Dünya genelinde birçok ülkede yolsuzluk, zam, gelir dağılımındaki eşitsizlik, işsizlik, kamu hizmetlerindeki yetersizlik ve siyasi boşluk sonucu patlak veren gösteriler her geçen gün yeni bir ülkeye sıçrıyor. Dünya çapında şiddetini arttıran ve “salgına” dönüşen protestolarda yüz binlerce kişi sokaklara dökülüyor.
Son birkaç aydır Orta Doğu’dan Asya’ya, Güney Amerika’dan Karayipler’e kadar dünyanın dört bir yanında yüz binlerce kişi sokaklara dökülüyor. Ülkelerinde yaşanan yoksulluk, zamlar, siyasi problemler, işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik nedeniyle dünyanın farklı bölgelerinde yüz binlerce kişi protesto gösterileri düzenleyerek değişim çağrısında bulunuyor. Gösterilerin şiddet olaylarına dönmesi sonucu ise binlerce kişi yaralanıyor, hayatını kaybediyor veya gözaltına alınıyor.
Yakın zamanda Lübnan’da ekonominin kötüye gitmesi ve iletişim ağlarına vergi getirilmesi nedeniyle halk sokaklara dökülürken, Lübnanlılar gibi sınıf eşitsizliğini protesto etmek isteyen yaklaşık 1 milyon Şilili de meydanlara akın etti. Pakistan, Irak ve Katalonya önemli ayaklanmalara sahne oldu. İspanya’da mahkum edilen Katalan siyasetçilerin serbest bırakılmasını isteyen bağımsızlık yanlısı Katalanlar gösteriler düzenledi. Irak’ın başkenti Bağdat’ta hükümet karşıtı düzenlenen protesto gösterilerinin kısa sürede şiddete dönüşmesiyle en az 100 kişi hayatını kaybetti. Pakistan’da da Başbakan Imran Khan’ın istifasını, seçimlerin yenilenmesini, artan vergilerin ve fiyatların düzenlenmesini talep eden binlerce kişi sokaklara döküldü.
Gösterilerde adaletsizlik ve sosyal eşitsizlik teması
Gösterileri tetikleyen ortak neden ise sosyal eşitsizlik ve adaletsizlik oldu. Düzenlenen geniş çaplı protestoların dünya çapında ‘bulaşıcı etki’ oluşturduğu belirtildi. Lübnan’dan Irak’a, Şili’den Pakistan’a geniş yelpazede gerçekleştirilen eylemler hükümetlerin ekonomik kararları ve çöküşünün ardından patlak verdi.
Şili’de protestolar neden başladı ve hükümet ne yaptı
Şili’nin başkenti Santiago’da iki hafta önce metro ücretlerine yapılan zamma karşı başlatılan gösterilerde protestocuların sayısı 1 milyona ulaştı. Polis ve göstericilerin şiddetli çatışması sonucu en az 20 kişi hayatını kaybetti. Gözaltına alınanların sayısının ise 9 bini aştığı bildirildi. 18 Ekim’de başlayan gösteriler, kundaklama, yağmalama olaylarına sahne oldu. Başkentte metro ücretlerine karşı başlayan eylemler kısa sürede ülkenin çeşitli kentlerinde binlerce kişinin Şili sokaklarına akın ettiği hükümet karşıtı eylemlere dönüştü. Ülkenin 10 şehrinde olağanüstü hal ilan edildi ve gece saatlerini kapsayan sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Başkent ile bazı şehirlerde çok sayıda okulda eğitime ara verildi, marketler kepenk indirdi, petrol istasyonlarının önünde ise uzun kuyruklar oluştu.
Göstericiler hükümetten kamu hizmetleri, siyasi ve ekonomik konularda reformlar talep ediyor. Protestolara karşılık geri adım atan Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, asgari ücret ve emekli maaşlarını artırma, toplu taşıma araçlarındaki düzensizlik, elektrik fiyatlarındaki son zamları azaltma ve ülkenin sağlık sistemini düzeltmeyi vaat etti. Pinera, en düşük emekli maaşını yüzde 20’ye kadar arttırma sözü verdi. Devletin pahalı tıbbi tedavilerin maliyetini karşılamasını öngören bir planlama yapıldığını dile getiren Pinera, son eylemlerin Şili halkı için kaybedilen zamanın telafi edilmesi amacıyla çalışma temposunun arttırılması ve somut adımlar atılması için bir fırsat olduğunu dile getirdi. Asgari ücretin de arttırılacağını açıklayan Şili Devlet Başkanı, elektrik vergilerindeki oranın da düşürüleceğini belirtti.
Pinera’nın verdiği vaatlerin gösterilerin şiddetini azaltıp azaltmayacağı ise belirsizliğini koruyor. ‘Şili uyandı’ diyen birçok protestocu, Pinera’nın vaatlerinin çok geç geldiğini belirtiyor.
Lübnan’da iletişim zammı öfkesi
Lübnan’da ise binlerce gösterici, hükümetin vergi politikalarına karşı sokaklara döküldü. Çeşitli din, mezhep ve siyasi gruplardan yüz binlerce gösterici hükümet karşıtı protesto gösterileri düzenledi. Lübnan’da hükümetin 2020’den itibaren telekomünikasyon uygulamalarına getireceği vergiye karşı protesto gösterileri düzenlendi. Binlerce kişi başta başkent Beyrut olmak üzere çeşitli kentlerde yeni vergi uygulamasına karşı hükümeti protesto etti. Hükümet aleyhine sloganlar atan protestocular, ülkedeki kötü ekonomik durumdan hükümeti sorumlu tuttu. Protestocular birçok kentte lastikleri yakarak ana yolları kapattı.
Lübnan’da hükümet, ülkede WhatsApp, Viber ve Messenger gibi uygulamalara 2020’den itibaren vergi uygulamaya başlanacağını açıklamış, ülkedeki gösteri dalgası uzun zaman önce başlamıştı.
29 Ekim’de istifa ettiğini açıklayan Başbakan Saad Hariri, yaşanan krizin ‘çıkmaz’ olduğunu belirtti. Hariri istifa etmeden önce, halkın öfkesini azaltmaya çalışmak ve devleti finansal krizden uzaklaştırmak için acil durum reformu paketi açıkladı. Yaşanan krizi çözme konusunda politikacıların maaşlarını yarıya indirmeyi de içeren bir reform paketi kabul edildi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Başbakan Saad Hariri hükümetinin istifası ile Lübnan’ın siyasi liderlerine yönelik, vatandaşlarının ihtiyaçlarına cevap verecek istikrarlı, müreffeh ve güvenli bir Lübnan inşa edebilecek yeni bir hükümetin acilen kurulması çağrısında bulundu. Ülkede ekonominin çöktüğünü belirten öfkeli protestocular ise hala gösterilerini sürdürüyor.
Katalonya’da siyasi kriz
İspanya’da Yüksek Mahkemenin yasa dışı bağımsızlık referandumundan dolayı yargılanan ayrılıkçı Katalan siyasetçileri hapis cezasına mahkum etmesinin ardından başlayan protestolar sürüyor. Katalonya özerk yönetiminde 1 Ekim 2017’de Anayasa Mahkemesinin yasa dışı ilan etmesine rağmen bağımsızlık referandumu düzenlenmişti. İspanya Yüksek Mahkemesi, 14 Ekim’de görülen davada bağımsızlık yanlısı 12 Katalan siyasetçiden 9’unu 9 ila 13 yıl arasında değişen hapis cezasına mahkum etmişti. Diğer 3 siyasetçi ise para cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme kararının ardından gösteriler patlak vermişti. Gösterilerde polis ve protestocular arasına arbede yaşanmış, Barselona’da düzenlenen gösterilerde 500’den fazla kişi yaralanmıştı. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ise siyasetçilerin işledikleri suçlar nedeniyle hapis cezası aldığını belirtmişti.
Hükümet ise gösterilere karşı bir yol bulmak için İspanya’nın ulusal istihbarat teşkilatı ile özel bir komisyon kurmuştu.
