Mersin’in Tarsus ilçesinde 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın hunharca katledilmesinin ardından Kocatepe Camii’nde okunan cuma hutbesinde kadına yönelik şiddet olaylarına dikkat çekildi. Cuma namazını kıldıran Diyanet İşler Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Ali Erbaş hutbede, "İnsanın canı özgedir; ırzı, şerefi, haysiyeti, onuru, namusu her türlü değerin üstündedir" dedi.Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye’yi derin bir acıya boğan Özgecan Aslan cinayetinin ardından haftanın hutbesi olarak "Her can kutsal ve dokunulmazdır" başlığıyla bir cuma hutbesi hazırladı. Kadına yönelik şiddetin İslam’la bağdaşmadığına dikkat çekilen hutbe, Türkiye genelinde olduğu gibi Kocatepe Camii’nde de okundu. Kocatepe Camisi’nde cuma namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Ali Erbaş, hutbede kadınların katledilmesiyle ilgili önemli mesajlar verdi. Hutbeyi cuma namazını kılan kadınlar da dinledi."SİZ YERYÜZÜNDEKİLERE MERHAMET EDİN Kİ YÜCE ALLAH DA SİZE MERHAMET ETSİN"Hutbesinin başında İslam aleminin en büyük alimlerinden Buhari ve Müslim’in naklettiği bir hadis-i şerifte Hazreti Muhammed’in (S.A.V) önceki peygamberlerden biriyle ilgili yaşanan bir hadiseyi nasıl anlattığını aktaran Erbaş, "Eski zamanlarda bir peygamber, ağacın altında konaklarken kendisini bir karınca ısırır. Bu sebeple o peygamber karınca yuvasının yakılmasını emreder ve yuva yakılır. Bunun üzerine Yüce Rabbimizden ona şöyle bir uyarı gelir; ’Seni bir karınca ısırdı diye mi Allah’ı tespih eden ümmetlerden bir ümmeti toptan yok ettin.’ Karınca kadar küçük bir varlığın bile incitilmesine rıza göstermeyen Rabbimiz, canın kutsal ve dokunulmaz olduğunu bize öğretir. O Rahman ve Rahimdir; esirgeyen, koruyan, şefkat gösteren, bağışlayan, barış ve huzur kaynağı olandır. ’Rahmetim gazabımı geçti’ buyurandır. Son elçisini alemlere rahmet olarak gönderendir. O merhamet Peygamberi, bizlere şöyle seslenir; ’Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki Yüce Allah da size merhamet etsin.""İNSANIN CANI ÖZGEDİR""Hiç kuşkusuz bu hayatta merhamete en layık olan varlık, yeryüzünün kıymetlisi insanoğludur" diyen Erbaş, "Yüce Allah’ın mükemmel biçimde yarattığı ve kendi ruhundan üflediği insan, bağrında taşıdığı ilahi öz ile saygıya layık olandır. Rengi, dili, ırkı, cinsiyeti fark etmeksizin insan olmakla her türlü dokunulmazlık hakkına doğuştan kavuşandır. Canı özgedir; ırzı, şerefi, haysiyeti, onuru, namusu her türlü değerin üstündedir. Kendisi bile kendi canına kıyma, intihar ederek yaşamını sonlandırma hakkına sahip değildir. Hele bir başkası, hukukun ve ahlakın sınırlarını aşarak asla ona el uzatamaz" ifadelerini kullandı."PEYGAMBER EFENDİMİZ SAVAŞTA BİLE KADINLARA DOKUNULMAMASINI EMRETMİŞTİR"İslam inancına göre "bir insanı öldürenin sanki bütün insanları öldürmüş gibi olduğunu" söyleyen Erbaş, "bir insanı yaşatanın da sanki bütün insanları yaşatmış gibi olacağını" ifade etti. Erbaş, hutbeye şöyle devam etti:"Öyle ki Resul-i Ekrem’in (S.A.S) ifadesiyle, ’Allah katında bütün dünyanın yok olması, bir Müslüman’ın öldürülmesinden daha hafif bir durumdur’. Aziz Müslümanlar, mümin her hal ve şartta merhameti kuşanmak, rahmet nazarıyla çevresine bakmak, insaflı ve vicdanlı davranmak zorundadır. Zulmü beslemek, şiddeti haklı görmek, merhametsizliğe bahane üretmek asla Müslüman kimliği ile bağdaşmaz. Güçlünün üzerine düşen, ahlaklı ve insaflı olmaktır. Kontrolden çıkan ve şiddete dönüşen bir güç, er ya da geç karşısında adaleti ve merhameti emreden Yüce Allah’ı bulacaktır. Hep birlikte düşünelim, neden Peygamber Efendimiz, ’Asıl pehlivan, güreşte başkasını yenen değil, öfke anında kendisine hakim olandır’ buyurmuştur? Neden kişinin eşine nefret beslemesini yasaklamıştır? Neden açlık endişesiyle doğmamış yavruların öldürülmesini büyük günahlar arasında saymıştır? Neden savaşta bile kadınlara, yaşlılara, çocuklara dokunulmamasını emretmiştir? Neden genç kızların zorla evlendirilmesini yasaklamıştır? Neden işkenceye ve caniliğe asla onay vermemiştir? Çünkü o, kıyamet günü zulmün karanlıkları içinde kalmamıza razı değildir. Peygamber Efendimiz, merhametin bizi ve bizim aracılığımız ile bütün dünyayı aydınlatmasını dilemektedir. Kendimiz için huzurlu bir hayatı ne kadar arzu ediyorsak, yakın ve uzak çevremiz için, dünya ve insanlık için de o kadar huzur ve güven istemeliyiz. İnsan ’Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ diyorsa, kötülüğün gün gelip kendi boynuna dolanacağının, sevdiklerini de boğacağının farkında değil demektir. O halde herkese karşı, her türlü şiddete ’hayır’ demek, bilhassa hayatın çilesini birlikte paylaştığımız eşlerimize birer emanet hassasiyetiyle saygılı, şefkatli ve nezaketli yaklaşmak hepimizin sorumluluğudur.""ÜLKEMİZ BİR HAFTA ÖNCE ACI BİR HADİSEYLE SARSILDI""Ülkemiz bir hafta kadar önce acı bir hadiseyle sarsıldı" diyen Erbaş hutbede, "Hayatının baharında olan genç bir kızımız hunharca katledilirken, yüreklerimizi dağlarken, bir defa daha toplum olarak şiddeti daha ne kadar içimizde barındıracağımızı sordu. Bize ’Merhamet toplumu olmanın, peygamber ahlakıyla bezenmenin, hırsı, kini, öfkeyi yenmek için emek vermenin zamanı gelmedi mi?’ dedi. Bize insanlığımızı hatırlattı. Aynaya bakmamızı, silkinip kendimize gelmemizi ve gittikçe büyüyen şiddet fırtınası karşısında yenik düşmeyen, şefkatli ve güçlü yürekler inşa etmemizi istedi. Bu vesileyle cinayetlere kurban verdiğimiz bütün yavrularımıza, kızlarımıza, kadınlarımıza, masum canlara Cenab-ı Hak’tan rahmetler diliyorum. Bizleri de merhamet bilinciyle bir an önce uyandırması, milletimizin böyle elim hadiselere bir daha şahit olmaması için Yüce Rabbime dua ve niyaz ediyorum" ifadelerine yer verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz