtlıydı. Boşandıktan sonra arabayı da kullanmaya devam ettim. Sözleşmeye de Özcan'ın bana bir araç kiralayacağı ve eklentileri kendisinin ödeyeceği eklendi. 2 yıl sonra da Özcan'ın abisi 'aralarındaki dava beni ilgilendirmiyor, bu araç benim şirketimin. Feyza aracımı gasp etti ve 2 yıllık bedelin ödenmesi gerekiyor' diyerek dava açıldı.
Karakola giderek saatlerce ifade verdim. Çünkü ben kimsenin evini ve arabasını gasp etmedim. Özcan bana 6-7 tane dava açtı. Tüm bu zorlu süreçte kendi duygularımdan bile korumaya çalıştığım oğlumun yanında kural bozduğu için kendisine bir tokat eğilimim olmuştu. Bu yüzden bir dava açtı ve bu ay onun davası görülecek. Tişörtünü yırttığım için de mala zarar vermekten ayrı bir dava açtı."
"Özcan Deniz'den boşanırken maddi talepte bulunmadım. Boşanırken sözleşmemize 'Feyza'nın sevgilisi olamaz, olursa da tüm verilenler geri alınacaktır' diye bir madde eklendi. Ben artık bu zihniyet karşısında ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Konuştum olmadı, sustum olmadı, zeytin dalı uzattım olmadı, bağırdım, anlayabileceği dilden konuşmaya çalıştım. Kalıyorum olmuyor, gidiyorum olmuyor... Ne yapacağım konusunda bir fikrim yok. Bu süreçte işitmediğim hakaret kalmadı. En çok da 'olan çocuğa oluyor' denilmesine üzülüyorum. Kuzey'i bu süreçten korumaya çalışıyorum. İçimde fırtınalar koparken ona bir şey yansıtmamaya çalıştım."