Irak’ta 6 günde 100 ölü
Irak’ın başkenti Bağdat’ta ise işsizlik, kamu hizmetlerinin yetersizliği ve yolsuzluk nedeniyle hükümet karşıtı protesto gösterileri patlak verdi. Gösterilerin 6. gününde ölenlerin sayısı 100’e yükseldi. Olaylarda güvenlik güçleri ve protestocular olmak üzere toplam 5 bin 500 kişinin yaralandığı kaydedildi. Siyasi parti ve hükümet binaları olmak üzere toplam 98 binanın olaylarda hasar gördüğü bildirildi. En son çıkan çatışmalarda, güvenlik güçlerinin göz yaşartıcı gaz ve gerçek mermi kullandığı belirtildi. Ülkede en büyük siyasi krizin yaşandığı belirtilirken uzmanlar mevcut liderin istifa etmesi durumunda alternatif bir lider olmamasından endişe duyularak durumun daha da kötüleşeceğini belirtiyor.
Pakistan’da protestolar neden başladı ve hükümet ne yaptı
Pakistan’da Başbakan Imran Khan’ın istifasını, seçimlerin yenilenmesini, artan vergiler ve fiyatların düzenlenmesini talep eden binlerce kişi sokaklara döküldü. 28 Ekim’de başlayan gösteriler, artarak sürüyor. Sokaklara dökülen halk, Başbakan Imran Khan’ın istifasını, seçimlerin yenilenmesini, artan vergilerin düzenlenmesini istiyor. Protestocular, hükümetinin gayri meşru olduğunu ve sadece ordunun desteğiyle iktidara geldiğini söylüyor. Yüzlerce otobüs ve minibüs ile geniş bir kitlenin başkent İslamabad’a doğru ilerlediği, hükümetin ise önlem alarak başkentte güvenlik önlemlerini arttırdığı belirtildi. Ayrıca Pakistan genelinde Hindistan karşıtı protestoların düzenlenmesi planlanıyor.
Dünya çapında Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı)
’Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı)’ adıyla bir araya gelen iklim aktivistleri şiddet içermeyen sivil itaatsizlik olarak tanımladıkları protestolarını dünya çapında sürdürüyor. Yokoluş İsyanı adlı çevreci grubun dünya genelinde 60’tan fazla şehirde üyesi bulunuyor. Grup, iklim değişikliği ve ekolojik çöküşe karşı eylemlerini sürdürüyor. Ekim ayının başında iklim eylemlerine başlayan çevreci grubun İngiltere, Hollanda, Avustralya, Yeni Zelanda’da çok sayıda eylemcisi gözaltına alınmıştı. 31 Ekim 2018’de kurulan grup protestolarına ilk olarak Londra’da başlamıştı. Grup amaçlarının nüfusu harekete geçirmek olduğunu belirtiyor.
Hong Kong’da suçluların iadesi fitili ateşledi
Hong Kong’da suçluların Çin’e iade edilmesini kolaylaştıran tasarı geri çekilmesine rağmen protestolar devam ediyor. Hong Kong, İngiltere’nin 1842’de başlayan sömürge yönetiminin ardından 1997’de "bir devlet iki sistem" formülüyle yeniden Çin’e devredilmişti. Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde suçluların Çin’e iade edilmesini kolaylaştıran tasarının 3 Nisan’da yerel parlamentoya sunulmasının ardından Haziran ayında protestolar patlak vermiş ve Baş Yönetici Carrie Lam tasarının “öldüğünü” söylemişti. Protestocuların tasarının tamamen geri çekilmesi talebinin ardından tasarı 23 Ekim’de resmen geri çekilmişti. Ancak protestolar şiddetlenerek devam etti.
Protestocular, tutuklanan göstericilere af çıkarılması, polis şiddetine karşı bağımsız bir komisyon kurulması, siyasi reformlar gibi taleplerinin yerine getirilmesini istiyor. Protestocular, başlangıçta tasarının tamamen geri çekilmesini istiyordu. Şu anda protestolar esnasında yaşanan şiddet olayları nedeniyle halk, Hong Kong’un polis teşkilatına soruşturma talebinde bulunarak demokratik reform talepleriyle eylemlerine devam ediyor. Protestolar zaman zaman göstericiler ve polis arasında yaşanan çatışmalara sahne oluyor.
Bu ülkelerin yanı sıra Endonezya, Fransa, Hollanda, İran, Mısır, Venezuela, Peru, Ekvador ve Haiti de dahil olmak üzere birçok ülkede protesto gösterileri yaşandı.