MTSO 22 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Yardımcısı Ertaç İnanoğlu, sahte altın satışının son zamanlarda arttığını belirterek, "Özellikle otogarlarda ’acil para lazım altınımızı satmamız lazım’ diyen insanlardan kesinlikle altın almayın. İçinde damga var, ayarı yazıyor deyip kesinlikle kanmayın. Altın alacaklar mutlaka belli başlı yerlerden altınlarını alsınlar ve mutlaka faturalarını istesinler" dedi.Tüm Türkiye’de son günlerde sahte altın konusunda mağduriyetler yaşanmaya başlandı. Merdiven altı denilen atölyelerde üretilen sahte altınların içine damga basıp, ayarını da yazarak insanlar ve bazı kuyumcular kandırılıyor. Son olarak dün Mersin’de polis ekiplerinin bir atölyeye gerçekleştirdiği operasyonda çok sayıda sahte ziynet eşyası, altın suyu, damga, alet ve makine ele geçirildi."Özellikle küçük yerleşim yerlerindeki kuyumculara sahte altınları pazarlıyorlar"Sahte altın konusuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan 47 yıllık kuyumcu ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Ertaç İnanoğlu, son günlerde sahte altın olaylarının arttığını söyledi. Türkiye genelinde bu tür sahtekarlık yapan insanlara yönelik emniyet birimlerinin çalıştığını kaydeden İnanoğlu, "Neticede bazı atölyelerde bu tür işler yapılıyor. Kim, nasıl, nerede yapıyor bilmiyoruz ama bu tür sahte altınlar bizim elimize de geliyor müşteri kanalıyla. Müşterilerimiz altını bize satmaya getirdiklerinde sahte olduğunu anlıyoruz. Ancak getirilen sahte altının içerisinde altının ayarını belirten damgası var, TSE damgası var. Ama bugün bir siensi makinesi olan bir yere gittiğimiz takdirde ben şu damgayı yaptırmak istiyorum dediğiniz zaman bu damgayı her insan yaptırabilir. Çünkü bunun bir yaptırımı yok. Bugüne kadar buna bir yaptırım getirilmesi gerekiyordu. Bu damgayı imal eden arkadaşlarda bu konuda duyarlı olması gerekir. Kuyumcular odasından veya bağlı oldukları ilin dernek başkanlıklarından, ticaret ve sanayi odasından kuyumcu olduklarına dair birer belge alan insanlara bu damgayı basmalılar. Bu yıllardır süren bir denetimsizlik. Diğer tarafından merdiven altı dediğimiz atölyelerde sarı veya kırmızı bakır kullanılarak, bire bir bilezik, kolye, küpe, zincir yapılıp, altın suyuyla kaplanarak kötü niyetli kişiler özellikle küçük yerleşim yerlerindeki kuyumculara bunları pazarlamaktadırlar" diye konuştu."Otogarlarda ’acil para lazım, altınlarımızı satmamız gerekir’ diyenlere inanmayın"Sahte altın üreten kişilerin bir satış pazarının da otogarlar olduğunu vurgulayan İnanoğlu, "Otogarlarda erkek, yanına bir bayan alıyor, biz parasız kaldık, memlekete gideceğiz ama hiç paramız kalmadı diyor ve karısı elindeki bileziği çıkartıyor, ’biz bunu bin liraya aldık sen 500 lira verirsen bunu satacağız’ diyor. Bunu bir başka memlekete gidecek yolcuya satıyorlar. İnsanlarda bileziğin içinde her türlü damgası olunca, ayarı filan yazınca alıyor. Tabi gerçek bir gün sonra ortaya çıkıyor. Bir gün sonra gittiği memlekette, kuyumcuya gidip satmak isteyince altının sahte olduğu ortaya çıkıyor. Tabi ki insanlar altının sahte olup olmadığını anlayamazlar. Bu yüzden altın alacak insanlarımız, düğün yapacak kişiler altınlarını belli başlı adresteki yerlerden alsınlar. Kesinlikle faturalarını alsınlar. Ayrıca her firmanın adını taşıyan bir ürün vardır ve bu ürünün içinde yazar. Bu ad olduğu zaman kuyumcu bunun tüm sorumluluğunu kabul etmiş oluyor" ifadelerini kullandı."Sahte altınları, parası olup, kuyumcu dükkanı açan kişiler genelde alıyor"Dün de Mersin’de sahte altın üretenlere yönelik bir operasyon gerçekleştirildiğini hatırlatan İnanoğlu, "Emniyet güçlerimize teşekkür ediyoruz. Oda başkanımız, dernek başkanımız olayla ilgili yakından ilgilendi ve konuyla ilgili kuyumcularımıza gerekli bilgi verildi. Özellikle bu kişiler il dışındaki bazı kuyumculara bu altınları satmışlar. Maalesef bu bizim kanayan bir yaramız. Ben kuyumculuk sektöründe 47. yılımı bitirdim. Ancak parası olup da sonradan kuyumcu dükkanı açmak isteyen bir sürü insanlar oldu. Meslekten anlamayan, yanlarına herhangi bir satış elemanı alıp, herhangi bir atölyeden her malı alıp vitrinine koyup satan insanlardır. Bunların adına sadece satıcı diyoruz. Kuyumculuk yasasında ticareti engelleyici bir kanun yoktur. Her kuyumcunun bir ustalık belgesi olması gerekir diye düşünüyorum. Her parası olan kuyumcu dükkanı açınca, bu tür sahtekarlar da sahte altınlarını satabiliyorlar. Bakarlar, müşteriden gelen mal pırıl pırıldır, tertemizdir, alırlar. Aldıktan sonra atölyeye gönderir bunu biraz parlatın da ben vitrine koyayım der ancak ateşe girdiği zaman otomatikman onun sahte olduğu anlaşılır. O yüzden kuyumculuğu metalden anlayan kişi yapmalıdır. Altını eline aldığı zaman onun sahte olup olmadığını anlayan kişilerin yapması gerekir" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz