(özel Haber) Ali İsmail Korkmaz’ın Ölümü

Eskişehir’de Gezi Parkı eylemleri sırasında ağır yaralanarak tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden üniversite öğrenicisi Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi Gürkan Korkmaz, ihmali olanların yargılanması ve faillerin yakalanması konusunda bir sonuç alamazlarsa konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını söyledi.Adalet Sarayı önünde düzenlenen ‘Adalet Nöbeti’ eylemi sırasında açıklamalarda bulunan ağabey Korkmaz, şu anda savcılık aşamasında somut bir gelişme olmadığını, avukatların soruşturmayı titizlikle yürüttüğünü kaydetti.“FAİLLERİN BULUNMASI, ESKİŞEHİR’İN NAMUS LEKESİNİN TEMİZLENMESİ İÇİN MECBURİDİR”Faillerin bulunmasının sadece Ali İsmail’in dosyası için değil Eskişehir için de önemli olduğunu ifade eden Korkmaz, “Hukuki olarak başvurulabilecek her yola başvuracağız. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. İç hukuk yollarının bizi tatmin etmemesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz çünkü bu olayda yaşama hakkının ihlali söz konusu, devletin resmen failleri saklaması söz konusudur. Ali İsmail’in olayında ve diğer şahıslara uygulanan şiddette polislerin olduğu, gerek tanıkların ifadeleriyle gerekse kamera kayıtlarıyla sabitlenmiştir ama hala bunların kim oldukları çıkarılmadı. Bunların ortaya çıkarılması da sadece Ali İsmail’in dosyası için değil, Eskişehir’in namus lekesinin temizlenmesi için mecburi bir adımdır” dedi.“ÇOCUKLAR AÇILIMINI BİLMEDİKLERİ ‘DSHİ’ ADLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMAKLA SUÇLANIYOR”Korkmaz, Gezi Parkı eylemlerinde tutuklu yargılananların ‘DSHİ’ adlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılandıklarını anlatarak şöyle konuştu:“Bu Gezi Parkı eylemleri sürecinde 5 kişi vefat etti. Hiçbirinin faili daha tespit edilmemiş, tüm failler sokaklarda dolaşıyorken eylemlerde sırf taş attı diye terör örgütü üyesi olmaktan, terör örgütü adına faaliyette bulunmaktan, Türklüğü, Cumhuriyet'i, devletin kamu kurum ve kuruluşlarını aşağılamaktan, adam öldürmeye tam teşebbüse kadar çok ağır suçlarla isnat edilen gençler söz konusudur. Maalesef bu, parçası olduğum adalet sistemindeki terazinin eşit olmadığını gösteriyor. Bir tarafta katiller sokaklarda dolaşırken, diğer tarafta anayasal eylem hakkını kullanan daha çocuk denecek 20-21 yaşlarındaki gençler, terör örgütü üyesi olmak kapsamında tutulu yargılanacak. Bu tabii çok vahim. Hatta ben de onlardan birinin o süreçte avukatlığını yaptım. DSHİ terör örgütü üyesi olmaktan bir suç isnadı vardı. Döndüm dedim ki, ‘Bunun açılımı ne? Terör örgütü üyesiymişsin. DSHİ'nin açılımı ne?’ Bana, ‘Bilmiyorum ağabey’ dedi. 'Nasıl ya? Sen bu terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorsun ve sen bu kısaltmanın açılımını bilmiyor musun?' dedim. Çocuklar açılımını bilmedikleri terör örgütüne üye olmakla suçlanıyor.”