(özel Haber) Henüz Doğmadığı İçin Annesinin Öldüğü Kaza Davasında Birey Sayılmayan Kaan Bebek İçin Büyük Mücadele

Bursa’da 2 yıl önce meydana gelen trafik kazasında 8 aylık hamile kadının ölümüne sebep olduğu...

Bursa’da 2 yıl önce meydana gelen trafik kazasında 8 aylık hamile kadının ölümüne sebep olduğu iddia edilen sürücü 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ölen kadının ailesi; sanığın olay esnasında anne karnında bulunan ve kazadan sonra fiziksel rahatsızlıkları bulunan Kaan bebek yüzünden de cezalandırılması için karara itiraz etti.Kaza 10 Ekim 2016 tarihinde Setbaşı Caddesi’nde meydana geldi. Kazada, karşıdan karşıya geçeceği sırada belediye otobüsünün çarpması sonucu 35 yaşındaki 8 aylık hamile Tuğba Dilmeç hayatını kaybederken bebeği sezaryen ile kurtarılmıştı.Dilmeç, vasiyeti olarak organlarını bağışlayıp yedi kişiye umut olmuştu. İki yıl sonra mahkemenin şoföre verdiği ceza ise aileyi tekrardan yasa boğdu.Kazadan sonra konuyla ilgili başlayan hukuki süreç sonuçlandı. Soruşturma savcısı Tuğba Dilmeç’in taksirle ölümüne, karnındaki 8 aylık bebeğin ise yaralanmasına sebep olma suçlarından 2 ile 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtığı otobüs şoförü Süleyman Kılıç’a 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi.Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme heyeti tutuksuz yargılanan otobüs şoförüne sadece Tuğba Dilmeç’in taksirle ölümüne sebep olması suçundan ceza verirken, kaza esnasında anne karnında olan Kaan bebeği birey saymadı ve soruşturma savcısının iddianamede istediği cezayı vermeyi uygun görmedi. Davadan sonra Tuğba Dilmeç’in ailesi ise karara itiraz etmek için kolları sıvadı.Dilmeç’in ablası Ebru Dalkır konuyla ilgili yaptığı açıklamada sadece kendileri için değil Türkiye’de trafik kazalarına bağlı olarak annelerini ya da hayatlarını kaybeden bebekler için hukuk mücadelesi yürüttüklerini belirtti.Yüksek Yargı Mahkemesi’nin daha önce Trabzon’da meydana gelen bir trafik kazasında hamile kadının bebeğini kaybetmesi ile ilgili verdiği kararın da benzer olduğunu ve o kararda da bebeğin birey sayılmadığını ifade eden Dalkır, Yargıtay’ın konuyu yeniden gözden geçirmesi gerektiğine değindi.Dalkır, “Savcılık tarafından yapılan hazırlık soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede kazaya neden olan sürücünün bir kişinin taksirle ölümüne bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiği gerekçesi ile 2 ile 15 yıl arasında cezalandırılması istemiyle dava açıldı. Bu bizi sevindirmişti, 15 yıl iyi bir süreçti. Ama ilgili ceza mahkemesi tarafından yapılan yargılamada 3 yıl 4 aylık bir hapis cezası neticelendi. Bu karara gerek vekillerimiz gerekse de tarafımız yani 4 kardeş olarak bizler itiraz ediyoruz. Avukatlarımız Havva Günaydın, Hakan Özdemir ve Meral Yeşilyurt aracılığıyla yaptığımız itirazın gerekçesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Kaza sonucu müstakil bir ölümün ve müstakil bir yaralanmanın gerçekleştiği göz önünde tutulup buna uygun olarak sanık hakkında 85/2 maddesi üzerinden hüküm kurulması talep edilmiştir. Oysa yargılamayı gerçekleştiren mahkeme kaza sonucu sezaryenle doğmak zorunda kalan Kaan bebeği bir ceza hukuku öznesi olarak değerlendirmemiştir. Bu şu demek: Kaan bebek eğer kazadan önce dünyaya gelseydi şoförün aldığı cezanın uygulaması farklı olacaktı. Ama annesi kazada ağır yaralanmış ve beyin fonksiyonlarını yitirmiş biri olarak nasıl normal doğum yapacaktı? Hukukun bize bunu açıklamasını istiyoruz. Bebeğin kaza sebebi ile maruz kaldığı bedensel zararlar hukuken göz önüne alınmamıştır. Bu nedenle mahkeme hükmünde TCK 85/1’e dayanarak sadece kardeşimin ölümü üzerinden bir ceza tespit etmiştir. Kaan bebeğin gördüğü bedensel yaralanma ise hükme konu kılınmamıştır. Yani Kaan’ın varlığı kabul edilmiyor ve bunun tek sebebi bebeğin kazadan sonra doğması. Buna itiraz etmemizin tek sebebi Kaan değil, Türkiye’de bu tür şeyler yaşamış bütün bebekler için itiraz ediyoruz. İnsanlar zorunlu kaldıkları için sezaryenle dünyaya getirirler çocuklarını. Ama buna rağmen mahkeme çocuğun varlığını kaza esnasında bebek henüz doğmadığı için yok sayıyor. Bu yaklaşımı hukuken hatalı bulduğumuzu ve hala yaşayan Kaan bebeğin ceza hukuku açısından müstakil bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiğine inandığımız için verilen hükmün yeniden değerlendirilmesi amacıyla verilen karara itiraz etmiş bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: