ÖZEL | Türkiye Narin'e ağlıyor! Ünlü hukukçudan çağrı: Çocuk cinayetlerinde idam cezası gündeme gelmeli!

Diyarbakır'da yaşayan okuluna giden yaz tatilinde arkadaşlarıyla oynayan mutlu bir çocuktu Narin, vahşi şekilde katledildi bir çuvalın içine sığdırıldı dereye atıldı! Günler boyunca arandı, katilleri bizzat arama çalışmalarına katıldı. Öldürenleri bilenler sustu, katilleri saklamaya çalıştı. Narin ve Narin gibi günahsız çocuklara karşı işlenilen cinayet, istismar gibi suçlara karşı idam çağrıları giderek artmaya başladı. Ünlü hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen'den önemli bir çıkış geldi!

MYNET ÖZEL | Türkiye 8 yaşındaki Narin Güran'a ağlıyor. Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra evine 3 kilometre uzaklıktaki derede cansız bedeni bulunan Güran, dün gözyaşlarıyla toprağa verildi. Herkesi sarsan itiraflar sonrası tüm gözler, aileye çevrildi. Aralarında anne, baba ve ağabeyin de olduğu 25 kişi gözaltına alınırken; ailenin cenazeye katılmalarına dair izin verilmedi.

"CANSIZ BEDENİNİ AMCADAN ALDIM" DEMİŞTİ

Narin'in cansız bedenini çuvalla dereye gömdüğünü söyleyen itrafçının, Narin'in cenazesini kendisine soruşturmanın tek tutuklu sanığı olan amca Salim Güran'ın verdiğini söylemişti. Yeniden ifadesi alınan amca ise suçlamaları reddetmişti.

Reklam
Reklam

İDAM ÇAĞRILARI YENİDEN GÜNDEME GELDİ

Şimdi tüm ekipler "Narin'in katili kim?" sorusuna yanıt ararken, kamuoyunda ise katil ya da katillere olan öfke adeta tavan yaptı. Her çıkan detayla tepkiler daha da katlanırken; idam çağrıları yeniden gündeme geldi.

ERSAN ŞEN: "ÇOCUK CİNAYETLERİNDE İDAM CEZASI GÜNDEME GELMELİ!"

Konuyla ilgili Mynet'e özel açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ersan Şen'den ise çok konuşulacak idam çağrısı geldi. Prof. Dr. Şen, yaptığı açıklamada "Benim önerim sadece çocuklara karşı işlenen suçlarda veya 15 yaşından ya da 12 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinayetleri kapsamaktadır. Ya idam cezası getirilmeli ya da bu mümkün değilse koşullu salıverilme olmaksızın çocuğu öldüren fail ömür boyu hapis cezası çekmelidir." dedi.

"TEKRAR GÜNDEME ALINMASI GEREKİR"

Prof. Dr. Ersan Şen'in Mynet'e yaptığı açıklamaların tamamı şöyle;

Reklam
Reklam

"Her ne kadar Anayasa ve bağlı olduğumuz İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi gereğince idam cezası mümkün olmasa da, çocuklara karşı işlenen cinayetlerde bu cezanın tekrar gündeme alınması gerekir. Biliyorum, şimdi bazı kesimler idamın ilkel bir ceza olduğu, artık geçmişte olduğu, ceza infaz edildikten sonra yapılan hataların dönülemediği gibi itirazlarda bulunacak.

Ben burada her öldürme suçu bakımından veya siyasi suç kapsamında ele alınan devlete karşı işlenen suçlarda idam cezasını savunmuyorum. Bir çocuğu düşünün, koruması ve savunmasız, buna karşı nitelikli cinsel istismar da dahil her suçun işlendiği ve acımasızca hayatına son verildiği durumda, bu suçu işleyenin nasıl cezalandırılacağı üzerinde durmalıyız.

"BU SUÇLULARI TOPLUM İÇİNE BIRAKMAK DOĞRU MU?"

Bu tür suçları işleyenleri uslandırıp toplum içine bırakmak mümkün olabilir mi? Burada çocuğun korunan hukuki yararı, onun beden ve ruh bütünlüğü, hayatı gözardı mı edilecek? Yargılamada hata olabilir mi? Her yargılamayı ayrı değerlendirmek lazım. Artık delil toplama teknikleri, bilim ve teknik o kadar gelişti ki, bu konularda hata payının çok azaldığı, şüphenin devam ettiği durumda da mahkumiyet kararı verilemeyeceğini görmekteyiz.

Reklam
Reklam

Sonuçta hayatın sonlandığı idam cezasından bahsedildiğinde, bu tür dosyaların ve davaların deyim yerinde ise kılı kırk yararak incelenip sonuçlandırılacağı kuşkusuzdur.

"ANAYASAYA AYKIRILIK DA YOK"

Ayrıca kanun yolları var. Karar kesinleşmeden zaten infaz edilemez. Çok tepki görecekse, çocuklar bakımından 12 veya 15 yaşını doldurmamış çocuk sınırlamasına gidilebilir. Bu yönde Anayasaya aykırılık da yok. Çünkü “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddenin 3. fıkrası çocuklar bakımından “pozitif ayırımcılık” yapılabileceğini ve arklı koruma yolları getirilebileceğini belirtmektedir.

Amaç burada birisi çocuğa karşı suç işlesin de onu idam edelim değil, amaç çocuklara karşı suç işleme eğilimi olanları caydırmaktır. Cezanın amaçlarından en önemlisi caydırıcılıktır. Çocukların, hele 15 yaşını doldurmamış çocukların korumasız ve savunmasız olduğu, her türlü tehditle ve tehlike ile karşı karşıya kaldığı bilinmektedir.

"TOPLUMDA İDAM BEKLENTİSİ OLUŞTU"

Bu tür suçlar önlenemediğinden, toplumda idam cezasına yönelik bir beklenti oluşmuştur. Ya çocukları koruyup çocuklara karşı suç işlenmesini önleyeceksiniz ya da faillere hak ettikleri cezaları vereceksiniz. Mevcut durumda Anayasa değişikliği yaparak ve İHAS’a bağlılıktan dolayı idam cezası getirilemiyorsa, o zaman çocuklara karşı işlenen nitelikli cinsel istismar ve cinayetlerden dolayı koşullu salıverilme kaldırılsın. Bu da idam cezasına yönelik bir cezadır ve ayrıca ileride bir yargılama hatası yapıldığı anlaşılırsa, hatadan dönmek de mümkün olabilir.

Reklam
Reklam

"BENİM ÖNERİM..."

Benim önerim, sadece çocuklara karşı işlenen suçlarda veya 15 yaşından ya da 12 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinayetleri kapsamaktadır. Ya idam cezası getirilmeli ya da bu mümkün değilse koşullu salıverilme olmaksızın çocuğu öldüren fail ömür boyu hapis cezası çekmelidir. Burada amaç, çocuklara karşı istismar ve cinayet suçlarının işlenmesinin önüne geçmek, korumasız ve savunmasız olan çocukları bu tür suçlara karşı korumaktır. Buna rağmen çocuklara karşı bu tür ağır suçlar işleniyorsa, elbette idam cezası uygulanamıyorsa serbest bırakılmaksızın, ölünceye kadar fail cezasını çekmelidir.

Bu tür suçların çocuklara karşı işlenmesinin önlenmesi, maddi hakikate ve adalete ulaşılmasında, bu tür olumsuzlukları görenlerin, bunlara rastlayanların sessiz kalmamaları, en azından durumu ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu yasal bir yükümlülüktür. Toplumda yaygınlaşan suskunluk bana dokunmasın anlayışı, çocuklara karşı işlenen bu suçların ortaya çıkmasını engellemektedir. Toplumun ve bireylerin çocukların korunup kollanmasında daha duyarlı olmaları şarttır. Suç işlendikten sonra yargılama ise ayrı bir durumdur. Toplumun hassasiyetlerini anlıyorum, ama kimseyi de yargısız şekilde infaz etmek doğru değildir. Yargının sonucunu beklemek gerekir. Önemli olan, bir hukuk devletinde adaletin hızlı ve doğru tecelli etmesidir."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: