(özel Haber) Türkiye’nin ‘öteki’ Kadınları: Trans Kadınlar

Pek çok kişi tarafından kadın olarak kabul edilmeyen ancak kadın oldukları için de baskıya maruz...

Pek çok kişi tarafından kadın olarak kabul edilmeyen ancak kadın oldukları için de baskıya maruz kalan Türkiye’nin ‘öteki’ kadınları trans kadınlar, karşılaştıkları fiziksel ve psikolojik şiddetten istihdama kadar pek çok sorunla yüz yüze kaldıklarını bildirdi. Biyolojik erkek ve kadından kat kat fazla ezildiklerini söyleyen trans kadın Demet Yanardağ, şöyle konuştu: “Dünya Kadınlar Günü’nde ayrım yapılması gerektiğini düşünmüyorum. Özellikle trans olmamızın vurgulanmasına da gerek yok. Biz Kadınlar Günü’nde de sokaktayız, geri kalan 364 gün de sokaktayız. Sadece gündüz değil, geceleri de.”Üniversite mezunu trans kadın Demet Yanardağ, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde trans kadınların yaşadıkları sorunları ve toplumda maruz kaldıkları baskıları anlattı. Sadece trans oldukları için eğitim göremeyen, iş bulamayan, kendilerine yöneltilen eleştirilere alışmak zorunda kalan, siyasette temsil edilmeyen ‘öteki’ kadınların hayatını anlatan Yanardağ, sadece 8 Mart’ta değil geri kalan 364 günde de sokaklarda olduklarını söyledi. Biyolojik erkek ve kadından daha fazla ezildiklerini, günlük hayatlarında pek çok sıkıntıyla baş ettiklerini belirten Yanardağ, toplumdaki cinsiyetçi algı bitmeden kurtuluşlarının olmadığına dikkat çekti.“KADINLARDAN BEŞ KAT FAZLA EZİLİYORUZ”Türkiye’de erkek ve kadın olmanın zor olduğunu söyleyen Yanardağ, şunları söyledi: “Türkiye’de cinsiyetlere baktığımızda erkek için de zorluklar var. Birçok şehirde erkek çalışıp karısına ve evine bakmak zorunda. Bunu yaparken aynı zamanda hakimiyet de kuruyor. Kadın olmak Türkiye’de çok zor. Gece sokağa çıkamıyorsunuz. Çıktığınız zaman erkek zihniyetin ‘bu saatte sokaktaysa buna ne yaparsan mubahtır’ düşüncesiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Erkek olmanın zor olduğu, kadın olmanın daha da zor olduğu bir toplumda trans olmak çok çok daha zor. Bir erkekten 10 kat, kadından 5 kat fazla eziliyoruz diyebilirim.”“HİÇBİR İŞ OLANAĞI SUNULMUYOR”Transeksüellerin iş bulma konusunda büyük sıkıntılar yaşadığını kaydeden Yanardağ, toplumda ‘transseksüelseniz seks işçiliğinden başka bir şey yapamazsınız’ algısının hakim olduğunu ancak trans kadınlarında pek çok işi yapabildiğini ifade etti. Üniversite mezunu olduğunu söyleyen Yanardağ, trans kadınların iş bulma sıkıntısını şöyle anlattı: “Ben üniversite mezunuyum ama kimliğimden ötürü iş bulmakta zorluk çekiyorum. Aramızda sırf trans olduğu için hiç okul okuyamayanlar var. Okulunda baskı gören o kadar çok trans var ki. Eğitim alanlarımız bile bu kadar kısıtlıyken biz iş bulma konusunda tabii ki sıkıntı çekiyoruz. Maalesef toplum çoğunlukla şunu der; ‘yapmasınlar’. Yapmasınlar ama ne yapsınlar? Hiçbir iş olanağı sunulmuyor. Seks işçiliğini ikiye ayırmak lazım. Bir zorunlu seks işçiliği var bir de isteyerek yapılan seks işçiliği var. Türkiye’de isteyerek yapmak mümkün değil. İnsanlar zorla seks işçiliğine itiliyor. Türkiye’de seve seve bu işi yapan birileri olduğunu düşünmüyorum. Bugün bir doktor, bir mühendis, yani kariyer sahibi bir insan durup da ‘ben bir seks işçisi olayım, bu da nasıl zevkli bir şeymiş’ demez.”“TOPLUMUN İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ”Toplumun transeksüllere karşı ikiyüzlü olduğunu belirten Yanardağ, sözlerine şöyle devam etti: “Toplumda şöyle bir algı var; erkeklik nasıl reddedilir de daha aşağı bir kimlik olan kadın kimliğine bürünülebilir. O erk yapının altını sarsmamızdan rahatsız oluyorlar. Toplumun ikiyüzlülüğünü görüyoruz. Sokakta, ‘travesti, ‘tro’, ‘dönmeye bak’ diyen insanlar gece gelip ‘kraliçem’, ‘aşkım’, ‘canım’, ‘cicim’ diyebiliyor. Bir transseksüelin günde 10 kişiyle beraber olduğunu düşünürseniz, sadece İzmir’de bin transseksüel olduğunu düşündüğümüzde onlarla beraber olan erkek sayısı çok büyük bir rakamı bulur.”“KÖTÜ SÖZLERE ARTIK ALIŞTIK”Günlük hayatlarında insanların kötü söylemlerine, rahatsız edici bakışlarına sık sık tanık olduklarını belirten Yanardağ, şunları söyledi: “Toplum ‘ameliyatlısın artık tamamen kadınsın’ demiyor. Bugün Bülent Ersoy’a bile televizyonda ‘Bülent Bey’ diyebiliyorlar. Ameliyat olmanız olmamanız, pembe kimliğinizin olup olmaması önemli değil. İnsan bir şeyi her gün yaşarsa bunu normalleştirir. Kötü söylemlerle her gün karşı karşıyayız. Bu yüzden herhangi bir tuhaflık görmüyoruz artık bu bir alışkanlık olmuş. Bir süre sonra umursamayabiliyoruz. Ne yazık ki transfobi toplumda hat safhada. LGBT (lezbiyen, gay, biseksüel,trans) bireyler içinde toplumda en çok görülen translar olduğu için homofobiye en çok biz maruz kalıyoruz. Kadın bile birbirini ezerken transları ezmeleri normal. Toplumdaki cinsiyetçi algı bitmeden hiç kimsenin kurtuluşu yok.”“KENDİMİZE SAHİP ARAMIYORUZ”8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü değerlendiren Yanardağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Genelde emekçi kadınlar günü diye lanse edenler solcular oluyor. Son zamanlarda solcu grupların birçoğu ‘sizi sahipleniyoruz’, ‘sizin yanınızdayız’ diyorlar ama açıkçası bizi kimsenin sahiplenmesini istemiyoruz. Senelerce başımızda hep sahipler oldu. Devlet sahip oldu, polis sahip oldu. Bu toplumun erkekleri sahip oldu. Kendimize sahip aramıyoruz. Dünya Kadınlar Günü’nde ayrım yapılması gerektiğini düşünmüyorum. Seks işçileri olarak biz emekçiyiz. Özellikle trans olmamızın vurgulanmasına da gerek yok. Biz, Kadın Günü’nde de sokaktayız, geri kalan 364 günde de sokaktayız. Sadece gündüz değil geceleri de.”“HASTALIK VE TERCİH DEĞİL”Transeksüelliğin hastalık ve tercih olarak nitelendirilmemesi gerektiğini kaydeden Yanardağ, şöyle konuştu: “Madem hastayız tedavi etsinler neden dışlanıyoruz. Bugün kanser hastası dışlanıyor mu? Grip olduğunuzda okumanıza izin mi vermiyorlar? Bunun hastalık olması mümkün değil. Birçok kişi tercih diyor. Bu bir tercih değil kimliktir.”“HALKA HİZMET EDEBİLECEĞİMİZ DÜŞÜNÜLMÜYOR”Trans bireylerin siyasetteki temsilini de değerlendiren Yanardağ, her siyasi partinin içerisinde LGBT bireylerinin olduğunu belirterek şöyle konuştu: “LGBT bireyler içinde birçok partiye üye olanlar var. Özellikle siyasi partilerin içinde seçilme söz konusu olduğunda bir eşcinselin belediye başkanı olup halka hizmet edebileceği düşünülmüyor. Eşcinselin ya da transseksüelin bunu yapabileceği akıllarının ucundan geçmiyor. Kadının aşağılandığı bir toplumda kadının bir erkeği yönetmesi erkeğin gücüne gidiyor. Erk zihniyet bunu istemiyor. Erkekliği reddettiği düşünülen trans kadınlar için de durum farklı değil. AK Parti İzmir’den ve CHP Bursa’dan iki trans kadın aday adayı olmuştu. İzmir’deki de Bursa’daki de seçilmedi.”Ailelerinden uzak yaşamak durumunda kalan trans kadınlardan biri olan Yanardağ, trans bireyler için aile ve evlat olgusunu şu sözlerle anlattı: “Tüm insanlar ailesini özler. Trans kadınlar olarak birçoğumuz ailesinden uzak yaşamak zorunda kaldığı için tabii ki anne ve babalarımızı çok özlüyoruz. Biz de normal bir aile hayatı isterdik ama toplumun baskısından ötürü ailelerimizin de üzüldüğünü görünce daha az görüşüyoruz. Evlilik olayına gelince, bir trans kadınla evlenecek olan erkek de aynı şekilde toplum baskısına maruz kalacağı için genelde resmi nikah olmuyor. Ama her yer aile hayatı kuran trans bireylerle dolu. Trans kadınlara da aşık olan çok erkek var ama gizlemek zorunda kalıyorlar çünkü bir trans kadınla evli olmanın, beraber yaşamanın zorluğunu kabul edemiyorlar. Bir trans kadın bunları yaşamaya alışık ama trans kadınlarla birlikte olan erkek kaldıramayabilir. Arkadaşları, ailesi ne diyecek, çocuk olmayacak diye birçok sözle karşılaştıkları için erkekler de saklıyor.”

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: