Bursa’da simit fırınında başına kapak düşünce kaldırıldığı hastanede yapılan iğnenin ardından sakat kaldığını öne süren 27 yaşındaki kadın, Sağlık Bakanlığından, “Enjeksiyon uygulanan hastalarda oluşan sakatlığın beklenebilir komplikasyon olarak değerlendirilmesi gerekiyor” yanıtını aldı.
2008 yılında simit fırınında çalışan 28 yaşındaki Gülşah Filiz’in kafasına fırının kapağı düştü. İş yeri sahibi Filiz'i alarak Bursa Devlet Hastanesi’ne götürdü. Burada ağrı kesici iğne yapılan genç kadın, 2 gün sonra ayağında uyuşma olduğunu hissederek hastaneye gitti. Bursa Devlet Hastanesi doktorları, iğne sonrasında uyuşmanın normal olduğunu söyleyerek genç kadını evine gönderdi. Uyuşma geçmeyince Filiz bu kez Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne gitti. Burada yapılan incelemede, genç kadına yapılan iğnenin sinirlerinden birine denk geldiği ve bu sebeple ayağında uyuşma olduğu tespit edildi. Genç kadın 2 defa ameliyat olmasına rağmen iyileşemedi.
Hastanelerden umudunu kesen Gülşah Filiz ve eşi Okan Filiz, Bursa Devlet Hastanesi'nden şikayetçi oldu. Bursa Barosu da genç kadına avukat tahsis etti ve hastane dava edildi. Mahkeme tarafından Adli Tıp Kurumu’na gönderilen dosya ile ilgili, “sakatlığın enjeksiyon sonrası oluştuğu, buna karşın enjeksiyonun yanlış uygulandığına ilişkin bir bulguya rastlanmadığı, kaldı ki enjeksiyon doğru uygulansa bile bu tür sakatlıkların oluşmasının mümkün olduğu” şeklinde rapor verildi. Sağlık Bakanlığı da iğne yüzünden sakat kaldığı tespit edilen genç kadına, “Enjeksiyon uygulanan hastalarda oluşan sakatlığın beklenebilir komplikasyon olarak değerlendirilmesi gerektiği” yönünde cevap verdi. Mahkemede davayı kaybeden Filiz, sakat ayağına yüzde 17 “yürüyemez” raporu aldı.
Bursa 1. İdare Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme, “Bursa Devlet Hastanesi’nde davacıya uygulanan tedavide davalı idarenin herhangi bir hizmet kusuru bulunmamış, davacının maddi ve manevi tazminat talebi yerinde görülmemiştir. Bu sebeple 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesi uyarınca maddi tazminat yönünden 14 bin 74 TL, manevi tazminat yönünden ise 600 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine oy birliği ile karar verilmiştir” şeklinde karar verdi.
Kararla birlikte şok olan Filiz, adalete olan güvenlerinin sarsıldığını söyledi. Hastanede vurulan iğneden sonra yürüyemediğini ifade eden Filiz, “İğneyi vurduktan sonra ayağım uyuştu. Doktorlara ayağımın uyuştuğunu söyledim, ‘Bir şey olmaz geçer, kolonya sür geçer' dediler. Daha sonra doktora gittim ve iğnenin sinire denk geldiğini söylediler. İlacı vücuduma saldıkları için ilaç vücudumdan çıkmıyor. Sağlık Bakanlığı da kabul ediyor iğneden kaynaklandığını ama herkesin başına gelebileceğini söylüyorlar. İki kez ameliyat oldum. Doktorlar bu sakatlığın ömür boyu böyle süreceğini söyledi. Barodan param olmadığı için avukat tuttum ama davayı kaybedince 14 bin TL avukatlık parası ödemeye mahkum oldum” ifadelerini kullandı.
Eşinin yanından ayrılmayan Okan Filiz ise “Eşim ameliyat oldu, paramız olmadığı için 5 bin lira kredi çektim. Şimdi ben ne yaparım?” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz