(özel Haber) Sma Hastası Esra Kitap Yazarak Hayata Tutunuyor

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Ulu köyünde, kas gevşekliğine bağlı görülen SMA hastalığına yakalanan 20 yaşındaki Esra Erkeç, öykü kitabı yazarak hayata tutunurken üçüncü kitabını çıkarmaya hazırlanıyor.Çaycuma ilçesinde 12 yaşında kas gevşekliğine bağlı görülen Spinal Muskuler Atrofi (SMA) hastalığına yakalanarak tekerlekli sandalyeye mahkum kalan Esra Erkeç, hayata tutundu. Aradan geçen sekiz yılın ardından kitap çalışmalarını sürdüren Esra, ilçedeki Tek Damla Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nde tedavi eğitimi görüyor. SMA hastası Esra Erkeç, daha önce “Hayallerim Gerçek olsa” ve “Bir Dilek Tuttum” adlı iki kitap çıkardı. Üçüncü kitabının çalışmalarını yapan Esra Erkeç, 3 yaşında iken SMA isimli hastalıkla tanıştığını ifade etti. O süreçten sonra ailesi ve kendisi için uzun bir yolculuk başladığını anlatan Erkeç, şöyle konuştu:"İlkokula babam kendi arabamızla getiriyordu. Ortaokulu başka bir okulda okudum. 6. sınıfın birinci dönemi zor da olsa gittiğim okuluma 2. dönem gidemedim. Hastalığım ilerleyince yürümem durdu. Sonra açıktan liseye başladım. Yürümem durduğunda fizik tedavi merkezine başvurduk. Orada psikolog Bilge Açıkgöz'le tanıştım. O bana bir sohbet esnasında 'hayal kurmayı sever misin' diye sormuştu ve ona çok sevdiğimi söylemiştim. Sürekli hayaller kurduğumu söylemiştim. Bana 'bir hayalini yazıp getirir misin' dedi. Eve geldiğimde hayalimi yazıp kendisine getirdim. Hayalimi çok beğenmişti. Yazıya yönelik bir yeteneğimin olduğunu keşfetmişti." O günden sonra yazmaya başladığını belirten Erkeç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir yıl sonra bir dosyada hayallerim ve yazılarım birikmişti. Bir gün bana 'hayallerini kitaplaştırmak ister misin' diye sorduğunda çok şaşırmıştım ve çok sevinmiştim. Bilge Açıkgöz sayesinde hayallerimi bir kitap haline getirdim. Sonrasında yazmaya daha çok heves ettim. Düşüncelerimi, hayallerimi, etrafımda gördüklerimi her şeyi yazıya aktarıyordum. Yazı benim için hayallerime girme yolum, özgürlüğüm diyebilirim. Yazmayı bırakmayı düşünmüyorum. Kendimi ne zaman hissetsem yazılarımda buluyorum. 2011 yılında Bir Dilek Tuttum adlı 2.kitabım basıldı. Şuan 3.kitabımı hazırlıyorum. Daha çok şiire yöneldim. Şiir yazıyorum, yeni yazılarda yazıyorum. Üçüncü kitabımı çıkarmayı düşünüyorum. Yazı yazmak öyle mükemmel bir şey ki bedeninizin ulaşmadığı yerlere bedeniniz ulaşıyor. Hiç tanımadığınız insanlara yazılarınız sayesinde ulaşılabiliyorsunuz. Bu şekilde tek yürek olabiliyorsunuz. Ben kitap okumayı çok seviyordum. Yazılarımla hayata daha çok tutundum.”SMA hastası Esra Erkeç, üçüncü kitabını çıkartmak için yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.ÜÇ ÇOCUĞU HASTAMuhsinler köyünde cami imamı olan baba Mustafa Erkeç de, 3 çocuğu olduğunu, SMA hastalığının üç çocuğunda da bulunduğunu belirtti. Baba Erkeç, 3 çocuğunun üçünün de kas hastası olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bu hastalık önce 20 yaşındaki kızımda nüksetti. Yürümesinden şüphelenmiştik, Çaycuma Devlet Hastanesi'ne getirdik. Nöroloji Doktoru başka bir şeyden şüpheleniyorum diyerek Ankara’ya bizi gönderdi. Ankara Sami Ulus Çocuk Hastanesi'ne gittik. O zaman 3 yaşında olan kızımı Hacettepe’ye tedavisi için gönderdiler. Tahliller yapıldıktan sonra kesin tanı kondu. SMA hastalığı olduğu belirlendi. Bu hastalığın hiçbir çaresi olmadığını doktorlardan öğrendik. İki oğlum var biri 24 diğeri 12 yaşında. Oğlanlar ayakta şu an yürümede merdiven çıkarken zorluk çekiyor. Kızım 12 yaşlarından beri oturarak hayatını sürdürmektedir. En büyük destekçisi annesidir. Her ihtiyaçlarına annesi sırtında getiriyor. Biz elimizden geldiğince kızımıza destek olmaya çalışıyoruz. Çocuklarımın üçünde de SMA hastalığı var. Kızım 2010 yılında ağır bir ameliyat geçirdi. SMA kas hastalığı nedeniyle belde eğilme tıp dilinde skalyoz diye geçen bir hastalıktır. Kızım yaşıyorsa o ameliyatın yapılması sayesinde yaşıyor. Çünkü skalyoz çok ağır bir rahatsızlık. Ameliyat olamasaydı nefes almada güçlük kalpte güçlük çekecekti. Hayati tehlikesi vardı.”SMA hastası kızını sırtında taşıyarak ihtiyaçlarını yaptıran annesi Melek Erkeç ise şöyle dedi; “Sabah kahvaltısını yapıyorlar. Banyosunu ve günlük tüm ihtiyaçlarını yaptırıyorum. Kızımı sırtımda taşıyarak bunları yapıyorum.”